Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

GANGSTERLER DÖNEMİ-2

Diğer Yazılar

Arkın Gelişin
Arkın Gelişin
Arkın Gelişin, Almanya’da Suç Psikolojisi eğitimi almış bir polisiye yazarıdır. Eserleri: Bir Seri katilin Günlüğü (2012), Kansız (2014), Ted Bundy – Bir Seri Katilin Anatomisi (2014), Ted Kaczynski – Bir Seri Katilin Manifestosu (2014), Bir Suç Psikoloğunun Not Defteri (2015), Charles Manson – Bir Seri Katilin Felsefesi (2015), Seri Katiller Tarihi – İnsan Avcılarının İzinde (2015), Apokalips (2017). Arkın Gelişin 1976 doğumludur. Arkın Gelişin'in polisiye dergimizde yayınlanan eserlerini bu sayfada bulabilirsiniz.

1933’te John Dillinger bir banka soygununa karıştığında izini sürmek zor olmadı. Çünkü kendisi zaten uluslararası anlamda aranan bir suçluydu. Parmak izi bırakmamak için, parmak boğumlarını ameliyat yoluyla aldırmıştı. 1934’te polis ile girdiği çatışmada vurularak öldü. Bir tiyatro gösterisi sonunda başlayan çatışmanın ardından, ölen kişinin John Dillinger olduğunu fark eden kadınlar, yerde duran kanına mendillerini batırarak hatıra amaçlı sakladılar.

Bu arada Baby Face Nelson, Ma Baker, Machine Gun Kelly, Pretty Boy Floyd gibi isimler gazete manşetlerini süslemeye devam ediyorlardı. Popülariteleri en az aktörler ve şarkıcılar kadar artmıştı. Sıkı takipçileri vardı. Bonnie Parker geçimini Texas’ta sıradan bir restoranda garsonluk yaparak sağlıyordu. En sevdiği şey ise boş zamanında polisiye romanlar okumaktı. Clyde Barrow’a tanıştıkları gün âşık oldu. Birlikte, arkalarında bol kanlı bir iz bırakacakları bir seyahate çıktılar. Bazı kaynaklara göre seri katil olarak adlandırılsalar da öldürme amaçları farklıydı. Ölümlerin çoğu banka soygunlarında çıkan çatışmalarda gerçekleşti.

GANGSTERLER DÖNEMİ-2 1
Bonnie ve Clyde

John Dillinger’in beyni, ölümünün ardından incelenmeye alındı. Buradaki amaç, bir suç makinesinin beynindeki olası anormalikleri tespit etmekti. Suç sadece anatomi alanında araştırılmıyordu. Aynı zamanda psikoloji alanında da ciddi araştırmalar yapılıyordu. Harvard profesörü E.A. Hooten benzer suçluların ırkı ve psikozlarını kategorilere bölerek istastikler hazırlıyordu. Araştırmalar devam ederken Amerika’da yaşanan başka bir olay insanları büyük bir dehşete düşürdü.

01 Mart 1932 salı gecesinde şiddetli bir fırtına devam etmekteydi. Kimliği belirsiz bir kişi, Charles Lindbergh’in evinin 2. katına tırmanarak, 20 aylık oğlunu kaçırdı. Kaçırılma vakaları o dönemde moda haline gelmişti. Lindbergh tanınmış bir kişiydi. Atlantik Okyanusu’nu, New York’tan Paris’e tek kişilik bir uçakla geçen ilk pilot olması sebebiyle, halk tarafından bir kahraman kabul ediliyordu. Kaçırılmanın ardından fidye mektupları geldi.. Talep edilen para istenildiği şekilde ödendi ancak bebek iade edilmedi. Bu olay ile birlikte ilk kez Leonarde Keeler tarafından icat edilen polygraph, yani yalan makinesi kullanılmaya başlandı. Lindbergh’in evinde çalışan tüm hizmetçiler teste tabi tutulacaktı. Ancak makinenin sahibi Keeler bu isteği reddetti. 2 ay sonra bebeğin cesedi bulundu. 2 yıl sonra ise olayla bağlantısı olduğu düşünülen Bruno Richard Hauptmann isimli şahıs tutuklandı.

GANGSTERLER DÖNEMİ-2 2
Charles Lindbergh ve kaçırılan kızıyla ilgili gazete kupürü.

Fidye biçilen para daha önceden kayıt altına alınmıştı. Bu paranın bir kısmı ise Bruno’nun üzerinden çıktı. Ancak Bruno bu parayı şu anda hapiste olan ortağından aldığını söyledi. Artık yalan makinesi konusunda herkes bilgi sahibiydi ve Bruno teste tabi tutulmak için yalvarsa da, makinenin halen güvenilirliğinin sorgulandığı  yönünde tartışmalar olması sebebiyle, mahkeme bu talebi geri çevirdi. Açıkçası Bruno’nun avukatı da müvekkilinin suçsuzluğunu ispatlama konusunda çok istekli değildi. Gazetelerin yönlendirmesi neticesinde bu Alman göçmenine karşı herkes önyargılı davranıyordu. Dava tek taraflı devam ettikten sonra, Bruno suçlu bulunarak idam edildi. Bu karar kamuoyu vicdanını rahatlatmaya yetmişti. 1933’te Eliot Ness “Dokunulmazlar” ekibini emekliliğe ayırmıştı. Organize suç kontrol altına alınamıyordu. 1934’te Bonnie ve Clyde pusuya düşürülerek her biri 50’den fazla kurşun ile öldürüldü. Arabaları, içerisindeki cesetler ile birlikte şehire çekildi ve bir izdihama yol açtı. Herkes bu ölüm arabasına dokunmak istiyordu. Öğrenciler Bonnie’nin üzerindeki kanlı kıyafetlerden parçalar aldılar. Kimisi Bonnie’nin saçından bir tutam kopardı. Bu ölüm, bir dönemin sonunu işaret ediyordu.

En Son Yazılar