Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Mike Hammer Diye Biri

Diğer Yazılar

Gencoy Sümer
Gencoy Sümerhttps://gencoysumer.com/
Gencoy Sümer İTÜ İşletme Fakültesi'nden mezun oldu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde Master ve Doktora yaptı. www.polisiyedurumlar.com sitesini kurdu ve internette pekçok öykü ve makaleleri yayınlandı. İlerleyen yıllarda Dedektif'in kurucuları arasında yer aldı. İlk polisiye romanı Feneryolu Cinayetleri 2017 yılında, Göl Kıyısındaki Ev & Gizemli Öyküler ve Aile Sırrı & Bir Percule Hoirot macerası 2018 yılında yayınlandı. Gencoy Sümer'in polisiye dergimizde yayınlanan eserlerini bu sayfada bulabilirsiniz.

Mike Hammer, tanıştığım ilk dedektifti. Onun maceralarını okumaya başladığımda sanırım ortaokula gidiyordum. Evde bir sürü avuç içi kadar büyüklükte Mike Hammer romanları vardı. Sonraki yıllarda bu romanların çoğunun Mickey  Spillane tarafından değil de, örneğin Afif  Yesari gibi Türk yazarlar tarafından yazıldığını öğrenmek beni önce şaşırtmış, daha sonra biraz düşündüğümde romanlardaki kimi gariplikleri hatırlayarak bu gerçeği kabullenmekte pek zorluk çekmemiştim.

Mike Hammer Diye Biri 1

Bu yazarlardan biri de Orhan Boran’dı. Milliyet’teki Leyleğin Ömrü köşesinde yazdığı bir yazıda okumuştum onun Mike Hammer macerasını. Sırf para için ve hiç durmaksızın onlarca Mike Hammer romanı yazmış. Tabii bunların hepsi uyduruk ve basit hikayelermiş. Hatta uykusuzluktan ve yorgunluktan, yazdığı bazı romanlarda resmen saçmalamış. Bu benim değerlendirmem değil, kendisi öyle söylüyor.

Sanırım benim okuduğum kitaplardan biri onun eseriydi. Sayfa sayısı yüzü geçmeyen, üstelik oldukça büyük harflerle çok kötü bir kağıda basılmış bir “romandı” bu.

“Roman” Mike Hammer’in batakhane diye tanımladığı  bir kulübe girişiyle başlar. Hammer, doğruca kulübün kalabalık dans pistine doğru ilerler. Pistte  dans edenlerden biri olan Ava Gardner’e yaklaşır ve Ava’nın yüzüne bir tokat attıktan sonra   “Ava, Ava,” der. “Senin burada ne işin var?”

Bu absürd gece kulübü sahnesi romanın neredeyse yarısını kaplayacak uzunluktaydı. Bir romanda gerçek bir kişiyle karşılaşmak bana çok ilginç gelmişti ama hikayenin kofluğu da içimi bayıltmıştı.

Mike Hammer Diye Biri 2Gene aynı boyda ama daha kaliteli bir kağıda basılmış ve daha kalın bir başka Mike Hammer romanı okuduğumu da hatırlıyorum. Bunun yazarı F. M. İkinci diye biriydi. Yayınevi ilk sayfaya, bir açıklama yazısı koymuştu.  Bu yazıda, mealen,  şöyle diyordu: Mickey Spillane’nin yazdığı bütün Mike Hammer romanlarını yayınladık. Bundan böyle, bu romanları dilimize çeviren arkadaşımız F. M. İkinci’nin yazdığı  Mike Hammer romanlarını yayınlayacağız. Arkadaşımız, Mike Hammer romanlarını çevire çevire Bay Spillane’in tarzını iyice öğrendiğinden, kitapları okurken bir farklılık hissetmeyeceksiniz.

Bu romanla, Ava’lı roman arasında dağlar kadar fark vardı. Yıllar sonra F.M. İkinci’nin Kemal Tahir olduğunu öğrendim. O zaman bu farkın sebebi de ortaya çıkmış oldu. Kemal Tahir, gerçekten özene bezene yazmıştı o romanı. Bugün, onun başka Mike Hammer romanları da yazdığı biliniyor. Pek çok kişi, kitapların edebi değerinin Spillane’den daha üstün olduğunu bile söylemekte. Burada abartı bile olsa, o kitapların çok sattığı bir gerçek.

Mike Hammer romanlarının standart bir olay örgüsü vardır. Genellikle kaybolan birinin peşine düşen Mike Hammer, peşpeşe cinayetlerin işlendiği, vamp kadınlarla sık sık karşılaştığı, vurdulu kırdılı bir araştırma sürecinin sonunda katili yakalar. Hikaye, dümdüz bir şekilde, fazla kafa karıştırmadan ilerler. Bir polisiye romandan çok, bir macera romanı havası vardır. Dedektif de son derece ukala, kendini beğenmiş, maçolukta kariyer yapmış, argo ve küfürlü konuşmayı seven, matrak biridir. Koltuğunun altında Colt marka bir tabanca taşır. Polislerle arası çok iyi olmamakla birlikte kötü de sayılmaz. NewYork polisinin şefi Pat Chambers ‘la çok yakın iki dostlardır.

Onun, “bela” ve “hergele” kelimelerini çok kullandığını hatırlıyorum. Bir de “cenabet NewYork şehri” tabirini. En hoşuma giden tarafı da, öğle yemeklerini iki sandviç ve bir bira ile geçiştirmesiydi. O yemeğini yerken, ben de hep birayla sandviçin nasıl bir arada mideye indirilebileceğini düşünürdüm. Hep denemeyi istediğim, ama bugüne kadar hiç yapamadığım bir kombinasyondur bu.

Türkiye’de benim bildiğim, bize ait olmadığı halde kendimize mal etmeyi başardığımız  iki şey var. Bunlardan birincisi Tango. Dünyada Arjantin dışında tango besteleri yapılan tek ülke biziz sanırım. Diğeri ise Mike Hammer romanları. 1950’li yıllarda 250’ye yakın yerli Mike Hammer romanı yazılmış. Yazanlar  arasında Afif Yesari ve Orhan Boran’ın da olduğunu yukarıda belirtmiştim.  Bunlardan dördü Kemal Tahir’e ait.  F.M. İkinci adıyla yazdığı bu romanların satışı yüz binin üzerindeymiş. O dönem için olağanüstü rakamlar olsa gerek.

Orijinal Mike Hammer romanları sadece bizde değil, Amerika’da ve dünyanın diğer coğrafyalarında da büyük satış rakamlarına ulaşmış, yazarı Spillane’yi zengin etmiş. O da bunun karşılığında kahramanını asla yaşlandırmamış.

En Son Yazılar