Olmayan bir evde, bulunmayan bir adresde, doğmamış ve hiç ölmeyen biriyle komşuluk etmek ender rastlanan bir durum. Orası muhakkak. Bu açıdan kendimi şanslı addettiğim doğrudur diye başlamıştık bu sohbete. Söz konusu adres dünyanın en meşhur adresi, o adreste oturan kişi ise dünyanın en ünlü dedektifi olduğundan, maalesef zaman zaman bu iş şans olmaktan çıkar. Ve 221B Baker sokağının nefes kesen maceralarının içine sürükler insanı.
Gece yarısını biraz geçe. Sokak sakinlerinin çoğu yataklarına yerleşmiş, kitaplarını kapatıp başuçlarındaki lambaları yeni söndürmüş. Karanlık bir elin her kapıda, paspasın altına bir zarfı sıkıştırdığını bütün kulaklar aynı anda duyar. Evlerin ikinci katında arkaya bakan yatak odalarında yeni sönmüş ışıklar aynı anda yeniden yanar. Evdeki erkekler üzerlerine bornozlarını ayaklarına pantuflarını geçirip sokak kapısına giden merdivenleri iner ve aynı anda paspasın altına sıkışmış zarfı görürler. Hepsi, aynı hareketle bornozların üst cebine yerleştirdiği okuma gözlüğünü takar ve zarfı açıp içindeki mesajı okur. Mesaj daktilo ile yazılmıştır ve fotokopi ile çoğaltılmıştır: “Komşularının kim olduğunu öğrenmek herkesin hakkıdır!” diye başlar: ”Burada diktatörlere, ülkesini soyan hırsız Cumhurbaşkanlarına, vergi kaçırmak dahil türlü suç işleyene yer yok! Yarın sabah 221B Baker sokağı adresi önünde toplanarak böylelerine asla geçit vermeyeceğimizi dünyaya göstereceğiz! İmza: Baker sokağı sakinleri.”
Tarih 2015. Şubatın sonu. Karanlık basar basmaz sokakta gölgeler artar oldu. Çoğu kez bunların Holmes’ün “sokak kestaneleri” diye nitelendirdiği habercileri sokak çocukları olduğunu bilirim. Genellikle gün batımında 221 B Baker adresi etrafında gölgeler artar. Kapının tokmağı belli defalar taklar. Sonra Bayan Hudson’ın sevecen sesi duyulur. Merdivenlerden patır patır koşarak inip çıkan küçük, delik deşik pabuçların sesi gelir. Sonra yine aynı sesler koşarak sokağa dağılır ve karanlığın içinde iyice azalarak yokolur gider. Etrafı büyük bir sessizlik kaplar. Arasıra akşam yürüyüşünden dönen emeklilerin değnekleri duyulur. Kulak sokağın seslerini dinler. Her tınısını, her bülbül ötüşünü, her ufak taşın hareketini farkeder. Sherlock Holmes’ün ve Doktor Watson’ın ayak sesi sokağın diğer sakinlerinden farklıdır. Onların adımları, nasıl tarif edeyim, hani hafif hayaletimsidir. Gerçi eve giriş çıkış saatleri büyük ölçüde belli. Yine de her seferinde onların sesini duyar duymaz cama şöyle bir göz gezdirmeden edemem.
Ama sokağı tanımayan bunları bilmez. O nedenle ne kadar sakınırsa sakınsın ya gölgesiyle ya da ayak sesiyle kendini hemen belli eder. Nitekim öyle oldu. Şubat ayının son günlerinde sokak karanlık bastıktan sonra her gece hiç tanımadık bilinmedik gölgeler ve ayak sesleriyle doldu. Bir iki akşam içinde 221B Baker adresindeki komşum da bu huzursuzluğu farketti zaten. Ve işte hareket o zaman başladı.
25 Şubat 2015 sabahı Bayan Hudson kahvaltısını odaya getirdiği sırada onu traşını olmuş, banyosunu almış giyinmiş eyleme hazır buldu. Holmes Bayan Hudson’ın çay tepsisinin yanına bıraktığı gazeteyi yüzünde bilir bir gülümseme ile aldı. Manşete bakmadan altıncı sayfasını gayet bilir bir havada açtı ve eliyle koymuş gibi aradığı haberi buldu. Herkesin tanıdığı kahkahasını bırakıverdi: “hah hah! Sevgili Watson, bak işte burda, tam tahmin ettiğim gibi!” dedikten sonra önce piposunu yakıp keyifli keyifli bir iki duman çıkardı. Sonra masasından gazete makasını aldı ve sayfanın ortasından uzun bir küpür kesip onu şaşkın izleyen Watson’a uzattı. Küpür: “Kazak kanun kaçağı Rakhat Aliyev tutukluğu bulunduğu Viyana cezaevindeki hücresinde intihar etti. Vekilini bir gece önce ziyaret eden avukatı, Aliyev’in intihar edecek biri gibi görünmediğini, bu nedenle ölümünü şüpheyle karşıladığını söyledi” şeklindeydi. Watson hayretler içinde sordu: “Holmes, nasıl bildin?” Komşumun cevabı malum: “aha! Çok basit sevgili dostum, çok basit!”
Rakhat Aliyev, dünyanın her yerinde her an bitiveren bugün çoğumuza pek tanıdık ve Holmes’un ifadesiyle “çok basit” hikayelerden. Kazakhistan’ın eski gizli polis şefi, Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in kızının eski eşi. Nazarbayev’in kızından üç çocuk sahibi. Servet kaynağında, bu pozisyonu sayesinde bankalardan tutun, petrol rafinelerine, gazetelerden televizyon kanallarına, iletişim kurumlarından tarım sektörüne kadar Moriartyvari bir ahtopotun kolları var. 2007 yılında yaptığı anayasa değişikliğiyle hayat boyu Cumhurbaşkanlığını garantileyen Kazak Nazarbayev’e karşı muhalefet içinde yer aldığı gerekçesiyle önce Avusturya büyükelçiliğine atanarak yurttan uzaklaştırıldı. İnterpol’ün yanısıra Almati mahkemesi ve Akmola askeri mahkemesi savcılığına göre suç listesi kabarık: ülke hazinesini zimmetine geçirmek, gizli örgüt liderliğiyle Cumhurbaşkanına karşı darbe girişiminde bulunmak, silah ve cephane kaçakçılığı yapmak, gayri meşru çocuk sahibi olduğu 23 yaşındaki televizyon sunucusu Anastasiya Novikova’yı öldürmek, insanların mülklerine zorla el koymak, silah ve patlayıcı madde kaçakçığılı yapmak, cephane çalmak… Bütün bu suçlamaları reddeden Aliyev, Viyana’da tutuklandıktan sonra hapishanedeki “diğer” tutuklularca taçiz edildiğinden şikayetçi iken, 24 şubat sabahı Viyana’daki hücresinde kendisini gazlı bezle asmış olarak bulundu.
Kahvaltısı boyunca Holmes kapısının önüne biriken komşularının sesini dinledi. Bayan Hudson’da kapıdaki gürültüden rahatsız halde odaya bir kaç kez girip çıktı. Çoğu komşu elinde “Diktatörleri, hırsızları mahallede istemiyoruz” pankarları taşıyordu.
Holmes hiç istifini bozmadı. Bütün bunları gayet olagan, hatta tam planladığı gibi gören birinin edasıyla, Watson’ı da yanına alıp aşağı indi. Önce herkesi selamladı sonra grubun başına geçti. Grubu özellikle, önce eski Scotland Yard’ın bulunduğu Northumberland caddesinin karşı tarafından geçirdi. Otelin yanındaki Türk Hamamının önünden, Craven Pasajının içinden Charing Cross tren istasyonun girişindeki biracıya getirdi. Evin önündeki gösteriyi orada da tekrarladılar. “Yolsuzlara geçit yok! Mahallemizi kaptırmayız!” diye bağırdılar. Biracıdan gruba katılan yeni kalabalıkla birlikte Westminster belediyesine doğru yönlendiklerinde bizim mahalleli kalabalığı Holmes ile Watson’ın peşinde ciddiye alınacak bir gösteri yürüyüşüne dönüştü. Holmes, yaptığı araştırma sonucunda Aliyev’in servetinin bir kısmıyla, 221B Baker sokağı adresindeki kendi evi dahil bütün mahalleyi satın aldığını öğrenmişti.
Nasıl olmuşsa, dünyanın en ünlü adresi 221B Baker sokağı da Londra’nın koskoca bir mahallesiyle birlikte sanki Kazakistan’daymışçasına bir Kazak kanun kaçağının zimmetine geçmişti. Bu vahim durumun içinden Holmes’den daha iyi çıkabilecek başka bir dedektif de dünya yüzünde mevcut değildi…
DEVAM EDECEK