Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Hercule Poirot – Unutulmaz Bir Karakter

Diğer Yazılar

Necva G. Esen
Necva G. Esenhttps://necvaesen.com/
Necva G. Esen, Zonguldak doğumludur; ilkokulu orada, orta ve liseyi Erenköy Kız Lisesi’nde bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi mezunudur. İngiltere’de önce çocuk eğitimi üzerine okudu ve çalıştı. Sonra yetişkin eğitimi üzerine yüksek lisans yaptı ve halen bu alanda eğitimci olarak çalışmakta. Ailesi ile birlikte Londra’da yaşıyor. İlk romanı Görünmez Gemi 2019 yılının başında Herdem yayınlarında çıktı. Tabii bizler onu daha önce Dedektif Dergi’ye yazdığı hikaye ve yazılarıyla tanıdık. İkinci romanı Kara Ölüm, Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı’nın 2019 Çocuk Romanı Ödülü’nü kazandı. Kendi değimiyle ‘gizemli’ hikaye ve romanlar yazmayı seviyor. Her iki kitabının da yediden yetmişe her yaştan edebiyat severlere hitap ettiğini söylüyor.

Aslında yanyana yaşadığınızda sinir olacağınız; huylarına bir an bile katlanamayacağınız; temizlik, düzen, özellikle simetri hastası; kendini beğenmiş Hercule Poirot’yu nasıl olup da önce Britanya’da sonra da bütün dünyada gizemli cinayet okurlarının baş tacı ettiğini bilmem hiç merak ettiniz mi?

Agatha Christie, kitaplarında değişik sosyal  konumlardan gelen kişiliklerin, kahramanımız Poirot’a karşı ırkçılığa varacak tavırlarını abartmadan, ustalıkla, aynen yansıtarak kimseyi incitmeden eleştirmiş; yapanları, onlar gibi düşünenleri utandırmıştır. Fakat aynı zamanda başta Yüzbaşı Hastings olmak üzere, karşısında bir sığınmacı değil, yetenek ve zaaflarıyla bir insanı görenleri de yine aynı ustalıkla abartmadan yansıtmıştır. Belki de bu yüzden çok sevilmiştir ve hâlâ sevilmektedir. Toplumun sığınmacılara karşı bakış açısının ‘stereotip,’ yani basma kalıp ve yüzeysel olmamasına yüz yıl önceden katkıda bulunduğu için. Poirot kişiliğinde bir sığınmacıyı değil, insanı; başına kötü şeyler gelmiş ama yenilmemiş; bütün çaresizliğine, güçsüzlüğüne, zaaflarına rağmen başka bir ülkede her şeye yeniden başlayabilecek cesareti, özgüveni, yeteneği ve çalışma azmi olan bir insanı görebilmelerini sağladığı için.

Daha önce bir çok gizem hikayesi yayınlanan Agatha Christie, Poirot’u 1916’da henüz 26 yaşındayken kız kardeşiyle bir iddialaşma sonucu yazdığı ilk dedektif romanının kahramanı olarak yaratmıştır. Romanın adı Styles’deki Esrarengiz Vaka/The Mysterious Affair at Styles’dir.

Agatha, yaşadığı Torquay’da belediye otobüsünde seyahat ederken bir grup Belçikalı sığınmacıyla karşılaşır ve Hercule Poirot - Unutulmaz Bir Karakter 1bunlardan biri Hercule Poirot’dur. Önünde oturan bu yumurta kafalı, tuhaf bıyıklı, tuhaf aksanlı sığınmacı adam, genç yazarın hayal gücünü ateşleyecek ve aradan yüz yıl geçse de unutulmayacak bir kahraman yaratmasına neden olacaktır.  Tabii genç Agatha, sığınmacılığın tarih sahnesinden hiç bir zaman inmeyeceğini ne bilsin!

Eğer şöyle bir düşünürsek, Poirot’nun yaratıldığı 1916 yılı nerede, 2018 nerede? Sadece bu yıllar arasındaki döneme bakıldığında bile savaşlar, insanların hayatından hiç eksik olmamış; tabii ki başka ülkelere sığınmak da. Fakat hiç bir zaman son bir kaç senedir yaşananlar ve hâlâ yaşadıklarımız kadar bütün insanlığı derinden etkilememiştir diyebiliriz. Ya da belki bunları yaşayanlar bizler olduğumuz için bize öyle geliyor; belki o dönemlerde yaşayanlara sorsaydık onlar da aynı şeyi söyleyeceklerdi. Fakat yine de küçümsenmeyecek bir fark var aramızda: o zamanlar globalleşme, teknolojik haberleşme ve sosyal media diye bir şey yoktu. Görüntüler bugünkü kadar hızlı ve çarpıcı bir şekilde tüm dünyaya aynı anda yayılıp avucumuzun içindeki aletlere kadar gelmiyordu. Belki de o yüzden biz daha rahatça bizim yaşadığımız dönemde ‘bütün insanlığı’ derinden etkilemiştir (aksini savunanlar olsa da) deme hakkına sahip olabiliriz sanırım

Agatha Christie, Poirot maceralarının hiç birinde Poirot’nun başına, ülkesi Belçika’da neler geldiğini anlatmaz. Bunun nedeninin ne olabileceğini o dönemdeki gazete kupürlerine bakınca tahmin etmek zor değil. Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Britanya sığınmacılarla dolduğu için (ne zaman değil ki?) ve onların hikayeleri ama doğru ama yanlış, ama haklı ama haksız her yerde söylenip okunduğu için yazar, okuyucunun hayal gücüne güvenip Poirot’nun Belçika’da bulunduğu koşulları açıklamaya gerek görmemiş olabilir. Fakat hiç bir kafa karışıklığına yer vermeyecek bir şekilde, İngilizce’de ‘sığınmacı’ anlamına gelen ‘refugee’ kelimesinin harflerini kararlılıkla daktilosunun tuşlarına bastığı bir gerçektir.

Sonradan, günümüzde çevrilen ve David Suchet’in Poirot’yu canlandırdığı dizide, konu çok güncel olduğundan Hercule Poirot - Unutulmaz Bir Karakter 2sanırım, Poirot’nun sığınmacı statüsü, üzerine basa basa etraflıca açıklanmıştır. Hiç bir kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde Poirot’nun emekli ve ünlü bir polis şefi iken Belçika’dan savaş nedeniyle İngiltere’ye kaçtığı; Yüzbaşı Hastings’le de Belçika’dayken tanıştığı kitaba uygun olarak, savaş görüntülerinin de eklenmesiyle günümüz seyircisine aktarılmıştır.

Poirot’nun ilk macerası, ülkemizde 1963 yılında, Styles’deki Esrarengiz Vak’a adıyla Altın Kitaplar tarafından yayınlanır. Bu ilk Türkçe baskısında ‘refugee’ kelimesi ‘göçmen’ olarak çevrilmiştir. O yüzden yılların Agatha Christie hayranları, bugün İngilizce kaynaklardan Poirot’nun bir sığınmacı olduğunu öğrenince haklı olarak kulaklarına inanamamaktadırlar. Kitap, günümüzde ‘Ölüm Sessiz Geldi’ adıyla piyasadadır ve yine Altın Kitaplar tarafından basılmıştır. Umarım yeni baskılarında daha düzgün bir çeviri yapılmış ve ‘göçmen’ yerine ‘mülteci’ ya da ‘sığınmacı’ kelimesi kullanılmıştır.

Agatha Christie, Poirot’nun ilk macerasını yazmadan önce,1914’te, Brinci Dünya Savaşı’nın başlamasının hemen ardından İngiltere’ye büyük bir sığınmacı akını olur. Gemilerle binlerce Belçikalı ülkelerinden kaçarak Britanya kıyılarına çıkarlar. Zaten Agatha Christie’nin, Belçikalı mültecilere, bir kıyı bölgesi olan Torbay’da rastlaması hemen o yıllara denk düşer.

Almanlar, stratejik önemi olan Ypres kentini ele geçirmek isterler. Onlara karşı Britanya, Fransa ve Kanada müttefik olarak savaşır. Ypres muhaberelerini tanımlayan kelimelerden biri ‘çamur’dur. Bu savaşta çamur ikinci bir düşman görevi görür. İlk defa bu savaşta kimyasal silah kullanılır Almanya tarafından. Gaz maskeleri ilk defa bu savaş sırasında savunma aleti olarak imal edilmeye başlanır. Kentin tamamen yıkılması yüzlerce, binlerce hayata mal olur… Ve bizim ünlü, hali vakti yerinde emekli dedektifimiz, Belçika’daki kurulu düzenini bırakır… herşeye yeniden başlamak üzere… o gemilerden birine biner… ve Britanya’ya doğru yola çıkar…

En Son Yazılar