Casus Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi Romanı Üzerine
Geçen sayıdaki yazımda da belirttiğim üzere, casus edebiyatına merakımı doğuran ve zamanla bir John Le Carré hayranı...
Kapanmayan Casusluk Davalarının En Uzun Soluklusu
1953 yılı, modern ABD tarihinin en karanlık dönemi. Arthur Miller’in 1952’de yazdığı The Crucible (Cadı Kazanı) oyunda alegorik bir...
Jack Ryan: Küresel Amerikan Hegemonyasının Temsilcisi
Casus edebiyatının iz bırakan karakterinin bazılarına odaklandığım serinin sonuna geldim. Bu son yazıda ele alacağım karakter Jack Ryan’ın, serinin...
Harry Palmer: İşçi Sınıfının James Bond’u
Casus edebiyatının en ünlü karakteri James Bond, 1960’larla beraber popüler kültürü sallamaya başlamıştı. Arka arkaya çekilen filmler (Dr. No,...
Soğuktan Gelen Casus Alec Leamas: Espiyonaj Oyununun Büyük Kaybedeni
Yazının başlığı üzerine düşünürken kendime şu soruyu bir kez daha sordum: Espiyonaj, sonunda kazananı olmayan bir...
Casus edebiyatı söz konusu olduğunda, türün hayranı sağlam bir okuyucu olsun olmasın hemen herkesin aklına tek bir karakter gelir: James Bond. Bu çok anlaşılabilir...
Tekinsiz Bir İstihbarat Ve Casusluk Alanı Olarak Ev
Freud, ‘tekinsizlik’ üzerine yazdığı Das Unheimlich başlıklı çalışmasının başında linguistik bir analiz yapar. Makalesinin başlığını oluşturan unheimlich...
Casus edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarı John Le Carre (gerçek adıyla David John Moore Cornwell) vefat edeli neredeyse iki yıl oluyor. Ölümünden sonra...
Casus edebiyatının önemli yazarlarının yapıtları sık sık sinemaya ve televizyona uyarlanır. Bunlar içinde elbette Ian Fleming ve karakteri James Bond ayrı tutulmalıdır. Fleming’in...