Geçen ay başlattığımız soruşturmaya, bu sayıda “en sevilen polisiye yazarı” anketimizle devam ettik. Şunu hemen belirteyim, sonuçlar hiç şaşırtıcı değil. Tam beklendiği gibi. Polisiye yazarlarımızın büyük çoğunluğu Agatha Christie’yi beğeniyor ve önemsiyor. İkinci sırada da olması gereken bir yazar var: Sir Arthur Conan Doyle. Eminim sizler de bundan sonra kimlerin gelebileceğini az çok tahmin edersiniz. Anketimize verilen cevaplar arasında Türk yazarları da bulunuyordu. Bunlar arasında, sıralama listesine giremese de en çok oyu alan Peyami Sefa oldu. Polisiye romanlarını gerçek ismini gizleyerek yazan bir yazar için ilginç bir sonuç.
Dedektif’in soruşturmaları önümüzdeki sayılarda da devam edecek. Burada amacımız, polisiye yazarlarımızın polisiyeyle ilgili olarak ne düşündüklerini, bakış açılarını ve eğilimlerini olabildiğince nesnel bir biçimde saptamak ve bunu okurlarla paylaşmak.
Ankete 35 yazarımız katıldı. Biz, daha fazla sayıda yazarımızın katılımını tercih ederdik. Bu durum, sonuçların güvenilir olmasının önünde engel teşkil etmiyor. Çünkü, her toplulukta, görüş belirtmek istemeyen insanlar olabilir. Onların dışarıda kalması, genel eğilimlerin saptanmasında sorun oluşturmaz. Kaldı ki, bu ankette tercihlerin büyük bölümü bazı adlar üzerinde yoğunlaştı. Bu da anlamlı bir sonuç elde etmemizi kolaylaştıran ve katılımın daha fazla olmamasından doğacak aksamaları telafi eden bir unsur oldu. Ayrıca, alınan sonuçlar, katılım %100 olsa bile kesin sonuç olarak asla değerlendirilemez. Elimizdeki bu sonuçların da kesin olduğunu söyleyemeyiz. Bizim saptadığımız sadece bir eğilimdir. Diğer yandan, anketimize katılan 35 yazarın adlarına bakıldığında sonuçlara güvenmemiz gerektiği bir kere daha ortaya çıkar. Çünkü, sıralamaya giren yazarlar listesini, büyük bölümü polisiye edebiyatımızda yer etmiş yazarlardan oluşan bu kurul belirlemiştir.
Sonuçları nasıl yorumlayacağız?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi ankete 35 yazarımız katıldı. Yazarlarımıza, en sevdikleri, en değer verdikleri 3 polisiye yazarının adını sorduk. Hayatta olan olmayan, Türk ya da yabancı, öykü ya da roman yazmış tüm polisiye yazarları buna dahildi.
Ankete katılan yazarlarımız, 42 polisiye yazarının adını verdiler. Gelen adları en fazla önerilenden başlayarak sıraladık. Daha önce, ilk ona girenleri açıklayacağımızı vadetmiştik. Ancak, anlamlı bir grup oluşturacak ad sayısı 7’de kaldı. Bu nedenle sıralamada ilk yediye girenleri açıklamaya karar verdik.
Polisiye yazarlarımızın genellikle Agatha Christie çevresinde kümelendikleri görülüyor. Gizemli polisiyenin kraliçesi açık ara önde. Onu gene klasik edebiyatın tanınmış yazarları izliyor. Şunu rahatlıkla saptayabiliriz: Polisiye yazarlarımız genel olarak klasik polisiyenin yazarlarını beğeniyorlar. Aynı zamanda her birinin göreceli olarak daha çağdaş ama farklı farklı yazarlara da bir sempatisi var. Ancak bu yazarlar çevresinde bir kümelenme yok. Bu yüzden bu yazarlar sıralamaya giremediler. İlginç bir not da şu: Türk yazarlardan öne çıkan sadece Peyami Sefa oldu. Ancak o da sıralamaya girmesine yetecek kadar önerilmedi.
Soruşturmaya Katılan Yazarlar
Algan Sezgintüredi, Arkın Gelişin, Armağan Tunaboylu, Ayla Koca, Ayşe Erbulak, Celil Oker, Ceyda Kiremitçi, Çağan Dikenelli, Çağatay Yaşmut, Ece Gürkan, Elçin Poyrazlar, Ercan Akbay, Eser Özçarkçı, Funda Menekşe, Gencoy Sümer, Günay Gafur, Güzella Bayındır, Hayri Özdemir, Jake W. Stephenson, Mete Karagöl, Murat Aloğlu, Necati Göksel, Necva Esen, Nurhan Işkın, Oğuz Eren, Pelin İz Erdem, Reha Avkıran, Serkan Ertem, Suat Duman, Suphi Varım, Şebnem Şenyener, Timur Nihat Vreskala, Tuğba Turan, Turgut Şişman, Yaprak Öz
SONUÇLAR
1-Agatha Christie:
66 dedektif romanı ve 14 öykü kitabı yazdı. 2 milyarın üzerinde satan eserleri 103 dile çevrildi. Hercule Poirot ve Miss Marple gibi dedektif karakterleri yarattı. Yazdığı çok sayıdaki oyunlardan biri olan Fare Kapanı (Mouse Trap), 1955’ten beri aralıksız sahnelenerek erişilmesi güç bir dünya rekorunun sahibi oldu.
Agatha Christie’nin romanlarındaki olaylar, genellikle büyük konaklarda, köylerde, rahat ve konforlu ortamlarda geçer. Cinayetin ve cesetlerin ayrıntılı bir betimlemesi asla yapılmaz. Şiddete ve cinselliğe yer verilmez. Cinayetin nasıl ve neden işlendiğinden çok, kim tarafından işlendiği sorusuna cevap aranır. Resmi polis (genellikle Scotland Yard) daima yetersiz, zayıf, kimi zamanda gülünçtür. Cinayet her zaman amatör ya da resmi sıfatı olmayan bir dedektif tarafından çözülür. Agatha Christie, esas itibariyle bir gizem yazarıdır ve bu gizem genellikle bir cinayetle ilintilidir. Ancak, içinde hiçbir suçun yer almadığı gizem öyküleri de kaleme almıştır. Bütün romanları çözüm odaklıdır. Roman boyunca, ana karakter, okurla birlikte “kim yaptı?” sorusuna cevap arar. Agatha Christie, tüm polisiye yazarları içinde, gerçeği en ustalıkla saklamayı beceren yazar olarak tanınır. Başyapıtı On Küçük Zenci, dünyada en fazla satan polisiye romandır. Diğer önemli romanlarından başlıcaları, Roger Ackroyd Cinayeti, ABC Cinayetleri, Doğu Ekspresinde Cinayet ve Nil’de Ölüm’dür.
2-Sir Arthur Conan Doyle:
Edebiyatın en populer kahramanı olan Sherlock Holmes’ün yaratıcısı. İçinde Sherlock Holmes’ün yer aldığı 50 kısa öykü ve 4 roman yazmıştır. Dedektif ve yardımcısı modelini polisiye kurguya kalıcı biçimde yerleştiren o olmuştur. Bu nedenle, polisiyede bir çığır açtığı kabul edilir. Çağının bilim anlayışı olan pozitivizme sıkı sıkıya bağlılığı, öykülerindeki gizemin çözülmesinde gözlemi ön plana çıkarmasından anlaşılır. Tümden gelim ise, Holmes’ün akıl yürütmelerinde kullandığı başlıca yöntemdir. Agatha Christie’nin, ipuçlarını okurla paylaşan kurgularına karşılık, Arthur Conan Doyle, ipuçlarını okurdan gizler, okuyucuyu çözüme dahil etmez. Konusu cinayet olmayan, hatta herhangi bir suçla bağlantısı bulunmayan gizem öyküleri de yazdı. Asıl mesleği doktorluktu ve uzun yıllar mesleğini icra etmeyi sürdürdü. Son yıllarında ise polisiyeden uzaklaşarak ruhçuluğa yöneldi ve periler hakkında ciddi ciddi kitaplar kaleme aldı.
3-Raymond Chandler:
Hard-boiled polisiyenin yaratıcılarından olan Chandler, profesyonel yazarlığa başladığında kırk beş yaşındaydı. İlk öykülerini yayınlayan Black Mask dergisinin diğer yazarları arasında Dashiel Hammet ve James M. Cain gibi hard-boiled türünün diğer önemli yaratıcıları da bulunuyordu. Altı yıl sonra, 1939’da en önemli romanı Büyük Uyku’yu (Big Sleep) yazdı. Sinemada, Humphrey Bogard’ın yüzü ve oyunuyla belleklere kazınan ünlü dedektifi Philip Marlow, ilk kez bu romanda göründü. 1959’daki ölümüne kadar, başkahramanı Philip Marlow olan yedi roman kaleme alan Chandler, aynı zamanda iyi bir senaristti. Türün klasikleri arasında gösterilen Çifte Tazminat ve Trendeki Yabancılar’ın senaryoları onun kaleminden çıktı.
4-George Simenon:
Kitaplarını Fransızca kaleme aldığı için pek çok kişinin Fransız sandığı Simenon Belçikalıdır. Ölünceye kadar da Belçika vatandaşı olarak yaşadı. Günde seksen sayfa yazabilidğine göre polisiye edebiyatın en üretken yazarı olmasına şaşmamak gerekir. Ünlü kahramanı Maigret’yi yarattığında yıl 1931’di ve Simenon henüz yirmi yedi yaşındaydı. Meigret’li 75 roman ve 28 öykü yazdı. Yarım milyardan fazla baskı yapan Meigret romanları birçok dile çevrildi, sayısız kez sinemaya uyarlandı.
5- Edgar Allen Poe:
Yarattığı Auguste Dupin karakteriyle polisiye kurgunun temellerini atan yazar, kendi döneminde daha çok eleştirmen ve şair olarak tanınıyordu. O aynı zamanda kısa öykünün de yaratıcısı sayılmaktadır. Polisiye yazarı değildi ama bu türün de içinde yer aldığı gizem (mystery) yazarıydı. Gotik korku öyküleri onun en bilinen yapıtları arasındadır. Doyle’a göre onun dedektif öyküleri, polisiye edebiyatın köklerini oluşturur. Amerika’nın gizem yazarları adına verilen polisiye üdülünün adı Edgar’dır. En tanınmış öyküsü morg Sokağında Cinayet’tir.
6- Dashiel Hammet:
Birçok eleştirmene göre o, tüm zamanların en iyi polisiye yazarı kabul ediliyor. Özel dedektiflik yaptığı yıllardan gelen birikimiyle yazdığı roman ve öyküleri, klasik polişsiyenin çehresini değiştirdi. Onunla polisiye romanlar, malikanelerden, şık salonlardan, kaba ve argolu konuşan insanların yaşadığı karanlık sokaklara taşındı. Kibar ve soylu kahramanların yerini, çıkarcı ve zorba, duyguları körelmiş dedektifler aldı.
İlk öyküleri Black Mask’da yayınlanan Hammet’in az sayıdaki romanları arasında en bilineni Malta Şahini’dir. Sinemaya da uyarlanan ve türünün klasikleri arasında yer alan filmin, Humphrey Bogart’la özdeşleşen kahramanı Sam Spade, Raymond Chandler’in Marlow’u ile birlikte hard-boiled tarzı polisiyenin en ünlü dedektif karakterleri arasında yer alır.
Hammet’ın yazarlığı yanında, önemli bir politik aktivist olduğunu vurgulamadan geçmek olmaz. Bu yüzden hapse giren, McCarthy dönemindeki cadı avının kurbanı olarak kara listeye alınan yazar, 1934’den 1961’deki ölümüne kadar geçen yirmi beş yıl boyunca bir daha asla roman ya da öykü yazmadı.
7-Patricia Highsmith:
Onu daha çok psikolojik-gerilim romanları ve öyküleriyle tanıyoruz. En bilinen eseri ise Trendeki Yabancılar. 1950’de yayınlanan bu romanın bir yıl sonra Hitchcock tarafından filme alınması, Highsmith’in kısa sürede ünlü bir yazar olmasına yetti. Tom Ripley karakterine beş romanında yer veren yazarın yapıtlarında, yerleşik ahlaki değerleri sorgulayan varoluşçu bir tavır görülür. Yirmiye yakın romanı, bunların arasında Ripley serisi de var, birçok kez sinemaya ve sahneye uyarlandı, dizi film oldu.