Yeni çıkan polisiye romanlar hangileri ya da hangi polisiye yazarının yeni kitabı çıktı?
2019 yerli polisiyemiz için hızlı başladı. Sevdiğimiz, merakla yeni kitabını beklediğimiz polisiye yazarlarından ardı ardına yeni kitaplar geldi. Bu da biz polisiyeseverleri elbette mutlu etti.
Ekonomik kriz ve düşük okuma oranlarına rağmen polisiye yazarlarımızın bu kadar verimli olmasını Türk polisiyesinin yükselişine bağlayabilir miyiz?
İşte yeni kitaplarını merakla beklediğimiz polisiye yazarlarından yeni yayınlanan 10 kitap:
Polisiye yazarlarından 10 yeni kitap:
- Aile Sırrı – Bir Percule Hoirot Macerası: Gencoy Sümer
Dedektif romanları yazarı Gencoy Sümer’in Aile Sırrı adlı polisiye romanı, bizi, dedektifimiz Percule Hoirot’nun peşinden polisiyenin başkenti Londra’ya sürüklüyor. Bakalım dedektifimiz bu Aile Sırrı’nı aydınlatabilecek mi?
Aile Sırrı, Kitap tanıtımı:
Dedektif romanı Feneryolu Cinayetleri’nin yazarı Gencoy Sümer’den yeni bir “katil kim?” polisiyesi: Aile Sırrı.
Bu kez olay Londra’da geçiyor. Dedektifimiz ise, www.dedektifdergi.com okurlarınının yakından tanıdıkları bir isim: Percule Hoirot.Gencoy Sümer’in polisiye dergi Dedektif’te yayınlanan kimi hikayelerinde karşımıza çıkan kahramanımız, bu polisiye romanda Londra’nın banliyölerinden birinde işlenen gizemli bir cinayeti soruşturuyor.
Tanınmış bilim adamı Sir Broderick Conway, Borehamwood’daki evinin çalışma odasında ölü bulunmuştur. Bu cinayetin politik bir çalkantıya sebep olmasından endişelenen Başbakan, olayı en kısa sürede aydınlatması için Scotland Yard’ı sıkıştırır. Zor durumda kalan Müfettiş McCartney, karlı bir kış sabahı ünlü dedektif Percule Hoirot’nun evine giderek ondan kendisine yardımcı olmasını ister. Üç günden beri yağan kar yüzünden dışarıya çıkmaya çekinen Hoirot, sonunda Borehamwood cinayetini saran esrarın çekiciliğine karşı koyamaz ve bir anda kendisini soruşturmanın orta yerinde bulur. Elindeki ipuçları onu Conway ailesinin karanlık geçmişine doğru sürüklerken, acaba bu yolculuk onu gerçeğe ulaştırabilecek midir?
Aile Sırrı; sağlam entrikası, tıkır tıkır işleyen mükemmel kurgusu ve sürpriz finaliyle sonuna kadar merakla okunan, ustaca yazılmış, gizemli bir dedektif romanı.
Katıksız bir polisiye…
- Beria: Cenk Çalışır
Uzun zamandır Cenk Çalışır’ın yeni kitabını bekliyorduk. Aslında oldukça verimli bir polisiye yazarı olan Cenk Çalışır’ın hem 221B’de hem de Dedektif Dergi’de hikayelerini okumaktaydık. Bu esnada aklımızdaki soru ise yeni kitabın nerede kaldığıydı. Neyse, mutlu haber sonunda geldi!
Beria, Kitap tanıtımı:
… bir insanın canlı bir insanı ısırarak lokmalar hâlinde koparmasıyla daha önce hiç karşılaşmamıştı. Kadın delinin tekiydi. Kopardığı et parçasını kanlı dişlerinin arasında tutarak doğruldu. Ağzının kenarlarından akan kanlar göğsünü kırmızıya boyamıştı. Bozo, onu daha önce izlediği vampir ya da zombi filmlerindeki yaratıklara benzetti. Aişe gülümseyerek, ağzındaki et parçasını eline tükürdü. … sol eliyle adamın çenesini sıkarak ağzını açmasını sağladı. Diğer elinde tuttuğu eti adamın ağzından içeri tıktı. İki eliyle çenesini birleştirip yutuncaya kadar bekledi. Bozo işte o anda yanılmadığını anladı. Kadın deli, hatta zırdeliydi. İnsan ruhunun karanlık kuytularında kaybolmaya hazır mısınız? Beria, trajik bir mülteci hikâyesinin ekseninde, okudukça dehşete düşürecek insan hallerini yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Bu sarsıcı romanın sayfalarında insanlığımızı tekrar tekrar sorgulayacağız.
- Bukelamun: Nuray Atacık
İlk romanı Fener Balığı’nın ardından Nuray Atacık’ın beklenen ikinci kitabı da geldi. Polisiye roman Bukelamun ile, bir emniyet amirinin ardından, sürükleyici bir maceranın içine dalıyoruz.
Bukelamun, Kitap tanıtımı:
“Adım Yeşim Yıldız… Ben suçsuzum. Sadece kaderimin sonucunu yaşıyorum. Asıl suçlu kendini biliyor. Senin…can aldığın yerdeyim. Gelip beni kurtarmanı bekliyorum. Kırk sekiz saat içinde gelmezsen…günahının bedelini ben ödeyeceğim! Kurtar beni!”
Büyükannesinin her biri hayata dokunan masallarıyla büyümüş kız çocuğu…
Akrabalarının sevgisi ve nefreti arasında kalmış genç kadın…
Dokunulmaktan hoşlanmayan bilgisayar kurdu genç adam…
Evinde beslediği tuhaf yaratıkla bağ kuran hacker…
Aile bireylerinden yalnızca birini sevmek için seçen baba…
İdeolojileri uğruna insanları gözlerini kırpmadan öldürebilen teşkilat mensupları…
Ve tüm bunların ekseninde görevine tutkuyla bağlı emniyet amiri…
İlk romanı Fener Balığı’yla gönlümüze taht kuran Nuray Atacık’tan hız kesmeyen, sürükleyici bir polisiye roman daha okurlarıyla buluşuyor.
- Farahnaz’ın Çiçeği: Yaprak Öz
Farahnaz’ın Çiçeği ile rotamızı Zonguldak’a çeviriyoruz. Bir ev hanımı, bir cinayet araştırmasına girişirse elbette en büyük yardımcısı, yemek tarifleri alıp verdiği, unu, tuzu bitince ilk kapısını çaldığı komşusu, bir başka ev hanımı olacaktır. Bakalım bu ev hanımları, sis perdesini kaldırıp cinayeti aydınlatabilecekler mi? Yoksa maceranın dozu yüksek gelince bir kenara çekilip polisin yapacağı araştırmayı mı takip edecekler?
Farahnaz’ın Çiçeği, Kitap tanıtımı:
Yetmişli yılların sonunda, Zonguldak’ta korkunç cinayetler işlenir. Cinayet mahalline yakın oturan Yıldız Alatan, kurban ile katili bir araya getiren rastlantının ardındaki gizemi araştırmaya karar verir. Polisiye romanlara düşkün Yıldız Alatan, usta bir terzi, dört dörtlük bir ev kadını, tatlı bir komşu, iyi bir dosttur ve en büyük hayali, günün birinde gizemli bir olayı çözüme kavuşturmaktır.
Kolları sıvayan Yıldız’ın detektiflik macerası giderek karmaşıklaşacak,
ancak dostlarının da yardımıyla en içinden çıkılamaz durumlarda bile pes etmeyecektir.
Yıldız Alatan ve tamamı ev kadınlarından oluşan arkadaşlarının sırlarla dolu macerasına hazır mısınız?
Türk kadın polisiye yazarları arasında her yeni kitabıyla yerini daha da sağlamlaştıran Yaprak Öz’den, okuru başından sonuna kadar karanlık bir gizemin içinde heyecanla sürükleyecek yeni bir dizi…
- Göl Kıyısındaki Ev – Gizemli Öyküler: Gencoy Sümer
Dedektif romanı Aile Sırrı ile aynı zamanda çıkan Göl Kıyısındaki Ev, Gencoy Sümer’in üçüncü kitabı. Korku, dram, entrika içeren hikayeler arasında ve fantastik bir hikaye de yer alıyor. On bir hikaye içeren Göl Kıyısındaki Ev, hikayeseverler için lokum tadında bir kitap.
Göl Kıyısındaki Ev, Kitap tanıtımı:
Gencoy Sümer’in Göl Kıyısındaki Ev kitabı on bir gizemli öyküden oluşuyor. Bu kitabı okurken, insan ruhunun karanlık bölgelerinde yapacağınız tuhaf, şaşırtıcı ve tekinsiz bir geziye hazır olun. Gizemli öyküleri seviyorsanız bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız.
- Görünmez Gemi: Necva G. Esen
Dedetif Dergi’deki çarpıcı hikayeleri ile tanıyıp sevdiğimiz Necva G. Esen’in ilk romanı Görünmez Gemi, fantastik bir kitap. Arkeoloji hoşunuza gidiyor, mitoloji ve efsaneler okumaktan hoşlanıyorsanız Görünmez Gemi, gizemli hikayesi ile sizi içine çekecektir. Şahmaran’ın, Kibele’nin anlatıldığı bu ülkede, hem harika fantasik hikayeler hem de Necva G. Esen gibi çarpıcı yazarların çıkması bir tesadüf değil.
Görünmez Gemi, Kitap tanıtımı:
1960’lar Türkiye’sinin küçük, kendi halinde, tipik bir endüstri kasabası: Heybetli bacasıyla fabrika, tek katlı lojmanlar, nefis bir sahil, lokal, tren yolu, kumsal, deniz ve nereye el atsan arkeolojik kalıntılar- denizin dibinde, tepelerde, bahçelerde…
üstelik hiç bir arkadaşı yoktur -hayvanları saymazsak tabii. Bir gün olağanüstü bir olaydan sonra kendini müthiş bir maceranın içinde bulur. Artık yeni bir arkadaşı vardır: Vedat. İkisi birlikte, tarih ile mitolojinin iç içe geçerek sınırlarının belirsizleştiği bir zaman dilimine giderler. Ve yaşadıkları yerin inanılmaz sır perdesi binlerce yıllık bir hikâye sarmalı olarak yavaş yavaş gözlerinin önünde aralanır. Jülide ne kadar ileri gittiklerini fark edemez, Vedat’ın hayatı tehlikeye girer. Onu kurtarmak cesaretini nereden, kimden aldığını bilemez ama cüretinin bedelini ödemeye hazırdır. Ne yazık ki ölümsüz rakibi tahminlerinin üzerinde bir güce sahiptir ve şimdi bütün sevdikleri, herkes tehlikededir. Artık sadece kendi gücüne dayanmak zorundadır.Soğuk, karlı bir kışı geride bırakan kasaba sakinleri, yaşadıkları yerin tüyler ürpertici sırrından habersiz, yazı dört gözle beklemektedirler. Jülide hariç. Jülide, ağabeyi Tanju tarafından sürekli dışlanmaktadır ve
Her sayfası heyecan, gerilim ve ilginç buluşlarla dolu; birçok katmanı olan, ‘bizden’ diyeceğimiz; sürükleyici, yediden yetmişe herkesin soluk soluğa okuyacağı bir kitap.
- Mantolu Kadın: Elçin Poyrazlar
Gözüpek gazeteci, Selin Uygar’ın cesur hikayeleri ile sevdiğimiz polisiye yazarı Elçin Poyrazlar’ın yeni romanı Mantolu Kadın’da bu sefer Başkomiser Aydın Andız’ın peşinde gizemli cinayetleri aydınlatmaya çalışacağız.
Mantolu Kadın, Kitap tanıtımı:
Geleceği parlak bir cerrahla çok genç yaşta evlendirilen bir kadın, kocasının iktidarsız olduğunu evlendikten sonra öğrenir. Kocasının kaba davranışları kocasından iyice uzaklaştırır genç kadını.
Genç kadın oturdukları apartmanda, kendisi gibi genç ve gizemli bir kadın görür ve ondan çok etkilenir. İki kadın arasındaki görünmez bağ, onları
yan yana yürüyecekleri beklenmedik bir yolculuğa sürükler.
Bir yandan iki vahşi cinayet işlenmiştir. Mesleğinin zirvesinde iki kişinin ölümünün peşine düşen Başkomiser Aydın Andız, cinayetlerin arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışırken, bir yandan da kendi şeytanlarıyla boğuşmaktadır.
Elçin Poyrazlar son romanı Mantolu Kadın’la okuru, evlilik kurumu içindeki güç oyunlarına ve şiddetin sınırlarına taşıyor.
- Park Cinayetleri: Armağan Tunaboylu
Armağan Tunaboylu’nun kaleminden Metin Çakır maceralarını bekleyenler için de güzel bir haber var. Serinin yeni kitabı Park Cinayetleri şimdi kitapçılardaki yerini aldı!
Park Cinayetleri, Kitap tanıtımı:
Metin Çakır da Kim?
Hercule Poirot kadar zeki, Sherlock Holmes kadar dikkatli, Mike Hammer kadar çapkın, James Bond kadar yakışıklı, Philip Marlowe kadar pervasız…
Yok canım, nerdee! O, Tarihin en ahlaksız, sahtekâr, korkak, yalancı, maço, vb karaktersiz karakteri. Ama insan gene de onu sevmeden edemiyor.
Yıldız Cinayetleri, Resim Cinayetleri, Konsey Cinayetleri ve Karakol Cinayetleri’nin olağanüstü detektifi Metin Çakır, tuhaf Ötesi maceralarına Park Cinayetleri’nde de devam ediyor…
- Yağmurdan Önce (Sami Tuzcu Dosyası) Ercan Akbay
Adeta her polisiye yazarının gönlünde bir aslan yatar, Ercan Akbay için belki de bu aslan, psikolojik – gerilim kitapları diyebiliriz. 2016’da yazarın 7. kitabı Akılçelen yayınlanmıştı. Ercan Akbay’ın kalemini beğenenlerin daha fazla beklemesine gerek yok. Yağmurdan Önce yine gerilim ve macera vadediyor.
Yağmurdan Önce, Kitap tanıtımı:
Cumartesi gecesi bir bistro-barda tanıflan erkek ve kadının aflk öyküsüne karışmış korkunç bir cinayetle başlayan Yağmurdan Önce, popüler olduğu kadar karanlık bir tarikatın erişilmez liderini alt etmek ve cariyelerini özgür kılmak için yapılan çok yönlü operasyonun perde arkasını anlatıyor.
Dergâha dönüp gözdelerime sihirli ortamlar sunan kış bahçesinden girdiğimde, ağız armonikası virtüözü Lee Oskar’ın fırtına öncesi gerilimi betimleyen albümü “Yağmurdan Önce” çalıyordu içeride. Çok güzel, çok etkileyiciydi. Yaklaşan tufanın kokusunu alıyor, kaotik gerilimi ruhumda hissediyordum, ama bunların hepsi vız gelir tırıs giderdi. Yağmur, fırtına, kasırga ya da tufan… Hiçbir afet yıkamazdı beni.
- Yargıç: Günay Gafur
Kuklacı ve Kahin ile polisiyeseverlerin beğenisini kazanan Günay Gafur’un yeni kitabını merakla bekliyorduk. Yazar, Dedektif Dergi’de yer alan “Baba” adlı hikaye tefrikası ile de polisiyeseverlerin gönlünde taht kurmayı başarmıştı. Yargıç’da ise, Günay Gafur, bizi Ankara sokaklarında bir seri katil avına davet ediyor.
Yargıç, Kitap tanıtımı:
Başkent sokaklarında artık korku ve şiir kol geziyor. “Bahçıvan’’ tarafından işlenen seri cinayetler ve kurbanların başuçlarına bırakılmış şiirler… Bayan Huzur, Bay Korku, Bayan Hüzün ve Bayan Umut’un ölümünün arkasındaki sebepler…
Zeki bir katilin peşinde soluk soluğa oynanan bir saklambaç oyunu bu. Ekibiyle beraber cinayetleri soruşturan Başkomiser Yavuz, her yeni ipucuyla birlikte hem katile hem kendi karanlığına bir adım daha
yaklaşıyor. Kuklacı ve Kâhin’in yazarı Günay Gafur’dan delilikle caniliğin iç içe geçtiği, sizi duygudan duyguya sürükleyecek macera dolu bir polisiye…
Yazık ki bir ceset ve bir dosyadan ibaret sanılacak bu gece.
Gecenin gizlediği cellat, yeni doğdu oysa, tek bir hece: BEN!
Beni bulmak için çırpınacak dedektif beyinler, dedektif gözler.
Gözlerden ve düşlerden uzak bir başka gecede,
Geceden kara, karanlıktan koyu bir başka şiirle
Şiirlerime ve ölülerime yenisini ekliyor olacağım.
Olacağımdan daha fazlası değilim, daha azı da…
Azı da çoğu da bir ölümün.
Ölümün geldiği yerden geliyorum ve biliyorum.
Biliyorum çünkü BEN ÖLÜMÜM!