Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Dedektif Dergi Yazarlarının 2022 Değerlendirmesi

Diğer Yazılar

Dedektif Dergi
Dedektif Dergihttps://dedektifdergi.com/
En çok aldığımız sorulardan biri, Dedektif’e yazı gönderebilir miyiz? Evet, elbette bize konusu polisiye olan öykülerinizi ve gene polisiye üzerine yazılmış denemelerinizi, incelemelerinizi, kitap/film eleştirilerinizi ve makalelerinizi gönderebilirsiniz. Öykü ve yazılarınız yayın kurulumuz tarafından değerlendirildikten sonra dergimizde yayınlanacaktır.

YEŞİM YÖRÜK

2022 yılında okuduğum polisiye kitaplar arasında en beğendiklerim, Gencoy Sümer’in Bir Ölüm Kalım Meselesi, Funda Menekşe’nin Korona Günlerinde Cinayet, Ulaş Özkan ve Emrah Poyraz’ın Kör Kanun, Verda Pars’ın Ölüm Fısıldar Geceye, Søren Sveistrup’un Kestane Adam kitaplarıydı. Osman Aysu’nun Sır adlı romanı, usta yazarın kullandığı edebi dil ve üslubun şahaneliğine rağmen kurgusuyla beni etkileyemeyen, beğenmediğim romanlardan biri olarak kaldı.

Polisiye dizilerden en beğendiklerim Unbelievable, How To Get Away With Murder, Inside Man ve Deadwind dizileri oldu. Gerçek bir seri katilin hayat hikayesinden uyarlanan Dahmer dizisi, sergilenen muhteşem oyunculuklara rağmen içerdiği şiddet, canilik ve gerilim yüzünden ne yazık ki benden geçer not alamadı. Ayrıca 2022 yılında dokuzuncu sezonu yayınlanan Blacklist dizisinde yapılan radikal değişiklikler son sezondan keyif almamı engelledi. Polisiye filmler arasında en beğendiğim Enola Holmes – 2 oldu. 2020 yılında sinemalara gelen Knives Out’un devam filmi olan Glass Onion ise beğenmediğim filmler arasına girdi.

2022 yılının en önemli polisiye olaylarından biri Dedektif Dergi’nin Türkiye Dergiler Birliği tarafından yılın polisiye dergisi seçilmesiydi. Bir diğer önemli olay da yazar Ayşe Erbulak’ın, Norveç’in Trondheim şehrinde yapılan geleneksel Trondheim Polisiye Festivali’nde, ülkemizi ilk ve tek Türk polisiye yazarı olarak temsil etmiş olmasıydı.


RAMAZAN ATLEN

2022’de başta Ayrıksı Kitap, Mylos Kitap, Alfa Yayınları olmak üzere bazı yayınevlerinin polisiye serilerini sıralı basmaya devam etmeleri ve müstakil ya da derleme polisiye öykü kitaplarının sayılarının gittikçe artması sevindiriciydi. Okuduğum romanlar arasında Levent Bakaç’ın SIRR-I Müphem’i doğrudan polisiye sayılmasa da içerdiği gizem ve absürd anlatımıyla, Gencoy Sümer’in Mavi Kolye’si Agatha Christie’nin meşhur bir romanındaki sürprizden haberdar olanların bile çözmekte zorlanacakları muammasıyla, Algan Sezgintüredi ve Mesut Demirbilek’in ortaklaşa kaleme aldıkları Kavgaz polis soruşturması tarzı polisiyelerdeki çıtayı bir hayli yükseltmesiyle dikkate değer çalışmalardı. 2022’de beni sevindiren gelişmelerden bir diğeri hak ettiği kadar okunmadığını düşündüğüm İnsanlık Hali’nin (Reha Avkıran) Kristal Kelepçe en iyi öykü kitabı ödülü almasıydı. Bunların dışında keyifle okuduğum polisiye / gizem / suç kitaplarından bazıları şunlardı; Şeytanın Çırağı (Şiro Hamao), Şibumi (Trevanian), Çaylak (Nihal Orhan), Korona Günlerinde Cinayet (Funda Menekşe), Cehennem Çiçeği (Alper Canıgüz), Piramit (Henning Mankell), Bir Dizi Ölü Adam (Lawrence Block). Bu yıl çok fazla film ya da dizi izleyemedim. İzlediklerim arasında Knives Out (Bıçaklar Çekildi) en çok keyif aldığım polisiye film oldu. 2022 kişisel tarihimde ilk kitabımın yayınlandığı, düzenli çeviri yapmaya başladığım yıl olarak kayda geçti. 2023’te nitelikli polisiyeler okumayı, hayalimdeki romanı yazmayı diliyorum, bir de Agatha Christie’nin hak ettiği yayınevinden yayınlanmasını


MURAT YÜKSEL

2022 yılında okuduğum, yıl içinde veya öncesinde yayınlanmış polisiye tarzındaki kitaplardan roman türünde yabancı olarak en beğendiğim kitap Mermer Adam oldu. Grange 2.Dünya Savaşı yıllarını perspektifine çok güzel oturtmuş. Yerli romanlarda ise en severek okuduğum kitap 2022 yılında okuduklarımı baz aldığımda Elçin Poyrazlar’ın Kayıp Yüz romanı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kapalı oda cinayetleri türündeki en beğendiğim roman ise Gencoy Sümer’in Feneryolu Cinayetleri kitabı oldu. Bu sene bende hayal kırıklığı yaratan roman ise (okumayı kendime zulüm sayarak yarım bıraktığım onlarca kitabı saymazsam) Sahte Sultan oldu. Mahfi Eğilmez’in bilgisini ya da yazarlığını tartışacak değilim ama Sahte Sultan hem isimlerdeki tek harfli kısaltmalar, hem gereksiz bilgi yığını ile beklentilerimin çok altında kaldı. Öykü kitaplarında en sevdiğim kitap bu yıl Reha Avkıran’ın İnsanlık Hali oldu. Derleme yani kolektif öykü kitaplarında ise Dark Dedektif – 1 derlemesinden başkasını düşünemiyorum. Bunun dışında Emrah Serbes’in Behzat Ç’nin genelde Ot ve Kafa’da yayınlanmış öykülerinden oluşan yeni kitabı Çekiç ve Gül de dikkate değer kitaplardan oldu. Beğenmediğim polisiye öykü kitaplarını da yarıda bıraktığım için bu konuda isim vermek istemiyorum. Geçen yılın dikkate değer, severek izlediğim televizyon olayları bana göre polisiye ve suç temalı yapımlarda; yerli dizi olarak Behzat Ç.’nin Çekiç ve Gül dizisiyle dönüşü ve mini dizi Mezarlık oldu. Yabancı dizilerde Dahmer, yabancı filmlerde Enola Holmes 2’yi sayabilirim. Türk filmlerinde ise komedi polisiye suç tarzındaki Hazine’yi söyleyebilirim ama bunun filmde Çağlar Çorumlu’nun oynaması ile alakası yoktur desem de inanmayınız. Yılın polisiye olayları ise kuşkusuz Zehirli Kalem  Öykü Yarışması ve Kristal Kelepçe Ödülleri oldu. 

Hayatımızda polisiye hiç eksik olmasın. 


NURHAN IŞKIN

Geçen yılın bence en iyi yerli polisiye romanlarının başında Orçun Yenilmez’in Derin Şüphe’si  yer alıyor. Yabancılardaysa en çok Nora Roberts’in Gölge Ölüm adlı eserini beğendim.

2022’nin en önemli polisiye edebiyat olayına gelince… Bana göre en önemli olay, Dedektif Dergi’nin yeniden dijital yayına dönmesi oldu.


DİNÇER BATIRBEK

2022 yılında, çeşitli nedenlerle daha önce hiçbir yapıtını okuyamadığım bazı yabancı polisiye ustalarıyla tanışma fırsatı buldum. Bunlar arasında “keşke daha önceden okusaydım” diye hayıflanarak diğer kitaplarının da peşine düştüğüm Jo Nesbo ve Robert Bryndza gibi yazarların yanı sıra, beni pek heyecanlandırmadıkları için bundan sonra kendilerinden uzak durma kararı aldığım Michael Connelly, John Dickson Carr ve Javier Sierra gibileri de oldu. Yine bir diğer önemli isim olan Jean-Christophe Grangé’nin Son Av adlı romanı da, ne yazık ki bende düş kırıklığı yarattı.

Yerli polisiye yazarlarımızın öykü seçkilerinden oluşan Dark Polisiye serisi ve Ölümün Kıyısında, geçtiğimiz yıl severek okuduğum yerli kitaplar arasında yer aldı.

Beyazperdede Emin Alper’in politik bir polisiye olarak tanımlayabileceğim bol ödüllü Kurak Günler filmini, beyazcamda ise Oriol Paolo’nun son filmi Çarpık Çizgiler ile Finlandiya yapımı Deadwind dizisinin 3. sezonunu beğenerek izledim.

POYABİR tarafından düzenlenen Kristal Kelepçe Ödülleri ile Dedektif Dergi tarafından verilen Zehirli Kalem Ödülü’nün, Türk polisiyesi açısından yılın en önemli olayları olduğunu ve nitelikli yapıtların özendirilmesine yönelik kurumsallaşmış ve saygın referanslar haline geldiklerini düşünüyorum.


UMUT KAYGISIZ

Bence 2022 yılının en dikkat çekici polisiye olayı, “Yılan” lakaplı seri katil Charles Sobhraj’ın ileri yaşı ve sağlık durumu sebebiyle tahliye edilmesi ve Fransa’ya dönmesiydi. Yaşanan onca şeyden sonra hâlâ masum olduğunu rahatça söylemesi ve tipik seri katil profillerinden ciddi biçimde ayrışan olaylara imza atması onun hikâyesini ciddi biçimde ilginç kılıyor. Charles Sobhraj’ı anlatan ve “The Serpent”, yani “Yılan” ismiyle uyarlanan dizi de oldukça başarılı.

Bunun dışında, 2022 yılında izlediğim en heyecan verici ve güçlü kurguya sahip yapım bence “Mare of Easttown”. Polisiye sevenler için ganimet diyebileceğim türden bir dizi. Bu senenin hayal kırıklığı ise “Bıçaklar Çekildi 2: Gizemli Bir Serüven” oldu. Serinin ilk filmini çok beğenmiş ve Agatha Christie kitaplarından ciddi esintiler bulmuştum. Ancak ikinci film beklentilerimin çok altında kaldı. Kitap olarak da favori yazarlarımdan olan Jo Nesbo’nun “Polis” isimli romanı, defalarca okuyabileceğim kitaplar arasındaki yerini aldı. Kesinlikle tavsiye ederim.


ORÇUN YENİLMEZ

Yerli roman olarak Kavgaz-Çantacı’yı beğendim. Kurgusal açıdan sıradan bir konu olsa da gayet güzel işlenmiş. Devamı geleceğinin sinyallerini vermişlerdi. Şu sıra çalışmalar da devam ediyormuş. ilk romanda baş karakteri güçlü bir şekilde işlenmişti.

Geçen yıl basılmış yabancı polisiye roman okumadım. Asimov’un Robot Serisi bu kategoriye girer mi bilmiyorum ama Çelik Mağaralar muazzam bir yapıttı. Kurgu açısından kusursuz buldum. Gözlük çerçevesi gibi küçük detaylardan bahseden Asimov’un olayı çözümleme sürecinde ufak ayrıntılara ne kadar önem verdiğini ve sonuca bağlama şekli inanılmazdı. 2022 yılında en keyif aldığım eserlerden biri olduğunu söyleyebilirim.

2022 yılında ekonomik şartlara rağmen başta Dedektif Dergi bünyesinde bulunan yazarların, ağırlıklı olarak Herdem Yayınevi’nden olmak üzere, okurlara farklı tatlar sunan eserler yayınlamaları oldu. Umarım bu süreç daha nitelikli projeler ile devam eder ve Türk polisiye edebiyatı hak ettiği ilgiyi görür. Diğer yandan fazla film izleme şansım olmadı ancak Dahmer’i beğendiğini söyleyebilirim.


KEREM KAŞ

Bana göre yılın en önemli olayı kağıt fiyatlarındaki muazzam artış ve sonunda bu zammın kitap fiyatlarına da -maalesef- yansıması oldu. Artık insanlar kitap almakta çok ama çok zorlanıyorlar. Bu durum çözülür mü, çözülürse nasıl çözülebilir bilemiyorum ama çözüm şart.

Yılın Romanı kategorisinde açıkçası beni etkileyen ve heyecanlandıran yerli-yabancı bir roman olmadı. Bu sene fazla kitap okuyamadığım için de olabilir, belki de ben kaçırmışımdır. Daha çok Türk  polisiye kitaplar okumaya gayret ettim. Sinemada da beni etkileyen bir eser olmadı maalesef. O kadar beklediğimiz Nil’de Ölüm bile bence fiyaskoydu. 

Buna rağmen 2022 yılı benim için bayağı verimli oldu. Zehirli Kalem Öykü Yarışmasında 8.oldum. Dark Polisiye-2 ve Dark Polisiye-4’te birer öyküm yayınlandı. Ayrıca Aralık ayında yeni romanım çıktı.


BÜLENT TUNGA YILMAZ

Bir polisiye değil; 2022 yılının en öne çıkan romanı bence Ahmet Büke’nin Deli İbrahim Divanı oldu. 

Paul Vidich, The Matchmaker – Soğuk Savaşı, doğduğu ve en sert olarak geçtiği yere, Berlin’e götüren, müthiş bir atmosfer yaratan ama aynı zamanda duygusal düzeyde de çok etkileyici olan bir espiyonage romanı.

Tam anlamıyla bir polisiye değil ama bir cinayet ve onu araştıran bir dedektif ve zanlı şüphelisi olan bir kadın arasındaki aşk etrafında türler arası müthiş bir yapıt ortaya koyan Park-Chan Wook’un Decision to Make filmi bence polisiyeye getirdiği farklı ve derin yorum ile senenin ön plana çıkan filmleri arasındaydı. 


AYŞE ERBULAK

Perinin Ölümü 2022’nin bence en iyi polisiye kitabıdır. Tuna Kiremitçi tertemiz bir polisiye roman yazmış Hiç kafa karıştırmadan, anlaşılmaz olmadan, temiz bir polisiye okuduk. Eğer jürisinde olduğum “Kristal Kelepçe”ye katılsaydı hiç tartışmasız en yüksek puanı bu kitaba verirdim.

Wallender serisinin 2022’de çıkan 9. ve 10. ciltleri bana göre en iyi yabancı polisiye kitaplar. Eğer okurlar bu kitaplar için; “Onlar zaten eski kitaplar 2022 de yeniden basıldılar” der ve kabul etmezlerse; Bir Sürüngenin Anıları-Silje O. Ulstein diyeceğim. Hem anlatımı hem kurgusu hem de ters köşesi ile 2022’nin en iyi yabancı polisiye kitabıdır benim için.

Benim için yılın en önemli olayı ise, Norveç’te Polisiye Festivali’nde “Trondheim Krimfestival” onca İskandinav polisiye yazarın arasında bulunan tek Türk yazar olmamdır.


SELİN BAK

Geçen yılın bence en iyi yerli romanı Ulaş Özkan ve Emrah Poyraz’dan Kör Kanun’du.

En iyi yabancı romanı  ise, Wallander’in nasıl bildiğimiz Wallander olduğunu bize gösteren Henning Mankell’in Piramit ve Diğer Wallander Maceraları oldu.

Geçen yılın en önemli  polisiye olayı da bence  Ayşe Erbulak’ın Norveç Polisiye Festivali’ne katılan ilk ve tek Türk olması diyebilirim. 


GENCOY SÜMER

Geçen yıl okuduğum polisiye romanların çoğu iyiydi. Yerli polisiyelerde Süleyman Baş’ın Kan Rüyayı Bozar romanı bir adım öne çıktı.  Yabancılarda ise Richard Osman’ın Perşembe Günü Cinayet Kulübünü ve Dorothy L. Sayers’in Bu Kimin Cesedi’ni beğendim.

2022’de izlediğim polisiye dizilerin önemli bir bölümü sabun köpüğünden farksızdı. Genellikle aynı senaristin elinden çıkmış gibiydiler. Bununla birlikte aralarında beğendiklerim de oldu. Katil kim tarzında ve polisiye edebiyata göndermelerle dolu Saksağan Cinayetleri (Magpie Murders) bunların başında geliyor. Sağlam bir cinayet entrikasını anlatan Lincoln Lawyer da fena değildi.

Edebiyatımıza yeni yazarlar kazandıran Zehirli Kalem ödülünün gördüğü büyük ilgi benim için bu yılın en önemli olaylarından biriydi. Diğeri ise Ayşe Erbulak’ın Norveç’teki polisiye festivaline (Trondheim Krimfestival) katılması oldu.


ESRA GÜREL ŞEN

2022 yılı çokça çalıştığım, yazdığım, okuduğum, seyrettiğim ve gezdiğim bir yıl oldu benim için. Bir değerlendirme yapmak istersem kitaplardan başlayabilirim sanırım.  Elbette önceliğim her zaman olduğu gibi polisiyeler. Bu kadar geç kaldığıma üzülerek okuduğum Henning Mankell romanlarını ilk sıraya hiç düşünmeden koyabilirim. Daha önce dizisini çok severek izlemiştim fakat romanları okurken aldığım keyfi diziyi izlerken almadığımı fark ettim. Çünkü dizide kahramanımız dedektif Kurt Walander’in kişiliği bence yeterince yansıtılamamış. Oysa İsveç’in soğuk iklimine yakışır sakin ve nispeten depresif kişiliğiyle hiçbir çözüme yaklaşamıyormuş gibi görünen, uzak hatta zaman zaman ilgisiz ve isteksiz dedektifimizin, kişiliğinin bu özelliklerini ve dikkatinden kaçmayan küçük ayrıntıları nasıl kullanarak olayları çözdüğünü şaşırarak okuyoruz. Elbette bu kurguyu yaratan yazara da hayranlık duyuyoruz. Seyrettiğim film ve diziler içinde en çok İzlanda yapımı Trapped ve Entrapped’i beğendiğim. Sanırım soğuk ülkelerin durgun yapılı insanlarının olaylara bakış açılarını görmeyi seviyorum. Türk yazarlardan sevgili Gencoy Sümer’in Bir Ölüm Kalım Meselesi ve sevgili dedektifimiz Percule Hoirot’u hemen yazmalıyım. Aile Sırrından sonra tekrar onunla birlikte olmak çok güzeldi. Elbette sevgili Yeşim Yörük ‘ün kitapları Kelimelerin Efendisi ve Birtakım Cinayetleri, Orçun Yenilmez’ in Derin Şüphesini büyük bir zevkle okudum. Ahmet Ümit’in Sultanı Öldürmek isimli romanını okurken neden bilmiyorum bence iki kitabın gerek anlatım dili ve konuları itibarıyla hiç alakaları yok ama aklıma hep Elif Şafak’ın Aşk isimli romanı geldi. Ahmet Ümit’ten bahsetmişken bu sene onun ilginç bir kitabını okudum. Masallara duyduğum ilgi ve masalcı olma arzum sanırım beni buna itti. Kitabın adı Masal Masal İçinde. Yazarımız annesinden dinlediği masalları derleyip okuyucusuna aktarmış. Bence çok güzellerdi. “Polisiye ile ilgisi yok niye yazdın?” diyebilirsiniz fakat bence pek çok masal içinde fazlasıyla polisiye ve suç ögesi taşır. Örneğin kraliçenin Pamuk Prensese zehirli elma yedirmesi başlı başına bir cinayettir. Türk polisiye dizileri içinde bu sene en çok Mezarlık isimli diziyi beğendim. Baş dedektifin bir kadın olması da beni çok memnun etti. Bu yıl uzun bir aradan sonra tekrar yurt dışına çıktım. İsviçre, Fransa ve Almaya üçgeninde dolaştım. Hiçbir şeye özenmedim insanların gözlerindeki huzura özendiğim kadar. Gelecek kaygısı olmadan ve karın doyurma telaşına kapılmadan da bizim hiç düşünmediğimiz sorunlar için kaygılanabiliyormuş insanlar onu gördüm. Örneğin mülteci sorunu ve hakları gibi. Bizim de böyle bir kaygımız var elbette fakat bizimki başka biçimde. Neyse filmlere dönersek son izlediğim suç ve adalet temalı olarak düşünebileceğim film Kurak Günler. Ülkemizin içinde bulunduğu ahlaki ortamı siyasete değinmeden metaforlar ve bir suç hikâyesi üzerinden anlatan film vermek istediği mesajında bence çok başarılı. Film belirli ya da içleri rahatlatan bir sonla bitmiyor ve insan “Son ne? Ne olacak?” sorusuyla çıkıyor filmden. Bu soru daha sonra “Sonumuz ne olacak?” sorusuna evriliyor. Film güzel ve mesajını da veriyor fakat yarattığı karamsarlığa ve umutsuzluğa katılmadığımı söylemeliyim. İnsan her yerde iyi ve kötü haliyle var. Önemli olan iyiliğe dair umutları ve çabaları canlı tutabilmek. Yaşam enerjimiz bence buna bağlı. İnsan bunu başardığı için bugün hâlâ varlığını sürdürüyor eğer başaramasaydı pek çok canlı türünde olduğu gibi şimdiye kadar zamanın içinde çoktan yok olur giderdi.  Herkese bol kitaplı, filmli, umutlu ve bol gülümsemeli bir yıl diliyorum. “Yaşasın!” dediğiniz günler diğerlerinden çok olsun.

En Son Yazılar

EDİTÖRDEN

SUÇÜSTÜ

GECE YOLCUSU