Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

YeniSayı Çıktı

Polisiye Dergi Dedektif'in yeni sayısını şimdi ücretsiz okuyabilirsin!

BENİM KİTAPLIĞIMDAN

Diğer Yazılar

Yeşim Yörük
Yeşim Yörük
1977 yılında Almanya'nın Berlin şehrinde doğmuştur. İlk ve orta eğitimini Türkiye'de tamamladıktan sonra eğitimine Almanya'da devam etmiştir. Halen Almanya’da yaşamaktadır, tekstil ve dokuma sektöründe çalışmaktadır. 2018 yılında, Paradigma Polisiye Yayınları'nın düzenlediği Polisiye Öykü Yarışmasında, Misk-i Amber adlı öyküsüyle birinciliğe layık görülmüştür. 2019 yılından beri polisiye dergi Dedektif Dergi'de yazarlık yapmaktadır. 2020 yılında Dedektif Dergi’nin düzenlediği Zehirli Kalem polisiye öykü yarışmasında Çikolatalı Kurabiye adlı öyküsüyle mansiyon ödülü kazanmıştır. 2021 yılında ilk polisiye kitabı Kelimelerin Efendisi, 2022 yılında ikinci öykü kitabı Birtakım Cinayetler yayımlanmıştır. Çeşitli kolektif kitaplarda öyküleriyle yer almıştır.
BENİM KİTAPLIĞIMDAN 1

GARİP, ÇOK GARİP – KOLEKTİF KİTAP

Yayınevi: İTHAKİ YAYINLARI

Yayın Tarihi: 2025- 01

Sayfa Sayısı: 136

Türü: POLİSİYE / ÖYKÜ

İthaki yayınlarının Pangea Kitaplığı’ndan çıkan, 9 yazarı bir araya toplayan “Garip, Çok Garip” polisiye unsurların ağır bastığı öykülerden oluşuyor. Yazarların hepsi birbirinden güçlü, kalemlerini ustaca konuşturmuşlar ve garipliklerle dolu, gizemli ve sürükleyici öykülere imza atmışlar.

YAZARLAR VE ÖYKÜLER:

MEHMET BERK YALTIRIK- KARAKONCOLOS FİRARİ: Galata Voyvoda Karakolu’ndan Sertaharriyye (sivil polis) Neriman ve ekibi, Komiser Abbas ile polis memuru Murad, Mehterhane Damı’ndan garip çok garip bir şekilde firar eden Karakoncolos Hidayet’in kaçışının ardındaki gizemi çözmek üzere göreve çağrılırlar.

ZEYNEP RADE- IVIR ZIVIR: Genç ve vurdumduymaz, biraz da asi olan Ezgi bir hediye uğruna kendini garipliklerle dolu bir mekânda bulur. Üstelik garip olan sadece mekân değildir.

ARMAĞAN TUNABOYLU- KİMLER YAŞADI, KİMLER ÖLDÜ BU EVDE: Kentsel dönüşüme girmiş bir apartmanın yıkım çalışmalarında, kırılan duvarın içinden beş ceset çıkar ve işin kötüsü ceset sayısı çoğalacak gibidir. Komiser Melih en az kendisi kadar garip olan bu vakayı soruşturmaya başlar.

ÇAĞATAY YAŞMUT- KİRALIK DAİRE: Günlerce kiralık ev arayan Hülya, sonunda bir emlakçının yardımıyla seçkin bir semtte, üstelik çok ucuza bir daire kiralar. Kibar bir İstanbul beyefendisi olan yaşlı ev sahibi Münip Sacit vaktiyle annesinin yazdığı bir öykü kitabını okuması için Hülya’ya verir ve gariplikler tam da ondan sonra başlar.

ASLIHAN KOCABAL- BEYAZ KAZ: Beyaz eşya dükkânı sahibi Metin Mekintaş, yan sokaktaki su bayiinin sahibi tarafından, suratının sol yarısı simsiyah boyanmış, ağzı dikilmiş, karnı yarılmış, bağırsakları dışarı taşmış vaziyette yaralı olarak bulunur ve bu vahşeti yapanın kim olduğunu söyleme şansı olmadan hayatını kaybeder. Bu garip vakanın zanlısını bulmak üzere soruşturma başlar.

CENK ÇALIŞIR- ACELEDEN: Trafikte, kırmızı ışıkta bekleyen bir aracın yanına siyah, uzun paltolu garip bir adam yanaşır ve birdenbire cebinden çıkardığı tabancayla sürücüye ateş etmeye başlar. Her şey öyle hızlı gelişir ki arkadaki araçta olaya şahit olan kadın, zanlının yüzünü dahi görmeye fırsat bulamamıştır. Başkomiser Mert ve ekibi hem faili hem kendisi garip cinayeti araştırmaya başlar.

EMEL ASLAN- GÜNEŞE DOĞRU: Leyla, garip duygular içinde uyandığı günün beklediği gün olduğuna karar verir. Gariplikler sadece duygularını değil, hareketlerini de esir almış gibidir.

GÖZDE SAYDAN- BEYAZ BAYKUŞ: Şehirdeki evini satıp bir sahil köyüne yerleşen İhsan yeni evinin sundurmasında otururken bahçedeki çınar ağacının dallarının arasından duyduğu baykuş sesiyle huzursuz olur. Neden huzursuz olduğunu da o baykuşun orada ne aradığını da bilmeyen İhsan için garipliklerin başladığı gün, o gündür.

ERCAN AKBAY- İKİ NUMARALI HÜCRE: İki cinayetten hüküm giymiş Turan Kavruk, namı diğer Öküz, cezai ehliyetsizlik iddiasıyla, ağır ve tehlikeli akıl hastalarının kabul edildiği bir hastaneye kapatılmıştır. Turan’ın hastanede olmaktan bir şikâyeti yoktur, zira onun tek amacı, karısını ve kızını hunharca öldüren fedaileri azmettiren kişiyi bulmaktır ve hastane bu iş için biçilmiş kaftandır. Temizlikçisinden, güvenlik görevlisine, psikiyatristinden, başhekimine kadar bu adamın tecrit odasında olduğu vakitlerde bile dışarıyla irtibat kurabilmesine anlam veremeyen hastane ekibi işleri sıkı tutmak için ellerinden geleni yaparlar.

BENİM KİTAPLIĞIMDAN 2

ALGAN SEZGİNTÜREDİ/MESUT DEMİRBİLEK – KAVGAZ/PİLOT

Yayınevi: APRİL YAYINCILIK

Yayın Tarihi: EKİM 2023

Türü: POLİSİYE – ROMAN

Sayfa Sayısı: 240

Polisiye yazarı, Türkiye Polisiye Yazarları Birliği başkanı Algan Sezgintüredi ve Suç Araştırmaları Uzmanı, emekli Emniyet Müdürü Mesut Demirbilek’in birlikte kaleme aldıkları “Kavgaz” serisi, ikinci kitap Kavgaz/Pilot ile maceraya kaldığı yerden devam ediyor.

1980 sonları ve 1990 başlarının Türkiye’sinde geçen romanda, iki yıldır İstanbul Cinayet Büro’da görevli, nihayet komiser yardımcılığına atanmış, 24 yaşındaki genç ve idealist polis Mutlu Kavgaz, bu sefer çok zorlu bir vakayla karşı karşıyadır. Mısır hava kuvvetlerinden müstevi, Mısır uyruklu Davut El Maksut, 24 Aralık sabahı, İstanbul Etap Otel’deki odasında, çırılçıplak bir halde öldürülmüş olarak bulunur. Cinayetin üzerinden altı ay geçmiş ve hâlâ katil ya da katiller bulunamamıştır. Emniyet teşkilatını, Milli İstihbaratı ve diplomatları zor durumda bırakan bu faili meçhul cinayetin bir an evvel çözülmesi için baskılar başlar.

İstanbul Asayiş Şube Emniyet Müdürü Sabri Ateş bu karmaşık vakayı Mutlu Kavgaz’a verir. Mutlu ne yapıp edip katili bulmalı ve başta teşkilatın, daha sonra ülkenin namusunu, şerefini kurtarmalıdır. İşlenişinin üzerinden altı ay geçmiş bir cinayeti çözmek göründüğü kadar kolay değildir. MİT’in bile çözemediği bir vakayı Mutlu nasıl çözecektir? Mutlu bu karmaşık ve tehlikeli cinayet vakasını eşeledikçe maktulün sosyal çevresi ve cinsel tercihleri hakkında ilginç bilgilere erişir. Öğrendikleri, bir casusluk saldırısı olduğu sanılan cinayet vakasına bambaşka bir açıdan bakmayı gerektirir. Mutlu, soruşturma kapsamında hemen her gecesini geçirdiği Beyoğlu’nun arka sokaklarında, hiç alışık olmadığı bir camiayla, adını ilk kez duyduğu cinsel eğilimleri olan bireylerle tanışır. Her sorgu, her araştırma, her soruşturma, Mutlu’nun, katilin o camiadan biri olduğu tezini güçlendirmektedir. Fakat cinsel tercihleri yüzünden dışlanmış, ötekileştirilmiş, kendi kabuğuna çekilmiş insanların arasına karışmak, güvenlerini kazanıp ağızlarından laf almak sandığından daha zordur. Mutlu, bütün bu soruşturma karmaşasının yanında ilk kez bir kadınla hem de yasak bir ilişki yaşamaya başlar. Özel hayatındaki duygu karmaşaları, zorlu ve uzun süren cinayet soruşturması, müdürlerinden gelen baskılar ve dost sandıklarının ihanetleri Mutlu’yu yıldırmak yerine çözüme daha da yaklaştırır.

1980 ve 1990’ların siyasi ve toplumsal atmosferi romanın arka planında ustaca işlenmiş. Kitapta, o dönemin karmaşık ve çalkantılı yapısını gerçekçi kılan elbette hem Algan Sezgintüredi’nin akıcı ve sürükleyici üslubu hem de Mesut Demirbilek’in gerçek hayattaki deneyimlerini hikâyeye ustaca aktarması.

Polisiyeseverlerin kaçırmaması gereken bir roman.

BENİM KİTAPLIĞIMDAN 3

ÖNAY YILMAZ – MATEMATİK CİNAYETLERİ

Yayınevi: KDY

Yayın Tarihi: 2023

Türü: POLİSİYE – ROMAN

Sayfa Sayısı: 172

Matematik Cinayetleri Önay Yılmaz’ın matematikle polisiyeyi ustaca harmanladığı, ilginç ve bence sıra dışı bir polisiye roman. Alışılagelmiş polisiyelerden çok farklı. Katilin en baştan belli olması kitabın gizem dozunu asla düşürmediği gibi yazar son sayfaya kadar heyecanı dorukta tutmayı başarmış.

Matematik profesörü Kemal Yıldırım’ın kendi gibi matematikçi olan karısı Selma Yıldırım amansız bir hastalığa yakalanmıştır ve kısa süre sonra ölümle tanışacaktır. Ne yazık ki Profesör Kemal’e karısıyla geçirebileceği sayılı günleri bile çok gören kişi ya da kişiler Selma Yıldırım’ı feci bir şekilde katlederler. Kemal Yıldırım karısının yokluğuna nasıl alışacağını henüz bilemezken, karısının sağlığında kendisi için hazırladığı küçük bir oyunun içinde bulur kendini. Selma onun için matematik problemlerinden oluşan sorular ve bunları çözdüğü takdirde alacağı ödüller hazırlamıştır. Niyeti, kocasını bir süredir uzaklaştığı matematiğe yeniden ısındırmaktır. Fakat Kemal Yıldırım için bu problemleri çözmek yeterli değildir. O, çok sevdiği karısını ondan ayıran katili yakalayıp cezasını kendi vermek ister. İşte olaylar tam da bundan sonra başlar.

Matematik problemleri, matematik tarihi, ünlü matematikçilerin hayatlarının dönüm noktasına damga vurmuş yerlerin anlatıldığı bölümler eşliğinde cinayetler, soruşturmalar, geçmişin sırlarla dolu izleri ve soluk soluğa bir polisiye sizleri bekliyor.

BENİM KİTAPLIĞIMDAN 4

VASİYET – BİR TOLGA ATEŞ POLİSİYESİ – KEREM KAŞ

Yayınevi: LYDİA YAYINCILIK

Yayın Tarihi: Ocak 2025

Sayfa Sayısı: 360

Türü: POLİSİYE- ROMAN

Vasiyet, Kerem Kaş’ın beşinci romanı. Dedektif Dergi yazarlarından Kerem Kaş genç yaşına sığdırdığı beş romanın yanı sıra öyküleriyle de birçok kolektif kitapta yer almış, başarılı bir yazar. Kalemi akıcı, sade ve düzgün. Zekice işlenmiş kurgularıyla, kitaplarındaki gizem düzeyini son sayfaya kadar korumayı başarabilen yazarlardan. Vasiyet romanı bir soruşturma polisiyesi ve bir polisiye romanda olması gereken bütün özelliklere sahip. Her ne kadar ben eski komiser Tolga Ateş’le bu kitapta tanışmış olsam da aslında Tolga Ateş’in macerası Kerem Kaş’ın Kayıp Cesetler romanında başlıyor.

Emine Taşpınar yaşı epey ilerlemiş çok zengin,  kanser hastası bir kadındır. Eşini ve biricik oğlunu yıllar evvel kaybettiği için günün birinde bütün mirası, ölmüş kız kardeşi ve erkek kardeşinin çocukları Tuncer, Songül, Songül’ün hayırsız kocası Recep, Songül’ün erkek kardeşi Faruk ve Faruk’un oğlu Engin’e kalacaktır.

Ne var ki Emine Hanım’ın yeğenleri ona karşı ilgisiz, sadece parasına değer veren, başları sıkışmadıkça kapısına dahi uğramayan insanlardır. Hastalığı ve yaşlılığı dolayısıyla bir ayağı çukurda olan Emine Hanım’ın mirasından medet uman yeğenler, Emine Hanım’ın hiç beklemedik bir hareketiyle neye uğradıklarını şaşırırlar. Emine Hanım henüz tanıştığı bir genç kızı (Yeşim) evlat edinip bütün mirasını ona bırakacağını söylemektedir. Yeğenleri kadının delirmiş olduğunu düşünürler. Duyduklarına inanamazlar. Kimisi bu saçma durumu en baştan kabullenmiş gibi görünürken, kimisiyse çareyi bağırıp çağırmakta hatta kadını tehdit etmekte bulur. Emine Hanım’ın hiçbir tehdide boyun eğmeye niyeti yoktur. Bütün mirasını, evlat edinmek için işlemlere başladığı genç ve güzel Yeşim’e bırakacaktır.

Yeğenlerden Tuncer iş yerinden arkadaşı Ahmet ve karısı Zerrin’den bir yemek düzenleyip halasını fikrinden caydırmaları için ricada bulunur. Ahmet, arkadaşının ricasını kırmaz. Tuncer için sadece halasını bu ani yemek davetine ikna etmek kalmıştır. Halası önce itiraz etse de yemeğe Yeşim’in de davet edilmesi şartıyla kabul eder.

Birkaç gün sonra bütün yeğenler, Yeşim ve Emine Hanım mükellef bir sofrada Ahmet ve Zerrin çiftinin iki katlı müstakil evlerinin salonundaki büyük yemek masasının etrafında toplanmışlardır. Kısa bir süre sonra tesadüfler zinciri tamamlanır ve Ahmet Bey’le Tuncer’in ortak arkadaşları eski komiser Tolga Ateş, Mehmet Ali ve Yeşim’e olan ilgisinden dolayı kendi kendini yemeğe davet eden Okan da masada yerlerini alırlar.

Davette yemekler yenir, sıkıcı ve samimiyetsiz muhabbetler edilir. Nihayet yemek bitip erkekler Ahmet Bey’in dillere destan balkonuna, içki sofrasına çekilirlerken, kadınlar salonda kalmayı yeğler. Gecenin sıkıcılığı salondaki herkesin yüzünden okunuyordur.

Kısa süre sonra Emine Hanım çok yakın bir arkadaşına telefon etmek istediğini söyler ve evin hanımı Zerrin tarafından Ahmet Bey’in çalışma odasına götürülür. Emine Hanım için sonun başlangıcı o oda olur.

Aradan geçen zamana rağmen hâlâ çalışma odasından çıkmayan Emine Hanım’ı merak eden ev sahipleri ve misafirler çalışma odasının kapısının önüne toplanırlar. Emine Hanım çağrılara cevap vermiyordur ve ne hikmetse odanın kapısını da kilitlemiştir. Çaresiz kapı kırılır ve yaşlı kadının cansız bedeniyle karşılaşılır.

Emine Hanım kilitli bir kapının ardında, bir ev dolusu insanın arasında, başına defalarca vurularak öldürülmüştür. Tolga Ateş duruma hemen el koyar. Birkaç saat içinde Komiser Fırat ve Tolga Ateş’in bütün eski mesai arkadaşları olay mahalline gelirler ve soruşturma başlar. Her ne kadar Tolga Ateş’in görev yaptığı yıllarda amiri olan İlhami Tuna onu bu soruşturmanın dışında bırakmaya çalışsa da bunda başarılı olamaz. O, çoktan bu muammalarla dolu cinayet vakasının tam ortasına düşmüştür.

Sırlarla dolu, gizemin son sayfalara kadar sürdüğü bu macerada cinayete kurban gidenlerin sayısı yükselmeye başlar. Maktuller çoğaldıkça başta Emniyet teşkilatının sonra da Tolga Ateş’in işi daha da zorlaşır.

Bu cinayet nasıl ve neden işlenmiştir? Her an göz önünde olan yeğenlerin cinayet işleyecek kadar vakitleri olmuş mudur? Katil dışarıdan biri midir yoksa Emine Hanım vasiyetinde son anda yapmak istediği değişiklik yüzünden yeğenlerinden birinin gazabına mı uğramıştır. Peki, dışarıdan gelen biri nasıl olup da bir ev dolusu insana görünmeden içeri girebilmiş, Emine Hanım’ın bulunduğu odaya sızmayı başarmıştır?

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

En Son Yazılar