Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

TÜRK DEDEKTİF

Diğer Yazılar

Selin Bak
Selin Bak
1981 Trabzon doğumlu. Çocukluğu Trabzon’da geçti. Hemşire olarak meslek hayatına ilk olarak Samsun’da başladı. Hâlâ Trabzon’da hemşirelik yapmaya devam ediyor. Yılın yarısını Trabzon’da yarısını İstanbul’da geçirir. Sıkı bir polisiye okuru ve izleyicisidir. En sevdiği yazarların Türk yazarlar olduğunu gururla söyler. Polisiye sevgisi onu yazmaya da yönlendirdi. Halen Dedektif Dergi ve 221B Dergi’de polisiye kitap incelemeleri yazıyor. Yakında başka sürprizlerle de gelecek olan Selin’in en büyük hayali TÜYAP’da kendi kitabını imzalamak. Kim bilir?

   

TÜRK DEDEKTİF – BİR ÇETİN İKMEN POLİSİYESİ

BARBARA NADEL

PERSEUS YAYINEVİ

ÇEVİRMEN: MEHMET HARMANCI

355 SAYFA

 İngiliz yazar Barbara Nadel’in Türk kültürüne olan derin tutkusu ve bu topraklar hakkındaki geniş bilgisi, günümüz İstanbul’unda geçen sürükleyici bir suç dramasında ortaya çıkıyor. Nadel İngiliz olabilir ama yirmi beş yılı aşkın süredir Türkiye’yi ziyaret ediyor ve bizi iyi tanıyor. Romanın mekanı, tarih, kültür, manzaralar, kokular,  eski dar sokaklar, araba kornalarıyla birçok sesin uğultusundan oluşan, zengin bir şekilde dokunmuş, süslü bir duvar halısı gibi. Bana biraz Donna Leon, bir miktar da Michael Dibdin tadı verdi.

     Çetin İkmen’i tanımıyor olabilirsiniz, ben de yeni tanıştım ama dünyada pek çok seveni var. Sınırsız içki ve zincirleme sigara içen, sekiz çocuk babası (dokuzuncusu yakında dünyaya gelecek çünkü eşi mütemadiyen hamile) ve “ateist, anarşist, entelektüel züppe ve çapkın” olarak tanımlanan bir adamın oğlu. Babası da Çetin İkmen ve ailesiyle yaşadığı için çok ilginç bir ev ortamı var. Romanın pek yakında Haluk Bilginer’in başrolünde oynadığı bir TV dizisi olarak ekrana uyarlanacağını da haber vereyim. Haluk Bilginer’e söz söylemek ne haddime ama umarım senaristler romanın hakkını verirler. Genelde kitap uyarlamaları hayal kırıklığı oluyor çünkü.

     Nadel, okuyucularını meraklandırmak konusunda çok iyi bir iş çıkarmış. Yazarın İstanbul’u tanımlama şekli de çok yaratıcı. Hikâyeye hem gerçeklik hem de biraz egzotik bir dokunuş katmış. Komiser İkmen gizemleri çözmek, kariyerinde ilerlemek için çok çalışan ve hayatını kontrol altında tutan basmakalıp polislerden oldukça farklı resmedilmiş. Diğer suç kurgularındaki kahramanlarla karşılaştırıldığında bu hiç de basit bir hayat değil. Bununla birlikte, karakterin en ilginç özelliği etrafındaki her şeyi dengeleyebilmesi ve işine odaklanabilmesi.

     Robert Cornelius İstanbul’da Londra Dil Okulu’nda çalışan İngiliz bir öğretmendir.Sevgilisi Natalia’yı, Balat’ın eski Yahudi mahallesinde koşarken görünce şaşırır.1918 devriminde İstanbul’a göçen bir Rus Yahudisi, yaşlı Leonid Meyer evinde korkunç şekilde öldürülmüştür. Evin duvarında yaşlı adamın kanıyla çizilmiş bir gamalı haç vardır. Antisemitizm kokusu mu o? Ancak Komiser Çetin İkmen, bunun ırkçı bir saldırı olduğuna inanmaz. Kanıtlar, İkmen ve genç yardımcısı Süleyman’ı cinayetten kısa bir süre sonra Meyer’in dairesinin dışında görülen öğretmen Robert Cornelius ve Nazi sempatizanı olduğu bilinen emekli iş adamı Reinhold Smits’e götürür. Ancak bu iki kişiyi birbirine bağlayan başka bir bağlantı daha vardır; doksan yaşındaki Rus göçmen Maria Gülcü; uğruna öldürmeye değer bir sırrı olduğunu sanan dul bir kadın…

     İkmen, olayı bir an önce çözmesi için baskı altındadır. Ancak kurnaz komiser, gözde zanlı İngiliz Robert Cornelius’un katil olmadığını düşünmektedir. Kurbanın öldürülme şekli katilin kişisel bir nedeni olduğunu göstermektedir. İkmen tüm ipuçlarını ve kanıtları bir araya getirmeden asla rahat etmeyecektir. Genç meslektaşı Süleyman’la birlikte bizi, şehrin en kötü mahallelerinin arka sokaklarında, genelevlerinde ve barlarında, her biri farklı bir çılgınlık veya saplantıdan musdarip, farklı milliyetten zanlıyla heyecanlı bir soruşturmaya sürükler.

     Romanda Rus Devrimi’ne ve Nazi Almanya’sına da selam çakan yazar, okuyucuyu iç içe geçmiş olay örgüsüyle uyanık ve meşgul tutuyor. Barbara Nadel karakter oluşturmada başarılı ve bu kitaptaki karakterlerin çoğu, Patricia Highsmith’in Tom Ripley’iyle grup terapisine girmeye hak kazanacak kadar kötü. Türk Dedektif 1 renkli, çok katmanlı anlatımıve  hikayesiyle çarpıcı bir kitap. Komiser İkmen, sevilen yabancı polisler Aureilo Zen ve Guido Brunetti’nin saflarına katılacak kadar sevilesi.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

En Son Yazılar

EDİTÖRDEN

SUÇÜSTÜ

GECE YOLCUSU