Sherlock Holmes artı Hercule Poirot, eşittir Beoit Blach! Nasıl olur? Filmin senaryosunu Rian Johnson yazarsa ve yönetmen koltuğuna oturursa, neden olmasın? Johnson, filmi için her ne kadar “Agatha Chıristie ve Alfred Hitchock buluşması” dese de bana göre içinde bir parça da Sir Arthur Conan Doyle barındırıyor.
Rian Johnson özgün senaryosuna; Amerikan tarzı küçük dokunuşlar yaparak farklı bir yapıma imza atmış. Filmin ilk yarısı buram buram, Agatha Chıristie ve S. Arthur Conan Doyle kokarken; ikinci yarısından itibaren, Amerikan tarzı, o küçük dokunuşları fazlasıyla hissediyoruz.
Film, mekan tasarımı, ışıklandırılması, dekoru ve kostüm seçimleriyle; tiyatral bir ortamın beyaz perdeye aktarılmış hali olarak karşımıza çıkıyor. Klasik Amerikan yapımı, aksiyonu bol; başları beladan kurtulamayan, asi, ölmeyen, öldürülemeyen, öldürülmesi teklif dahi edilemeyen dedektifler… eğer beklentiniz bu yönde ise “ Bıçaklar Çekildi” sizi hayal kırıklığına uğratabilir.
Ünlü dedektifimiz Benoit Blanch’a gelince… Rian Johnson bir röportajında “Dedektifin geçmişi ve özel yaşamından çok, olayları çözmesindeki becerisi ve yeteneklerini ön planda tutmayı istiyorum. Tıpkı Hercule Poirot gibi,” demiş. Ancak, büyük ustaların yarattığı dedektiflerin arasında yer alması için daha çok yol kat etmesi gerekiyor. Ünlü dedektif Benoit Blanch, Hercule Poirot gibi “ Küçük Gri Hücreleri”ni çalıştıramıyor. Cinayeti çözme başarısına ve üstün zekasına, filmin hiçbir sahnesinde rastlamak mümkün olmadı ne yazık ki.
Filmin yıldızlarla dolu, dev oyuncu kadrosunda; Daniel Craig, Chıris Evans, Ana de Armas, Jamie Lee Curtes, Toni Collette, Don Johnson, Michael Shannon, Katherine Langford, Lakeith Stanfield, Jaeden Martell ve Chıristopher Plummer, yer alıyor.
Bu görkemli kadronun, oyunculuğuna diyecek yok doğrusu. Bazen birbirinden ünlü yıldızların rol aldığı filmler, hüsranla sonuçlanabiliyor. “ Bıçaklar Çekildi” filminde ise tam tersi olarak karşımıza çıkıyor. Keşke Rian Johnson, bu değerli oyunculara, daha fazla performanslarını sergileyecek fırsatı tanımış olsaydı. Bu dev kadroyu, filmin geçtiği tek mekan olan Thrombey’in malikanesine hapsetmiş gibiydi adeta. Hareket serbestliği, biraz aksiyon hiç fena olmazdı doğrusu.
Ünlü polisiye yazarı Harlan Thrombey, seksen beşinci yaş gününü kutlamak için görkemli malikanesinde, bir doğum günü partisi verir. Partiden sonra, çatı katındaki çalışma odasında boğazı kesilmiş halde ölü olarak bulunur. Yapılan soruşturmanın sonucunda polis, olayın intihar olduğuna karar verir. Ancak dava ünlü dedektif Benoit Blanch tarafından yeniden açtırılır.
İki polis müfettişi ve dedektif Benoit Blach, olayı soruşturmak için tarihi malikaneye gelirler. Thrombey’in çocukları ve torunlarından oluşan aile bireyleri tek tek sorgulanmaya başlanır. Hepsi bu sorgulama işinden hayli rahatsız olmuşlardır. Babalarından kalacak olan yüklü servete konmak için sabırsızlıkla beklemektedirler.
Harlan Trombey, artık para musluğunu kapatmıştır ve bunu partinin verildiği gece, bütün evlatlarına söyler. Şöhretinden ve parasından birer asalak gibi geçinen ailesini, hayatın gerçekleriyle yüz yüze bırakmıştır.
Harlan’ın güvendiği tek bir kişi vardır. O da, bütün sırlarını paylaştığı ve sevdiği hemşiresi, Martha’dır.
Martha göçmen bir ailenin kızıdır. Herkes onu aileden biri olarak görür ve çok güvenir. Bu güven boşuna değildir çünkü Martha’nın bir sırrı vardır.
Dedektif Benoit Blanch, Martha’nın bu sırrını öğrenmiştir ve bunu ustaca bütün aileye karşı kullanmaktan çekinmez.
Martha, babası gibi sevdiği Harlan Thrombey’i, öldürdü mü? Yoksa aile fertlerini mi korumaya çalışıyor?
Dedektif Benoit Blanch’ı, yüksek bir ücret karşılığında kim veya kimler tuttu?
Harlan Thrombey, bir cinayete mi kurban gitti yoksa intihar mı etti?
Katil kim? Olası zanlılar, aile içi sırlar, yalanlar, entrikalar, gizem, cinayet sebebi ve üstün zekalı dedektif! Bir polisiye de olmazsa olmazların hepsini içinde barındıran Bıçaklar Çekildi (Knives Out) filmi, günümüzde geçmişin kurallarına göre çekilmiş, kara mizah unsurlarıyla dolu bir yapıt.
Keyifli seyirler diliyorum.