Soyadı Bilinmeyen Dedektif
Onun adı Behzat. Soyadını ise kimse bilmiyor. Emrah Serbes’in yarattığı Behzat Ç. Türk Polisiyesi deyince akla gelen ilk karakterlerden biri. Tabii bunda yapılan dizinin büyük etkisi var. Hatta romanı ve Behzat Başkomiser karakterini bu kadar popüler yapan da bence, dizinin başarısı.
Behzat Ç., Emrah Serbes’in 2006 yılında yazdığı “Her Temas Bir İz Bırakır” adlı romanda ilk defa karşımıza çıkıyor. Serbes, daha sonra yazdığı “Son Hafriyat” adlı romanında bu karaktere bir kere daha yer vermiştir. Behzat Ç. hayatta hiçbir zaman kimseye minnet etmemiş, çevresindekilere yağ çekmemiş, kimseyi kollamadan işini yapmaya, dik durmaya, kanunları uygulamaya çalışmış ve bu yüzden de yükselememiş Ankara Asayiş’te görevli bir başkomiserdir.
Okumayanların olabileceğini düşünerek romanların konularından bahsetmeyeceğim ama iki romanı da okumuş birisi olarak sürükleyici ve güzel polisiyeler olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Behzat Ç. içe dönüktür, ketumdur, çok konuşmaz. Bazen hiç konuşmaz. Sıkıntılarını dertlerini hep içinde yaşar. Yeri gelir sorgu odasında fırtınalar estirir. Suçlu olduğundan emin olduğu şüphelilere acımaz, şiddete başvurur. Yeri gelir üstleri ile dalga geçer, hiç alttan almaz. Bu yüzden zaten yıllar boyunca uyarı cezası, kıdem cezası alıp durmuştur. Ama aynı oranda da zekidir, cinayetleri aklıyla çözer. Yemek yemeye pek vakti yoktur. Eve gelince hemen bir tost yapar kendine. Belki de bu yüzden zayıf ve uzun boyludur. Hatta bu yüzden gençlik yıllarında kendisine “Kürdan Behzat” diye lakap bile takılmıştır. Sıkı bir Gençlerbirliği taraftarıdır, kesseler maçlarını kaçırmaz. Zaten gençliğinde top oynamıştır. Hatta antrenörlük sertifikası bile vardır. Futbolla o kadar ilgilidir ki gazeteleri okumaya spor sayfasından başlar. Televizyonla da pek ilgisi yoktur. Bataklık aslanlarının zavallı antiloplara saldırmasını anlatan hayvan belgesellerinden başka bir program izlemez.
Mesleğine aşık bir adamdır. Zaten evliliğini de büyük ölçüde mesleği yüzünden yürütememiştir. Tek kızı Berna’nın annesi Ceyda’dan boşandıktan sonra artık hayatta tek varlığı kızıdır. Ancak onunla da arası iyi değildir, devamlı kavga ederler. Çünkü dedektifimizin agresif, haksızlıklara karşı sessiz kalamayan bir yapısı vardır. Öfkesini çok kolay göstermesine rağmen sevgisini gösterebilen biri değildir. Yıllar sonra tesadüfen karşılaştığı gençlik aşkı Bahar’a bile doğru dürüst açılamaz. Aslında aşk hayatı da çalkantılarla doludur. Pavyonda şarkı söyleyen Gönül’le bir ilişkisi vardır ama ikisi de bu ilişkinin yürümeyeceğinin farkındadırlar. Zaten sonunda da ayrılırlar. Bahar’dan da beklediği karşılığı bulamayan Behzat Ç. sonunda başlarda devamlı kavga edip tartıştığı Savcı Esra ile evlenecektir.
Cinayet Büro’nun birinci başkomiseri ve amiri Behzat Ç.’nin her zaman yanında olan birçok yan karakter vardır. Mesela abisi Şevket, Şule, ekip arkadaşları Harun, Akbaba ve Hayalet. Asıl adı Sabri olan Hayalet, kayıpları veya aranan kişileri bulmakta uzman olduğundan ona bu lakap verilmiş. Akbaba’nın uzmanlık alanı ise cesetler. Koklaya koklaya cesedin yerini bulabilen, yaralı bir adamın kaç dakika sonra öldüğünü söyleyebilen biri. Adeta bir adli tabip. Adli tabip gibi saptamalarda bulunur ve genellikle bu saptamaları doğru çıkar. Cinayet Büro’daki diğer elemanlar ise, daha çok araştırmada görevli olan pek sahaya çıkmayan Eda, Selim ve ziraat mühendisi olmasına rağmen iş bulamayınca polis olan Cevdet’tir. Eda, aynı zamanda tek kadın karakter olarak ekipte yer alan kişidir.
Behzat, abisi Şevket ile pek anlaşamaz. Çünkü iki kardeş, tamamen zıt karakterlere sahiptirler. Şevket toplumda saygınlığı olan, iyi bir iş ve kariyer sahibi bir adamdır. Bazı yüksek yerlerde tanıdıkları vardır ve çevresi geniştir. Behzat’ın dik başlılığı yüzünden aldığı ihtar ve cezaları engellediğini sürekli Behzat’ın yüzüne vurduğu için, iki kardeş arasında kavga eksik olmaz. Şevket, “Lan ben olmasam şu anda ya Siirt’te ya da Batman’da görev yapıyordun hıyar herif!” diye bağırarak sık sık Behzat’ı azarlar. Behzat ise bu lafları hiç kaldıramaz ve bu tartışmalar genellikle Behzat’ın abisini küfrederek evden kovmasıyla son bulur. Babası emekli bir albay olan Behzat’ın akşamları kafa çekmeye gittiği meyhanenin sahibi, akademiden birlikte mezun oldukları halde, nedendir bilinmez polis olduktan üç sene sonra istifa eden Hüseyin’dir. O da Behzat’ın yakın çevresindeki dostları arasında yer alır.
Emrah Serbes’in yazdığı Behzat Ç. kitapları, polisiye literatürde yer alan “Sert Polisiye” dediğimiz türe daha yakındır. Behzat Başkomiser içki içer, pavyona gider. Sigara tiryakisidir. Samsun 216 sigarasını elinden düşürmez. İmamesinde “A” harfi olan bir tespih taşır ve yanından hiç ayırmaz. Bu tespih eski dostlarıyla ortak aldıkları bir tür işarettir onun için. Suçlu olduğundan emin olduğu sanıklara kötü davranması, çoğu zaman tartaklaması hatta dövmesi söz konusuyken, kadınlara karşı naziktir.
Behzat Ç. karakteri, biraz da soyadındaki bilinmezlik yüzünden dikkat çekince televizyona taşınmaya karar verildi. Star Tv’de yayınlanmaya başlayan dizi çok ilgi gördü ve üç sezon ekranlarda kaldı. Altı senelik bir aradan sonra Blu TV’de dokuz bölümlük bir dördüncü sezon daha yayınlandı. Dördüncü sezon ilk bölümlerdeki tadı vermese de yine de sevenleri tarafından kaçırılmadı ve izlendi.
İlk bölümü “Her Temas Bir İz Bırakır” adlı romandan alınan dizinin ilk sezonu bittikten sonra yapımcılar bir de Behzat Ç. filmi yapmaya karar verdiler. “Seni Kalbime Gömdüm” adlı filmin konusu da Emrah Serbes’in ikinci Behzat Ç. romanı olan “Son Hafriyat”tan alındı. Dizinin üçüncü sezonu bittikten sonra yeni bir Behzat Ç. filmi daha geldi. “Behzat Ç. Ankara Yanıyor” adlı bu film ve dokuz bölümlük dördüncü sezondan sonra Behzat Ç. efsanesi geçici bir ara daha verdi. Geçici diyorum çünkü gerek dizinin fan sayfaları gerekse dizinin bazı oyuncuları zaman zaman özellikle sosyal medyada dizinin tekrar başlayacağını söyleyip duruyorlar. Behzat karakterini canlandıran usta oyuncu Erdal Beşikçioğlu’nun dizinin tekrar çekilmesi fikrine pek sıcak bakmadığı için projenin uygulanamadığı da söylentiler arasında. Yine de son aylarda oyuncu kadrosunun değişerek dizinin tekrar başlayacağı ihtimali güçlenmiş durumda.
Şimdilik sadece söylenti tabii ama dizi başlarsa veya Emrah Serbes bize yepyeni bir Behzat Ç. romanı hediye ederse Türk polisiyesinin biraz daha şenleneceği kesin. Biz de bunu umalım ve biri çıkıp da bize, “Saçma sapan konuşma laa!” demeden yazımızı burada sonlandıralım.
Polisiye ile kalın…