
Yayınevi: AYSİMA YAYINLARI
Yayın Tarihi: EKİM 2024
Türü: POLİSİYE- ÖYKÜ
Dil: TÜRKÇE
Basım Sayısı: 1 BASKI
Sayfa Sayısı: 192
Türk polisiyesinin dikkat çeken yazarlarından Funda Menekşe’nin Aysima Yayınları etiketiyle geçtiğimiz aylarda raflarda yerini alan yeni öykü kitabı “UĞURSUZ” sekiz öyküden oluşuyor. Her bir öykü, sıradan hayatların içine sızan suç temalı ve gizemli olaylar, beklenmedik sürprizlerle dolu. Öykülerinde farklı karakterler ve olaylar sunan Funda Menekşe, karakterlerin psikolojik derinliklerini başarılı bir şekilde işliyor. Bunu yaparken içinde bulunduğumuz çağın karmaşasını okurun eleştirisine sunarak, toplumsal eleştirilere de yer veriyor. Karakterlerin yaşadığı olaylar ve süreçlerle, toplumun çeşitli kesimlerine ayna tutarken aynı zamanda insan psikolojisinin karanlık yönlerini ortaya koyuyor. Öykülerde işlediği karakterlerin geçmişlerindeki travmaları ve gizli sırları, hikâyelerinin akışına ustaca yediriyor.
Öykülerin en dikkat çekici yönlerinden biri, zekice kurgulanmış olay örgüsüne eşlik eden sürpriz sonları. Bu şaşırtıcı gelişmeler ve beklenmedik sona ulaşma biçimleri, okuyucunun dikkatini canlı tutmada büyük rol oynuyor.
Funda Menekşe, sade, çarpıcı, akıcı ve düşündürücü dili, düzgün Türkçesi, zekice kurgulanmış öyküleri ve keskin gözlem yeteneğiyle, okuyuculara karakterlerin içsel çatışmalarını etkileyici bir şekilde aktarmayı başarabilen bir yazar ve son kitabı Uğursuz’da kurguladığı evrenlerle okurlarını yine farklı bir bakış açısıyla suç, ceza ve insan ilişkileri üzerine düşünmelerini sağlıyor.
ÖYKÜLER:
UĞURSUZ: Emekli komiser Uğur, pek de uğurlu gelmediğini düşündüğü ilçeye, babadan kalma evini satmak için döner ve geçmişin sırları bir anda önüne çıkar. Uğur, elinde olmadan dahil edildiği bu soruşturmada, yıllar önce ortadan kaybolan bir kadının akıbetini araştırırken, hiç ummadığı gerçeklerle karşılaşır.
ANNABEL LEE’Yİ ARAMAK: Başkomiser Zafer ve ekibi kurbanlarını parçalayarak çöplüğe bırakan ve avuçlarına Edgar Allan Poe’nun Annabel Lee şiirinden dizeler yazan notlar koyan bir katilin peşine düşerler. Araştırmalar derinleştikçe şiirin gizemi de yavaş yavaş su yüzüne çıkar.
DÜNYANIN EN VAHŞİ HAYVANI: O sabah sokağa çıkıyor ve bir arkadaşının ortadan kaybolduğunu fark ediyorsun. Ertesi gün bir diğeri yok oluyor, sonraki gün bir yenisi. Korkulu gözler üzerine dikilmiş, bir çare bulman için adeta yalvarıyor. Kayıp arkadaşlarını bulmak için sen ne yapardın?
KASA HIRSIZI: Emekli Komiser Rasim gazetede gördüğü haberle sarsılır. Cemiyetin ileri gelenlerinden Devran Saimoğlu boğazdaki yalısında ölü bulunmuştur. 72 yaşındaki Devran Hanım’la yıllar evvel yalısından çalınan yakut ve elmas taşlı bir gerdanlık vakasında tanışmışlardır. Eski vaka gibi artık körelmeye yüz tutmuş eski duygular da su yüzüne çıkar.
LEOPARLI KADIN: Komiser Esma ve ekibi şehrin izbe bir köşesinde, belediyenin temizlik işçileri tarafından bulunan bir cesetle başlarlar güne. İlk bakışta kadının ölüm sebebine dair hiçbir bulgu tespit edilemez fakat giydiği Leopar desenli mini elbiseyle çantasından çıkan eşarp ve zikirmatik akıllarda kadının hayat tarzıyla ilgili soru işaretleri bırakmaktadır. Komiser Esma soruşturmayı derinleştirdikçe arkasından tahmin dahi edemediği gerçekler çıkar.
TESADÜFLER: Şirin bir tatil kasabası ne kadar tehlikeli olabilir ki? Belki de sandığımızdan daha çok… Bir kadın karanlık, nemli, ıssız bir mahzende gözlerini açar. Ayak bileğinden zincirlenerek tutsak edilmiştir. Başına ne geldiğini, neden geldiğini, onu kimin kaçırdığını bilmiyordur ve ölüm korkusu her geçen dakika tüm benliğini sarıyordur.
ÖLÜMCÜL KADIN: Başkomiser Zafer yeni görev yerinde karmaşık bir cinayet soruşturmasıyla karşı karşıya kalır. Belediye seçimlerinin en güçlü adaylarından biri olan Giray Karagüz bir otel odasında yanı başında bir cesetle ve üstü başı kan içinde bulunmuştur ve katil olmadığına savcıyı ve Başkomiser Zafer’i ikna etmeye çalışmaktadır. Fakat bütün deliller Giray’ı işaret etmektedir. O ise başına gelenden çok evli olduğu halde gönlünü kaptırdığı ve otel odasında birlikte olduğunu iddia ettiği gizemli kadının nerede olduğuyla ilgilenmektedir.
AKBABALAR: Hırs ve güç savaşları ve başarı hedefleri şirket çalışanlarını üstü kapalı bir yarışın içine sokarken, yönetim kurulu başkanı ve kişisel asistanının ani bir kazaya kurban gitmeleri şirketteki dengeleri bir anda değiştirmiştir. İlk anda kaza gibi görünen olay incelendikçe ölümlerin şüpheli olduğuna karar verilir ve Başkomiser Zafer’le ekibi soruşturmaya dahil edilir.