Öldüğünde daha yirmi iki yaşındaydı.. Gencecik bedeni haddinden fazla zulüm görmüştü. Öyle ki cesedi bulunduğunda belinden aşağı kısmı parçalanmış haldeydi ve iki parçaya ayrılmıştı.
Bahsettiğim insan bir zamanların Amerika’sında California’da yaşayan genç bir kadındır; Elizabeth Sorth… Ölümünden sonra Black Dahlia, yani Kara Yıldız Çiçeği lakabıyla tanınmaya başlamıştır. Hunharca katledilmiş olması Amerika’da büyük yankı uyandırmış, bu yüzden davası halka açık gerçekleşmiştir.
Boston doğumlu olan Short, babasının yaşadığı California’ya yerleşmeden önce gençliğini Medford, Massachusetts ve Florida’da geçirmiştir. Kısa bir süre için Los Angeles’ta da bulunmuştur. Herhangi bir tiyatro oyununda veya filmde oynamamış olmasına karşın Short’un oyunculuğa hevesli olduğu bilinmektedir. Black Dahlia takma adının kökeninin ise Nisan 1946’da yayınlanan ve kara film olarak geçen, aynı zamanda cinayet gizemi barındıran Mavi Dahlia’dan kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir.
Vücudunun (iki parça halinde) 15 Ocak 1947’de bulunmasından sonra, Los Angeles Emniyet Müdürlüğü kapsamlı bir soruşturma başlatmış ve 150’den fazla şüpheliyi sorgulamış ancak hiçbir tutuklama yapamamıştır.
Short’un çözülmemiş cinayeti ve etrafındaki ayrıntılar, çeşitli teoriler ve kamusal spekülasyonlar üreten kalıcı bir kültürel entrikaya sebep oldu. Hayatı ve ölümü çok sayıda kitap ve filmin temeli oldu. Cinayeti Amerikan tarihinin en ünlü çözülmemiş cinayetlerinden biri ve Los Angeles County’deki en eski çözülmemiş davalardan biri olarak gösterilmektedir. Aynı şekilde tarihçiler tarafından II. Dünya Savaşı sonrası Amerika’da ulusal dikkat çeken ilk büyük suçlardan biri olarak kabul edildi.
Kısa Yaşam Öyküsü
Short, 1924 yılında Boston, Massachusetts’in Hyde Park şehrinde doğmuştur. Çocukluğunun ve gençliğinin bir bölümünü Portland, Maine’de geçirmiştir. Short’un babası minyatür golf inşa ederek para kazanırdı. 1929 borsa krizi sebebiyle tasarruflarının çoğunu kaybetti ve ailede kırılmalar başladı. 1930’da babasının arabası Charlestown Köprüsü’nde terk edilmiş olarak bulundu ve Charles Nehri’nden atlayarak intihar ettiği varsayıldı.
Bronşit ve şiddetli astım ataklarından rahatsız olan Short, 15 yaşında akciğer ameliyatı geçirdi, doktorlar daha fazla solunum problemi yaşamasını önlemek için kış aylarında daha ılıman bir iklime taşınmasını önerdi. Short’un annesi onu Miami, Florida’da aile arkadaşlarının yanına kışı geçirmesi için gönderdi. Üç yıl boyunca, kış aylarında Florida’da yaşayan Short, ikinci sınıfında Short, Medford Lisesinden ayrıldı.
1942 yılında Short’un annesi, öldüğü sanılan kocasından bir özür mektubu aldı. Böylelikle babanın hâlâ yaşadığı ortaya çıkmıştı. 1943 yılında Short babasının yanına taşınmıştı, çünkü altı yaşından beri onu görmüyordu. Aynı sene babasının bulunduğu şehirde birçok işe girip çıktı. En son işinden cinsel istismar sebebiyle ayrılmak zorunda kaldı. Sıcak bir aile ortamından uzak, çalkantılı bir yaşamı vardı. On sekiz yaşına gelmeden içki içtiği için polis tarafından tutuklandı.
Cinayetten önce:
9 Ocak 1947’de Short, kısa bir süre önce çıkmaya başladığı 25 yaşındaki evli bir satıcı olan Robert Manley ile San Diego’ya kısa bir yolculuktan sonra Los Angeles’daki evine döndü. Manley, Los Angeles şehir merkezindeki 506 Güney Grand Bulvarı’ndaki Biltmore Oteli’ne Short’u bıraktığını ve Short’un o öğleden sonra Boston’dan gelen kız kardeşiyle tanışacağını söyledi. Biltmore personeli lobi telefonunu kullanan Short’u gördüğünü hatırladı. Kısa bir süre sonra 754 South Olive Caddesi’ndeki Crown Grill Kokteyl Salonu’nun patronları Biltmore otelinden (0,80 Km) uzakta olan bir yerde Short’u gördüklerini iddia ettiler.
Bulunma:
15 Ocak 1947 sabahı, Short’ın çıplak vücudu, Los Angeles şehrinde Güney Norton Bulvarı’nın batısında, Coliseum Caddesi ile Batı 39. Cadde’nin ortasındaki Leimert parkında, boş bir alanda iki parçaya ayrılmış olarak bulundu. O zaman, mahalle büyük ölçüde gelişmemişti. Bölge sakini olan Betty Bersinger üç yaşındaki kızıyla birlikte yürürken vücudu yaklaşık olarak sabah saat onda buldu. Bersinger başlangıçta oraya atılan bir mağaza vitrin mankeni bulduğunu düşündü. Bunun bir ceset olduğunu fark ettiğinde yakındaki bir eve koştu ve polisi telefonla aradı.
Short’un vücudu parçalanmıştı, belden aşağısı tamamen kopmuş ve kanı boşaltılmıştı, cildi soluk beyazdı. Tıbbi muayeneler, keşiften yaklaşık on saat önce öldüğünü belirledi ve ölüm zamanının 14 Ocak akşamı veya 15 Ocak sabahı erken saatler olduğu açıklandı. Vücut katil tarafından yıkanmıştı. Short’un yüzü, ağzının köşelerinden kulaklarına kadar kesilerek “Glasgow gülümsemesi” olarak bilinen bir etki yaratılmak istenmişti. Uyluğunun ve göğsünün bazı kısımları kesilmişti. Vücudunun alt yarısı yukarıdan bir otuz santim kadar uzağa yerleştirilmiş ve bağırsakları kalçalarının altına düzgün bir şekilde sıkıştırılmıştı. Ceset, elleri başının üstünde, dirsekleri dik açılarda bükülmüş ve bacakları birbirinden ayrılarak pozlandırılmıştı.
Keşif üzerine hem yoldan geçenlerin hem de gazetecilerin oluşturduğu bir kalabalık toplanmaya başlamıştı; Los Angeles Herald-Express muhabiri Aggie Underwood olay yerine ilk gelenler arasındaydı ve ceset ile suç mahallinin birkaç fotoğrafını çekti. Vücudun yanında, lastik izleri arasında zeminde bir ayak izi bulan dedektifler yakınlarda sulu kan içeren bir çimento torbası da buldu.
Sonuç:
Elizabeth Short, genç, hedefleri olan (oyunculuk gibi) bir insandı. Hedeflerine ulaşmak için içinde bulunduğu psikolojik durumların tesirini, ailesizliğin yarattığı yıkımı bertaraf etmeye çalışıyordu. Tökezliyordu hayatta. Fakat son çarptığı taş kaya olmuş, Short’un canını almıştı. Katilin kim olduğu, neden böyle hunharca bir cinayet işlediği ise hiçbir zaman bilinemedi.