
Merhaba.
Çok kısa bir süre önce büyük bir felaket yaşadık. Arka arkaya gerçekleşen iki büyük deprem ülkemizin güneydoğusunda geniş bir alanı yerle bir etti. On binlerce vatandaşımızı kaybettik, yüz bini aşkın kişi yaralandı. Milyarlarca liralık maddi kayıp meydana geldi. Bu rakamların çok daha ötesinde bölgede yaşanan depremin dehşeti ve şahit olduğumuz insanlık dramı hepimizin belleğinde çok derin izler bıraktı.
Aradan haftalar geçmesine rağmen yaraların hala sarılamadığını görmekse ayrı bir üzüntü. Elbette yaşanan acıları, evlerini, yakınlarını, anılarını kaybeden insanların kederlerini dindirmenin imkanı yok. Ama, devletin bölgede yaşayanların en basit ihtiyaçlarını karşılamakta bile aciz kalması bağışlanacak gibi değil. Depremden sonraki ilk 48 saat içinde yapılamayan arama-kurtarma çalışmalarından daha söz etmedim bile. On binlerce vatandaşımızın enkaz altında donarak öldüğünü öğrendiğimiz bu felaketin sorumlularının bugüne kadar istifa etmeyi akıllarına getirmemiş olmaları düşündürücü.
Dedektif Dergi adına depremde yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Umarım, acılarını bir nebze olsun dindirecek her şey yapılır ve böyle büyük felaketlerin bir daha yaşanmaması için gereken tedbirler zamanında alınır. Sorumluların adalet önünde mutlaka hesap vermeleri de en büyük dileğimizdir.
Bu sayımızın teması “Tekinsiz Evler”. Büyük deprem felaketinden haftalar önce kararlaştırdığımız bu tema, edebiyatta, özellikle korku ve gizem edebiyatında oldukça gözdedir. Polisiye edebiyatta da kullanılan tekinsiz ev teması, bir evin veya bir yerin korkutucu, ürkütücü, rahatsız edici veya gizemli bir şekilde tasvir edilmesine dayanır. Bir hikayenin korkunç veya rahatsız edici bir atmosfer yaratmasına yardımcı olur ve okuyucunun veya izleyicinin ilgisini ve dikkatini çeker. Genellikle, hikayenin ana karakterleri için bir tehdit oluşturur ve onların hayatını veya zihinsel sağlıklarını tehlikeye atar. Dedektif Dergi’nin bu sayısındaki öyküler “Tekinsiz Ev” temasına dayanılarak kaleme alındı. Ayrıca inceleme ve yorumların bir kısmı da aynı temayla alakalı.
Yukarıda da belirttiğim gibi bu temayı haftalar önce belirlemiştik.
Maalesef deprem, ironik bir biçimde asıl tekinsiz olanın, malzemesinden çalınan, denetimsizce inşa edilen evler olduğunu bize gösterdi. Hayatımızı tehdit eden, huzurumuzu kaçıran, sağlığımızı tehlikeye atan bu evlerin sonsuza dek hayatımızdan çıkması dileğiyle.
Gencoy Sümer