Yeni Sayı Çıktı! - Dedektif Dergi 45. Sayı
Merhaba sevgili polisiyeseverler.
Ülkemizde polisiyeye olan ilginin arttığını, birçok yeni yazarın polisiye yazmaya yöneldiğini büyük bir mutlulukla gözlemliyoruz. On yıl öncesine göre bile çok daha fazla sayıda polisiye roman ve öykü yazılıyor, yayınlanıyor. Olumlu tarafından bakarsak bu elbette memnuniyet verici bir gelişme. Ancak basılan eserlerin niteliği konusunda aynısını söylemek zor. Birçok polisiye roman birbirine benzer kurgulardan, karakterlerden oluşmakta. Orijinal bir hikâyeye kolay kolay rastlanmıyor. Bazıları ise sadece etikette polisiye. İçeriğine baktığınızda, polisiye ile uzak yakın alakası yok. Yine de yayınevlerinin bu türe gösterdikleri ilgi eskisine göre daha fazla. Okur sayısında da bir artış olduğu muhakkak. Ne var ki ülkemizde genel olarak kitap okuma oranları çok çok düşük. Bu da doğal olarak polisiye okuma sayısını da sınırlandırıyor. Bu sınırlamayı aşmanın ve genel kitap okuru arasında polisiyenin oranını artırmanın yolu nitelikli roman ve öykü yazmaktan geçiyor.
Polisiyenin sevilmesi ve yaygınlaşması için sadece yazar, yayınevi ve okur yeterli değil. Aslında bu üç unsurun yer aldığı bir alana sıkışan edebiyatın gelişmesi ve yaygınlaşması şöyle dursun, daha da kısırlaşması ve daralması gibi bir tehlike de söz konusu. Bu alana dâhil edilmesi gereken başka araçlar da var. Örneğin; polisiye dergiler,yarışmalar, ödüller, fuarlar, kütüphaneler, müzeler gibi.
Festivaller de bunlardan biri… Ülkemizde polisiye ya da suç festivali denebilecek tek bir oluşum var, o da Kara Hafta. İlk yıllarına göre oldukça performans kaybettiğini gözlediğimiz Kara Hafta dışında polisiye okurlarının ve yazarlarının buluştuğu, sohbet ettiği başka bir organizasyon yok. Fuarlarda ya da imza günlerinde okurlarıyla buluşan yazarları saymazsak…
Oysa suç festivalleri, polisiye edebiyatın yaygınlaşması, popülerleşmesi ve yazarları, yayıncıları teşvik etmesi açısından çok önemli. Birleşik Krallık’ta tam 16 suç festivali düzenleniyor. Bunlardan dört tanesi İskoçya’da. Galler’de ve Kuzey İrlanda’da da bir festival düzenleniyor. Geriye kalan 10 festivalin mekânı ise İngiltere. Bu festivallerde, yazarlarla sohbetten panellere, tartışmalardan imza günlerine, kitap ödüllerinden cinayet gizemi çözme oyunlarına kadar çeşitli faaliyetler yer alıyor.
Bunlar arasında en rağbet görenler Stirling’deki “Blood Scotland”, Torquay’daki “Agatha Christie Festival”, Porsmouth’daki “Mysteryfest” ve Harrogate’deki “Crime Festival”.
Harogate Suç Festivali geçtiğimiz günlerde yapıldı. 20 Temmuz Perşembe günü başlayan festival, 23 Temmuz Pazar günü sona erdi. En önemli konuklarının arasında Lee Child’ın da bulunduğu festivalin açılışı Polisiye Roman Ödülü’nün verilmesiyle başladı. Bu ödül son bir yılda yazılan gizemli cinayet romanlarına veriliyor. Daha önce Ian Rankin, James Patterson, Michael Connely, Lee Child, John Grisham gibi yazarların kazandığı ödülün bu yılki sahibi, “The Botanist” adlı romanıyla MV Craven oldu.
Harrogate Suç Festivali, Harrogate’deki Old Swan otelinde yapılıyor. Agatha Christie’nin 1926 yılındaki esrarengiz kayboluşundan sonra ortaya çıktığı otel burası. Yani, festival mekânı olarak çok anlamlı ve uygun bir seçim. Festivalin tam adı; Theakston’s Old Peculier Crime Writing Festival.
Birçok etkinliğin yanı sıra cinayet gizemi çözme oyunlarının da yer aldığı festivali 17 bin kişi ziyaret etmiş. Sevdiğiniz yazarlarla konuşmak, fikir ve deneyimlerinden yararlanmak, yeni ve farklı bilgiler edinmek için mükemmel bir fırsat. Ayrıca beş çayları, bira, sosisli sandviç ve müzik eşliğinde keyifli vakit geçirebileceğiniz bir ortam. Tabii festivalin belli başlı etkinliklerine katılım bedava değil. Bunun için hatırı sayılır bir ödeme yapmanız gerekiyor. Üstelik yerinizi haftalar öncesinden ayırtmalısınız. Sonra yer kalmıyor, kapıdan dönüyorsunuz. Tıpkı Kerim Ülkü’nün Ülkü Lokantası gibi…
Böyle güzel ve keyifli polisiye festivallerinin ülkemizde de yaygınlaşması dileğiyle…
Gencoy Sümer