Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Polisiyeseverlerin Mutlaka İzlemesi Gereken 5 İspanyol Polisiye Filmi

Diğer Yazılar

Orçun Yenilmez
Orçun Yenilmez
Orçun; kendi kabuğuna sığmayan bir ilaç mümessili, geniş hayal dünyasinda çoğu zaman farklı bir boyutta yaşar. Herkesin baktığı açıdan değil de kendi persfektifinden görmeyi sever hayatı. Amatörce yaşamayı sevdiğinden olsa gerek fotoğrafçılıkta da amatör kalmayi yeğlemiş; sadece, gönül verdiği polisiyeye profesyonel izler bırakmayı hedeflemiştir.

İspanya yapımı polisiye türü dizi ve filmler son zamanlarda ekranlarda daha sık karşımıza çıkmakta. İspanya Sineması, özgün kurguları ve şaşırtıcı finalleriyle dikkat çekerken her geçen gün çıtayı daha da yukarılara taşımayı başarıyor; kaliteli yapımlar gelmeye devam ederken filmlerin içinde hâlâ Franco’nun baskıcı rejiminin izlerini görebiliyorsunuz. Bu durum da sanırım İspanyol sinema dünyasının başarının sırrı olarak addedilebilinir…

Bu yazıda gizem, suç, gerilim, polisiye öğelerini içeren, sürpriz hikayeli ya da sonuyla şaşırtan fimler, İspanyol filmlerinden bahsedeceğim. Yüksek bütçelerin harcandığı filmlerin yanı sıra çok daha mütevazı harcamalar ile İspanyol sinemasının en çarpıcı polisiye yapımlarından beşini seçtim.

Bu filmleri sizler için yorumlamadan önce İspanya Sinema Dünyasına kısaca değinmek istiyorum. Geçmişten günümüze, beyaz perdeye taşınan sinema filmlerinin tarihini incelediğimizde bu sektörün engin bir deniz olduğunun farkına varılması güç olmamış. Görsel efektlerin etkilerinin sinemada önemli yer tuttuğu su götürmez bir gerçek, özellikle de polisiye filmlerinde yer alan aksiyon sahneleri, fizik kanunlarını hiçe sayılması, efektler izleyenlerde heyecan yaratsa da filmi izlenebilir kılan en önemli unsurun kurgu olduğunu düşünenlerdenim. Bu konuda da İspanya film sektörünü oldukça başarılı bulduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim. İspanyol sinemasında polisiye filmlerinin en belirgin özelliklerinden biri finalde ters köşe yapmaları… Gerek konusu gerekse kurgusu itibarıyla gerçek bir polisiye izlediği hissine kapılıyorsunuz. Müthiş bir zekâ örneği oldukları kesin!

Kısaca İspanya Film Endüstrisinin Gelişimi

Franco’nun ölümünden (1975) sonra 1895 yılında sessiz filmler ile başlayan serüven, 1914 de İspanya Film Enstitüsü merkezi Barselona’dan 1920 de Madrid’e taşınmasıyla devam etmiştir. 1931 de İspanyol yapımcıların ekipmanları değiştirip sessiz filmlerden vazgeçmeleri İspanyol Sineması için yeniden doğuş anlamına gelmektedir fakat 1936- 1939 İç savaş dönemlerinde İspanya sinema sektörü en karanlık üç yılını geçirmiştir. Franco’nun diktatör rejimini de baskı altına almış Film Enstitüsü üzerinde şiddetin ve politik sansürün etkilerinden kurtulmak kolay olmamıştır. Bu dönemin en dikkat çekici filmi de 1936’da gösterimi yapılan Espana’dır.   

İspanya sinema dünyasında 1960’lı yıllarda film üreticileri varlıklarını sürdürebilmek için, dağılmış ekonomi ve savaşın izlerini geride bırakıp İspanya’nın doğal güzelliklerinden yararlanarak maliyeti düşük filmler çekmişlerdir.

Sürrealist akımın ardından uluslararası alanda İspanya Film Enstitüsü de bu günkü yerini almıştır.  Luis Bunuel başarıları ile başlayıp 1982 yılında beyaz perde de En İyi Yabancı Film Oscar’ını  Volver A Empazar / Başlangıca Dönmek filmi ile Jose Luis Garci kazanmıştır. Üstelik ödül alan ilk dedektiflik ve cinayet filmidir. Bu yapıtın ardından günümüz tarihine kadar İspanyol Sineması, polisiye filmleri dahil ödüllere doymayan bir gelişim ile devam etmektedir.

Mini yorum; İspanyol filmlerinin izleyiciyi etkisi altına almasına şaşmamak gerek, polisiye filmleri içinde işledikleri konu bakımından cinayet, gizem ve gerilimi gerçekten çok başarılı bir şekilde yansıtıyorlar. Aksiyon dozu yüksek, gerçeklikten uzak, abartılı sahnelerin olduğu Amerikan filmlerden ziyade izlediklerim konu olarak oldukça doyurucu filmlerdi. Arşivde saklayıp da tekrar izlerken aynı hazzı yaşayacağınız filmler. Akıldan kolay kolay çıkmıyor. Şimdiden iyi seyirler dilerim.

Mutlaka izlenmesi gereken, sürpriz hikayeli ya da sonuyla şaşırtan 5 İspanyol polisiye film:

  1. La Isla Minima – Bataklık 2014 ( IMDb puanı 7.3)

1980’li yıllarda İspanya’nın güneyinde, merkezden oldukça uzak bir kasabada genç kızların esrarengiz bir şekilde ardı ardına ortadan kaybolması ve işlenen cinayetleri konu alan bir film.

Karakter bakımından hiç uyuşmayan iki dedektif, Juan ve Pedro cinayetleri çözmek için kafa kafaya verirler. Son kaçırılan kızın ailesinden sorguya başlayarak çevresindeki tüm insanlarla görüşürler. Dedektifler hiç kimsenin kendilerine yardım etmeye niyeti olmadığının farkına varmaları uzun sürmez. En ufak delilleri bile değerlendirirken Juan ve Pedro ayrı ayrı kendi yöntemleri cinayeti çözmeye çalışırlar.

Filmin büyük bir çoğunluğu sorgu ve araştırma üzerine ilerliyor, kabul etmeliyim ki ağır ilerleyen aksiyon sahnelerinin oldukça düşük olduğu bir film fakat o dönemin konjonktürünü fevkalade ekrana taşımışlar. İzleyici olarak siz de delilleri toplayıp ayrıntılara dikkat edenlerdenseniz eğer, katili öğrenme içgüdüsüyle gözlerinizi ekrandan ayırmıyorsunuz. Filmin sonu ile ilgili yorum yapmıyorum. Çok fazla beklenti içine girmediğim filmi sıkılmadan izlediğimi söyleyebilirim, hatta bir ara kafamda cinayetle ilgili olasılıkları hesaplarken buldum kendimi. Dedektif rollerindeki, Juan rolündeki Javier Gutierrez ve Pedro karakterini canlandıran Raul Arevalo’nun oyunculuklarına hayran kaldım.

2015 yılında Goya Ödüllerinde, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve daha beş ayrı dalda da ödül alan bir polisiye film.

Sizlerle paylaşacağım filmler arasında La Isla Minima / Bataklık filmine benim verdiğim puan  6/10.

  1. El Cuerpo / Ceset 2012 (IMDb 7.5)

Zeki bir iş kadını olan Mayka’nın morgda cesedinin kaybolmasıyla filmin başında yükselen gerilim, heyecan aynı tempo ile devam sürüyor. Tüm hayatını planlayarak yaşayan Bu davaya getirilen Dedektif Jaime Pena esrarengiz olayı araştırmaya başlıyor. Cesedin kaybolmasının yanı sıra daha birçok sıra dışı olaylar peş peşe geliyor. Filmi izlerken hiç kimsenin masum olmadığını, yapılanların şeytanın aklına bile gelmeyeceğini düşünüyorsunuz. Sır perdesinin aralandığını sanıyorsunuz ama film sizi daha çok karanlığın içine çekiyor. Dedektif rolündeki Jose Coronado ve Alex karakterini canlandıran Hugo Silva’yı ayrı bir hayranlıkla izledim.

Film hakkında eksik gördüğüm daha doğrusu ne olmamış diye zorlayacak olursam müzikler böyle polisiye – gerilim için biraz zayıf kalmış.

Oriol Paulo’nun yönetmenliğini yaptığı film kurgu ve işleniş bakımından çok kaliteli, tüm tahminleri boşa çıkaracak bir polisiye. Bir itirafta da bulunayım, izlerken her ne kadar sürükleyici olsa da mantık hatalarının olduğunu düşündüm. Bu olumsuz düşüncemi de filmin son sahneleri aldı, süpürdü götürdü. La Casa De Papel hayranları için filmde de küçük bir sürpriz olduğunu belirteyim.

Kurgusu, heyecanı ve izleyiciye akıl tutulması yaşatan bu filmi unutamayacağım. Arşivde saklanacak nitelikte. El Cuerpo / Ceset filmine puanım 9/10.

  1. Celda 211 / Hücre 2009 (IMDb 7.6)

Juan Oliver karakteriyle Alberto Ammann, hapishanede gardiyan olarak işe başlayacaktır. İlk iş gününden önce çalışacağı yeri görmeye gitmesiyle olaylar cereyan eder. Beklenmedik bir kaza sonucu başından yaralanan genç gardiyan bayılır iki meslektaşı da 211 numaralı hücreye taşır. Hapishanede başlayan ayaklanma sonrası arkadaşları Oliver’ı hücrede tek başına bırakarak kaçarlar. Juan kendine geldiğinde oldukça büyük bir sorunla karşı karşıyadır. Gardiyan olduğu anlaşılmaması için mahkûm gibi hareket eder.

İsyan çıkaran mahkumlar tüm dünyaya seslerini duyurabilmek için hapis yatmakta olan üç ETA üyesini rehin alıp onları öldürmekle tehdit ederler. Basit bir hapishane isyanı kontrol edilemez bir duruma dönüşür. Hükümeti yavaşlatmayı başaran bu tehdit sonrası hapishane içinde de bazı dengeler değişmeye başlar.

Mala Madre rolündeki Luis Tosar da filmin en etkileyici rollerinden birini canlandırmaktadır. Hapishanede sözü geçen bir hükümlüdür aynı zamanda. Oliver ayaklanmanın baş mimarlarından olan Madre karşısında sürekli sınanır. Madre’nin güvenini kazanmayı başaran Oliver’ın amacı kurtulup hamile olan eşine kavuşmaktır. İşler planlandığı gibi gitmediği gibi Oliver için hayatının dönüm noktası yaşanır. Gerçek hapishanede çekilen filmi soluksuz izleyeceksiniz. Kurgusunun yanında gerçekçiliği ile sizleri ekran karşısında esir alacağından şüphem yok. Hayatınızda hiçbir suçluya sempati duydunuz mu? Bu film ile bu algınız değişebilir dikkatli olun.

En iyi film, en iyi yönetmen, en iyi uyarlama, en iyi erkek oyuncu (Luis Tosar), en iyi yardımcı kadın oyuncu, en iyi yeni erkek oyuncu, en iyi kurgu ve en iyi ses ödülleri dalında 2010 da Goya Ödüllerine layık görüldü.

Etkisinden kolay kurtulamayacağınız bir film, Celda 211 / Hücre 211 filmini izlemediyseniz hapishane filmi seyretmemişsinizdir, 9/10.

  1. Thesis / Tez 2003 (IMDb 7,4)

Üniversite öğrencisi olan Angela, ‘Medyada Şiddet’ başlığı ile belirlediği tez konusunda kendisinin de beklemediği bir yolculuğun biletini almaktadır. Şiddet eğiliminden bihaberdir

Profesör Angela’ya yardım amaçlı arşivde bulduğu kaseti izlemeye başlar. Gördüğü karanlık gerçeğin dehşeti ile kalp krizi geçirerek hayatını kaybeder. Angela kontrol için profesörün yanına gittiğinde onun cansız bedeni ve karşılaşır.  Angela yıllar önce kaçırılan kızın nasıl şiddete maruz kaldığını ve öldürüldüğüne tanık olur. Angela polise gitmek yerine kendisi araştırmaya koyulur. Tez çalışması için asosyal biri olan Chema ile birlikte çalışmaya başlar. Chema Anegela’nın aksine ‘snuff’ film dünyasının karanlık yüzünü bilen biridir.

Birlikte yürüttükleri soruşturma sonucunda ulaştıkları isim Angela’yı çok daha zor duruma düşürecektir. Bundan sonraki süreçte de güven konusunda hiç kimseye güvenememektedir. Yürüttü soruşturmada kurban durumuna düşen Angela için işler daha da karmaşık bir hale gelmeye başlamaktadır.

Soluksuz geçen ve gerilimi düşmeyen filmin yönetmeni 24 yaşındaki Alejandro Amenabar müthiş bir cinayet filmine imza atmıştır.

İspanyol Sinemasının Oscar’ı olarak gösterilen Goya ödüllerinden yedisini kazanmayı başarıyor Tez filmi.  8/10

  1. Contratiempo / Görünmeyen Misafir 2016 (IMDb 7.9)

Son derece varlıklı aynı zamanda zeki bir işadamı Adrian Dora karakterini canlandıran Mario Casas. Otel odasında bir daha görüşmeme kararı aldığı sevgilisi Laura ile aralarında sakladıkları sır yüzünden tekrar bir araya gelmek zorunda kalırlar.

Geri dönüş sahneleri ile ilerleyen filmde sık sık zamanda yolculuk yapıyorsunuz. Bu da filme ayrı bir tat katmış doğrusu.

Otel buluşmasında Laura öldürülür ama polisler tarafından baş şüpheli olarak yakalanan Dora neler olduğunu hatırlamadığını iddia eder. Suçluları savunan ve oldukça başarılı olan avukat Goodman Adrina Dora’ya yaşananları en ince ayrıntısı ile anlatmasını söyler. Buradan sonrası tamamen bir akıl oyunları savaşına dönüşmektedir. Dora’nın anlattıklarından Goodman hiçbir şekilde tatmin olmaz ve kendi yöntemiyle işadamının ağzından tüm gerçeği öğrenmeye çalışır. İş seyahati olarak karısından kaçtığı bir gün Laura ile buluşan Dora havaalanına gitmek için farklı bir yol kullanır ve başlarına gelen kaza yüzünden başlarına hayatlarını tamamen değiştirecek kazayı anlatmaya başlar. Bu kazanın ve cesetten kurtulduktan sonra hayatlarına geri dönen ikili için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Dora iş hayatında başarı basamaklarını hızla tırmanırken Laura kendi iç dünyasına kapanır.

Mahkeme öncesi Goodman ve Dora arasındaki sorgu sahneleri gerçekten etkileyiciydi. Ama filmi izlerken gerçekleri öğrendiğinizi düşünüp de rahatlamayın. Filmin sonunda ağzınızı açık bırakacak bir final sizleri bekliyor. 9/10

En Son Yazılar