Geçen sayımızda Mathild Sarrafyan’ı kimin, niçin öldürdüğünü ve Komiser Mitat’ın elindeki ipucunun ne olduğunu sormuştuk. Sadece bir okurumuz tüm sorularımızı doğru olarak cevaplandırdı.
Okurumuz Ergin Keskin’i kutlar, dedektiflik yaşamında başarılar dileriz. Bizimle irtibata geçer geçmez kazandığı Gencoy Sümer’in Feneryolu Cinayetleri romanını kendisine hemen ulaştıracağız.
Şimdi gelelim doğru cevapların neler olduğuna:
Komiser Mitat, yardımcısının “Herifin vücudunda bir çizik bile yoktu be,” demesi üzerine katilin kim olduğunu tahmin etti.
Katil, kadını boğarken onunla mücadele etmişti doğal olarak. Bu da vücudunda bazı darbe izlerinin olmasını gerektirirdi. Birkaç çizik örneğin. Ya da bundan daha fazlası…
Şüphelilerden sadece komşu Süavi Bey topallıyordu. Bu topallamanın nedeni, ayağına aldığı bir darbe yüzünden olabilirdi. Belki de sivri uçlu bir ayakkabı darbesi yüzünden bacağından yaralanmıştı.
Nitekim, Süavi Bey’in bacağı incelendiğinde dizinin üzerinde taze bir yara olduğu hemen anlaşıldı. Emniyette yapılan sorgusunda çelişkili ifadeler vermeye başlayan adam çok geçmeden suçunu itiraf etti.
Borsada uğradığı büyük zarar sebep olmuştu bu cinayeti işlemesine. Üstelik Matild Sarrafyan’dan aldığı yüklü miktarda bir borç da söz konusuydu. Döviz fiyatlarındaki ani tırmanış borcunu ödemesini imkansız hale getirmiş, tüm varlıklarını kaybetme tehlikesiyle onu baş başa bırakmıştı.
Bayan Sarrafyan’ı öldürerek borçlarından kurtulacak, kasadaki parasını çalarak, zararlarını en aza indirecekti. Ancak, cinayeti işlerken kadının ayakkabısının sivri ucu, dizini yaraladı. Kan izlerinden kimliği anlaşılmasın diye ayakkabıyı cinayet mahallinden alıp götürdü ve evinde gizledi. Dizindeki yarayı, kendi imkanlarıyla tedavi etmeye çalıştı. Ancak, bütün gayretine rağmen topalladığının fark edilmesini engelleyemedi. Bu da onun sonu oldu. Polisin evde yaptığı aramada Bayan Sarrafyan’ın kırmızı ayakkabısı Süavi bey’in yatak odasındaki bir dolapta, gazete kağıdına sarılmış olarak bulununca her şey kesinleşti.