Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Hikaye: Tesadüf

Diğer Yazılar

YENİ EV

HAVUZ PROBLEMİ

Saate baktı. Akşam tam beşti. Salondaki kalabalığa göz ucuyla bir bakış attı. Burası büyük bir sanat galerisiydi. Aybars Bey içeride yaklaşık yüz kişi olduğunu düşündü.  Biraz sonra söyleyecekleri hepsinde bir şok etkisi yaratacaktı. Zerrin kalabalığın arasında durmuş, Aybars Bey’in kürsüde yapacağı konuşmayı bekliyordu. Aybars Bey kürsüye yaklaştı. Bakışlar ona döndü. Mikrofonu eline aldı. Bu kez Zerrin bakışlarını onlara yöneltti. Acaba bekledikleri şüpheli durum şu an gerçekleşecek miydi?

Aybars Bey yüzünde bir hüzün ifadesiyle konuşmasına başladı.

“Sevgili dostlar, ben emekli polis Aybars Güntan. Biliyorum, şu an konuşma yapmasını beklediğiniz kişi ben değil, çok yakın dostum Kaya Bircan’dı. Bu haberi size üzülerek söylüyorum. Kendisi bu sabah evinde ölü bulundu.”

Kalabalıktan uğultular yükselmeye başladı. Hepsinin yüzünde korkuyla karışık şaşkınlık ifadesi belirdi. Zerrin ise bakışlarını onların üzerinde gezdiriyor, şüpheli  bir durumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini düşünüyordu.

“Bugün bu güzel sanat galerisinin açılış konuşmasını yapacaktı. Fakat ne yazık ki bu mümkün olmadı. Ve şunu da belirtmek istiyorum, bu cinayeti gerçekleştiren kişi kendisine yaklaşık bir hafta önce tuzak kurmuş ve yine aynı hafta içerisinde kurduğu başka bir tuzakla zehirlenmesine sebep olmuştu. Yine aynı kişi bugün onu öldürdü. Bu cinayeti  kimin işlediğini çok iyi biliyorum ve hak ettiği cezayı alana kadar peşini bırakmayacağım.”

Sözlerini bu şekilde bitirdi Aybars Bey.  Şaşkın bakışlar arasında mikrofonu yerine koyarak kürsüden indi. Zerrin kalabalığın arasından geçerek öne çıktı. Aybars Bey’e muzipçe bir ifadeyle baktı.

“Pardon beyefendi. Bir şey sorabilir miyim?”

Aybars Bey, Zerrin’e sanki onu hayatında ilk defa görmüş bir yabancı edasıyla baktı.

“Buyrun hanımefendi”

Zerrin herkesin duymasını sağlamak için yüksek sesle konuştu.

“Biraz önce söylediklerinizi üzülerek ve endişeyle dinledim. Acaba, bize bu kişinin kim olduğunu söyler misiniz? Çünkü hepimiz kendimizi tedirgin hissediyoruz.”

Aybars Bey yüzündeki ifadeyi değiştirmedi.

“Bakın hanımefendi, size bir bilgi veremem. Çünkü bu kişi şu an aramızda olabilir. O yüzden size burayı hemen terk etmenizi öneriyorum.”

Kalabalıktan bağrışma sesleri yükselmeye başladı. Hepsi birden aynı anda hızla kapıya yöneldi. Zerrin Aybars Bey’e yaklaştı.

“Gelecek mi?” diye sordu.

“Gelecek. Mutlaka gelecek. Ama şimdi değil.”

“Ne zaman peki?”

“Bugün, gün bitmeden bir misafirimiz olacak,” dedi Aybars Bey.

Ve ikisi de diğerlerinin yaptığı gibi, hızla kapıya yöneldiler.

***

Aybars Bey, kendisini evine getiren taksiden inerek kapıyı yavaşça kapattı. Yüzünde zafer kazanmış insanlara özgü bir sevinç ifadesi vardı. Evin kapısını açtı. İçeriyi dinledi. Koridordan geçerek büyük salona geldi. Pencere kenarında ki koltuğa baktı. Misafiri orada oturuyor, meraklı gözlerle Aybars Bey’e bakıyordu. Aybars Bey pencere kenarına yaklaştı. Camdan dışarı baktı. Sonra misafirine göz ucuyla bir bakış attı.

“Zerrin birazdan gelir, arkamdakini takip ediyordu.”

“Seni kim takip etti?”

“Önemli olan bu değil mi? Merak etme. Eğer bir insanı yapmadığı bir davranışla suçlarsanız, bu davranışı yapmadığını kanıtlama gereği duyar. O da mutlaka buraya bunu kanıtlamak için gelecek.”

“Bu durumda yaptığı davranışları da inkâr edemeyecek.”

“Aynen öyle. İtiraf edecek.”

Zerrin evin önüne geldi.  Arabayı park ettikten sonra indi. Aybars Bey, Zerrin’in evin içine girdiğini görünce misafirine dönerek gülümsedi.

Zerrin büyük salona girdi. Misafire selam verdi. Daha sonra Aybars bey’e dönerek “Seni buraya kadar takip etti,” dedi.

“Biliyordum. Bu harika. Seni fark etti mi?”

“Sanmıyorum. Buraya geldiğini gördü, aşağı sokağa kadar indi. Kapıyı çalması an meselesi diyebilirim.”

“Güzel, kapıyı ben açarım. Siz ikiniz burada bekleyin. Onu küçük odaya davet edeceğim.”

Misafir yerinde kımıldamadan oturuyor. Merakla ikisine bakıyordu. Neden sonra dayanamayarak;

“Şüphelendiğimiz durum gerçekleşecekti değil mi?” diye sordu.

Aybars Bey ona döndü.

“Evet, ama kürsüye benim çıkmam her şeyi değiştirdi.”

“O zaman sana minnettarım.”

Kapı çaldı. Aybars Bey misafirine içten bir gülümsemeyle baktı.

“Bunları sonra konuşalım. Şimdi halletmemiz gereken bir durum var. Dediğim gibi dışarı çıkmayın.”

Zerrin’e baktı. Zerrin olur manasında başını sallayarak koltuğa oturdu. Aybars Bey hızla kapıya yöneldi. Kapıyı açarak karşısındaki yabancıyı süzdü. Karşısında otuz yaşlarında, genç bir adam duruyordu. Halinden tavrından endişeli olduğu anlaşılıyordu.

“Buyrun kime bakmıştınız?” diye sordu Aybars Bey.

Karşısındaki  adam, telaşını gizlemeye çalışarak “Sizinle görüşmek istiyorum Aybars Bey,” dedi.  “İçeri geçebilir miyim?”

Aybars Bey bu durumdan memnun olmuş bir tavırla, “Tabii, buyrun,” diye konuştu. “Şu karşıdaki odaya geçin.”

Küçük odaya geçince yabancı Aybars Bey’e yaklaştı. “Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz çok merak ediyorum.  Bugün söyledikleriniz neydi öyle?”

Aybars Bey sakin bir tavırla genç adama baktı.  “Anlayamadım. Siz neyden bahsediyorsunuz?”

“Bakın bu bir tesadüf olmalı. Bugün o konuşma da Kaya Bircan’ın öldüğünü söylediniz. Bu ölüm kesinlikle bir tesadüf.”

“Doğrusu pek çok şeyin tesadüf olduğunu duydum. Ama bir ölümün tesadüf olduğunu ilk defa sizden duyuyorum.”

“Onu ben öldürmedim.”

“Öyle mi? Ben de onu sizin öldürdüğünüzü söylemedim zaten.”

“Ama ima ettiniz.”

“Peki, şunları inkâr edebilir misiniz? O açılışta onu öldürecektiniz. Aynı zamanda başına gelen zehirlenme olayı ve tuzak girişimlerinin faili de sizsiniz. Öyle değil mi?”

Genç adam donuk bir ifadeyle Aybars bey’e baktı.

Aybars Bey gülümseyerek “Yoksa bunların hepsi bir tesadüf mü?” diye sordu.

Genç adam bıkkınlıkla, “Tamam, kabul ediyorum.,” dedi. H”epsini kabul ediyorum. Ama onu öldürmedim.”

“Tabiii ki de onu siz öldürmediniz. O zaten hiç ölmedi.”

Genç adamın yüzündeki endişe ifadesi, yerini şaşkınlığa bıraktı.

“Lütfen benimle gelin. Hayatınızda bundan daha büyük bir tesadüfle karşılaşmayacağınıza eminim.”

Genç adamın önüne geçerek büyük salonun kapısını açtı. Zerrin onların içeri girdiğini görünce ayağa kalktı.  Genç adam pencere kenarında oturan misafiri gördü.

“Bu o. Siz beni oyuna getirdiniz,” dedi telaşla.

“Evet öyle. Sevgili dostum Kaya Bircan.”

Kaya Bey ayağa kalkarak genç adama yaklaştı.

“Demek o sendin, senin yüzünden aylardır korku içerisinde yaşıyorum. Bugün ben o kürsüde konuşma yapacağım sırada beni öldürecektin”

Aybars Bey koltuğa geçerek oturdu. Sakin bir ses tonuyla konuşmasına başladı.

“Dostumun bu tuzaktan haberi vardı. Dün bana gelerek benden yardım istedi. Konuşma yapacağı sırada kendisini bir tehlikenin beklediğini söyledi. Biz de oturup bir plan yaptık. Güvenliği açısından oraya gitmesi doğru değildi. Onun yerine konuşmaya ben çıktım ve onun öldürüldüğünü söyledim. Bunu yapan kişinin başına gelen diğer tuzaklara sebep olan kişi olduğunu belirttim. O sırada siz o kalabalığın arasındaydınız. Diğer tuzaklara sebep olan kişi sizdiniz ama onu öldüren kişi siz değildiniz. Bu gerçeği bana anlatmanız gerektiğini düşündünüz ve beni buraya kadar takip ettiniz. Tam da düşündüğünüz gibi oyuna geldiniz. Ayrıca suçunuzu kendi ağzınızla itiraf ettiniz.”

Genç adamın yüzünde sinirle karışık bir gülümseme belirdi.

“Siz beni bunlarla suçlayamazsınız.”

“Suçlarım ve gördüğünüz gibi de suçluyorum. Yakalandınız.”

“Böyle bir şeye hakkınız da, yetkiniz de yok. Siz emekli polissiniz.”

Zerrin cebinden kelepçeyi çıkararak hızla genç adamın koluna taktı.

“Ben emekli değilim. Sizi yakalamaya hakkım da var yetkim de.”

Aybars Bey gülerek yerinden kalktı. Dostunun yanına gelerek genç adama baktı.

“İşte tesadüf diye buna denir.”

Bakışlarını pencereye çevirdi. Evin kapısının önüne bir polis aracı yaklaştı.

Aybars Bey’in dediği gibi,  gün daha bitmemişti.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

En Son Yazılar