Merhaba sevgili polisiyeseverler, cinayet, bir toplumda işlenebilecek en büyük suç. Bunu hepimiz biliyoruz. Bireylerin toplumsal rolleri dolayısıyla işlenen cinayetlerin sayısı ise ülkemizde hızla artmakta. Kurbanların büyük bölümünü kadınlar oluşturmakla birlikte, çocuklar, yaşlılar ve LGBTİ bireyler de bu kanlı listede yer almaktalar.
Kadının sırf kadın olması nedeniyle şiddete maruz kalması ve öldürülmesi ve bunun toplumumuzda giderek yükselen bir seyir izlemesi kayıtsız kalamayacağımız bir meseleydi. Kadına şiddetle mücadele günü olarak belirlenen 25 Kasım’a denk gelen 41. sayımızda biz de sayfalarımızın bir kısmını bu konuya ayırmayı uygun bulduk. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Melek Önder’le yaptığımız röportajın, platformun çalışmaları ve kadınlara yönelik şiddetin ne olduğu hakkında doyurucu bilgiler içerdiği kanısındayım. Eminim bu röportajı sizler de ilgiyle okuyacaksınız. Bu sayıda, aynı konuda ilgiyle okuyacağınızı umduğum bir diğer yazı ise İzzet Otru’nun Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık başlığını taşıyor. Çok daha kapsamlı bir çalışmanın parçası olan yazı, kadın cinayetlerinin ve genel olarak şiddetin tanımını ve çerçevesini bizlere sunuyor.
Önümüzdeki günlerde ülkemiz polisiye edebiyatının iki önemli ödülü sahiplerini bulacak. Bunlardan biri Polisiye Yazarları Birliği’nin Kristal Kelepçe ödülü. Diğeri ise Dedektif Dergi tarafından verilen Zehirli Kalem ödülü. Ödüller için yarışan bütün yazarlarımıza başarılar diliyorum.
Hepinize keyfli okumalar.