Londra’nın intikam tarihi, içi çelik bolero şapkalarıyla hasım tanımayan – biri şemsiyeli bir centilmen, diğeri yüksek sivri topuklu pabuçlarıyla siyah kuşak karate hareketlerini yeni bir düzeye taşıyan bayan, çoğumuzun Tatlı Sert adıyla hiç unutmadığımız o meşhur çift sayesinde yazılmıştır. Bay ve Bayan Steel’in beyaz kasklarını başlarına geçirip motorsikletlerine atladığı günden beri, ellerinde çekiç testere sağı solu terörize etmeye kalkışan çetelere mahallenin huzurunu kaçırma imkanı kalmamıştır.
Komşumun Tatlı Sert’i yakından incelemiş, çiftin geliştirdiği hasım altetme tekniklerini sıkı sıkı çalışmış olması şüphesiz kimseyi şaşırtmaz. Sherlock’un arasıra 221B’de tavanarasına çıkarak oraya sıraladığı mankenlerle karate çalıştığına ben de şahidim.
Tahta mankenlerin kırılan kol ve bacakları sağa sola fırlayıp, arasıra tavanarasının camlarını da şangır şangır aşağı indirdirince Bayan Watson’ın tepesi fena atar haliyle. Ve tabii biz konukomşuya Sherlock hakkında söylemediğini bırakmaz.
Komşumun karate tutkusunu sinemaya en iyi aktaran aktörlerin başında Robert Downey Jr. var. Ama son televizyon serisi ile Benedict Cumberbatch de Holmes’u temsiliyette son derece başarılı oldu. Ve hayat ona Holmes’ü iyi inceleyip taklit etmenin ne kadar gerekli ve önemli olduğunu daha geçen hafta başımızdan geçen bir olay sayesinde hemen gösterdi.
Baker sokağını kesen Marylebone Road’un üzerinde trafiğin arasında zigzag çizerek dolanan iki motorsiklet o gün benim de dikkatimi çekti. Her ikisinin üzerinde belli ki genç ikişer tip -başları belli ki bulutlu- etrafta kurban arar gibi saldırgan külhan edasıyla dolanıyordu. İstifimi bozmadan güzergahım olan Marybone caddesine doğru ilerledim.
Aradan beş dakika ya geçti ya geçmedi. Sokağın köşesini döndüğüm sırada motorsikletlerin gürültüsünü duydum yeniden. Başımı kaldırır kaldırmaz motorsikletlerden biri tam önümde kendi halinde, belli ki daha yeni yirmi yaşlarında, bir Deliveroo bisikleti süren sevkiyatçının önünü kesti. Diğeri ise arkasını kapattı. Arkadan atlayan kafası siyah kasklı saldırgan bir anda elindeki şişeyi zavallı gencin kafasına indirdi. Öndeki motorsikletten atlayan diğer saldırgan ise, ne olduğunu anlayamadan sersemleyen genci devirip bisikleti altından almaya yeltendi.
İşte tam bu sırada sokağın orta yerinde bir Uber taksisi duruverdi. Hızla açılan arka kapıdan kafasında geyik avcısı şapkası olduğu halde komşum fırlamasın mı? Önce kurbanı saldırganların elinden çekip aldıktan sonra, en ufak bir tereddüt göstermeden atik bir kaplan hareketiyle avının hemen arkasında bitiverdi. Göz açıp kapayıncaya dek bir ayağıyla elinde kırık şişe bulunan saldırganın münasip yerine okkalı bir tekme oturttu. Aynı anda yumruklarını da, bisiklete yerleşmeye yeltenen diğer saldırganın böbreklerine indirdi. Vurduğu yerde yıldızlar şimşekler çaktığı an ellerini saldırganın kemerine geçirip pis bir boş çuval halini alan adamı bisikletten alaşağı çekti.
Uber sürücüsü Manuel Dias da, Sherlock’a destek olmak için arabadan çıkıp bisikletinden caddeye itilen kurbanın durumunu görmeye seyirtti. Motorsikletli çeteciler kritik durumdaki suç ortaklarını yeniden arkalarına alıp güç bela olay yerinden sıvışmayı becerdiler.
Uber şöforü dahil, sokaktan geçip de olanları gören kim varsa, saldırganları püskürtüp, kurbanı kurtaran kahramanı hararetle alkışladılar. Şapkasını tanıyanlar onun Sherlock Holmes olduğunu birbirlerine duyurdular. Çocuklar Holmes’ün etrafını sardılar. Marylbone sokağının şanlısı olarak mahalleli sevgi gösterisinde bulundu. Çevreleyenlerden tebrikler yükseldi. Olay yerine nihayet ulaşmayı başaran Metropolitan polis şefi elindeki telsizle hemen bir ambulans çağırdı. Kısa zamanda olay yerine varan acil servis ekipleri bisikletli genci caddede tedavi edip, hastahanelik durumu olmadığına karar verdiler.
Kimse bütün bu olanlar esnasında Uber taksisinin arka koltuğunda hiç sesini çıkarmadan oturmaya devam eden, gölgevari tipi farketmedi. Sherlock taksiye binip oradan ayrılıncaya kadar ben de farkına vardığımı söyleyemem. Ama tam köşede olduğum için bütün hadise esnasında hiç istifini bozmadan orada oturan adamı profilinden görme fırsatını Uber taksisi köşeyi dönerken yakaladım. O an hemen farkettim. Meğer komşum arabada oturup duran adamın ta kendisi değilmiymiş! Hayretler içinde kaldım. O zaman herkesin Sherlock zannettiği gözü pek kahraman kimdi diye büyük bir meraka düştüm. Ertesi gün gazete manşetlerinde haberi okuyunca herşey ortaya çıktı. Saldırganları al aşağı edip korkutarak kaçırtan ve zavallı sevkiyatcı genci onların elinden kurtaran Sherlock değil, onu televizyon serisinde canladıran aktör Benedict Cumberbatch imiş. Holmes’de mahallelinin tezahüratını, hiç sesini çıkarmadan arabanın arka koltuğundan seyretmiş.