Polisiye edebiyat, ülkemizde giderek daha çok seviliyor, yaygınlaşıyor. Polisiye romanlar daha çok yazılıyor, daha çok okunuyor. Yabancı yazarları ve eserlerini kastedmiyorum. Benim sözünü ettiklerim yerli yazarlarımız. Geçen yüzyılda polisiye roman yazanların sayısı birkaç kişiden daha fazla değildi. Polisiye hikâye yazan ise neredeyse hiç yoktu. Bugünse, polisiye yazarları bir birlik oluşturacak kadar kalabalıklaştı. Haliyle yayınevleri de yayınlarının önemli bir bölümünü polisiyeye ayırmaya başladılar. Paradigma Polisiye, sadece bu türde kitap basmak üzere yola çıkan bir yayınevi. Paradigma Polisiye’nin kuruluşu, hedefleri, yayın politikası hakkında Genel Yayın Editörü Yunus Emre Eroğlu ile yaptığım söyleşiyi aşağıda okuyabilirsiniz.
Paradigma Polisiye nasıl kuruldu ya da oluşturuldu? Fikir nasıl ortaya çıktı ve hayata geçirildi?
Paradigma Polisiye’nin oluşumu aslında küçük bir tesadüfe dayalı. İş birlikçim Fahri Bey, Çanakkale’nin büyük kitabevlerinden biri olan Divit Kitabevi’nin ortaklarından. Tabi bu bilgiyi tanışmamızın sonrasında ancak öğrendim. Yeni taşındığımız Çanakkale’de eşim ile birlikte bu kitabevini dolaşıyorduk. Eşim raflar arasında kitapları inceliyordu ve ben de her daim içimde büyük bir kaygı yaratan “o” soruya cevap bulabilmek adına kitabevi personeli ile muhabbet için uygun zamanı bekliyordum. Müşterisini uğurlayan Fahri Bey’e “Size bir sualim olacak.” dedim. “Ben de iki kitap yazdım ve iki farklı yayınevi ile çalıştım. Benim gibi yeni yazarlar, sizler gibi Anadolu’nun küçük kitabevlerinde kendimize nasıl yer bulabiliriz?” diye sordum. O esnada eşim seslendi. İlk kitabım Kana Davet’i gösteriyordu bana. Meğer daha önce Fahri Bey ile ortak noktamız olan edebiyat vasıtasıyla tanışmışız. İlk yayınevim bir edebiyatçı olan Fahri Bey’e çalışmamı göndermiş ve düzenlemesini istemiş. Lakin kitabım kendisinin düzenlemesi ile yayınlanmış. Neyse, bu konuya belki başka bir zaman değiniriz.
Bu diyalogun ardından boş vakitlerimde uğrak yerim oldu Divit Kitabevi. Fahri Bey’in önerdiği kitapları alıyor, bugüne kadar hiç tanımadığım kalemler ile buluşuyordum. Fahri Bey’in edebiyat ve genel kültür alanındaki bilgisi mübalağasız büyülüyordu beni.
Aslında Paradigma Akademi Yayınları adı altında akademik yayınlar yapan Fahri Bey, zaman içerisinde konuşmalarımızda bana “kültür kitabı” da yayınlamak istediğini ve dilersem benim kitaplarımı basabileceğini söyledi. Toplamda üç yayınevi ile sözleşme imzalamış ve ikisi ile çalışmış; aynı zamanda dördüncü yayınevini arayan biri olarak bu teklif beni çok da tereddüt yaşatmadan ikna etti. “Tamam!” dedim.
Vakit geçtikçe edebiyat ve yayıncılık konusundaki sıkıntılarımızın da ortak olduğunu fark ettik. Kimseyi zan altında bırakmadan ancak açık yüreklilikle söylemek isterim ki: Ben bir okur olarak ilk kitabım olan Kana Davet’i satın almış ve okumuş olsam, dilbilgisi kuralları ve anlatımdaki hatalardan dolayı sosyal medya hesaplarımda ağır bir dille eleştirirdim yazarı. İşte biz bunun önüne geçmek istedik. İmla hatalarının okur gözünde, kurgunun önüne geçmesini engellemek istedik. Elbette biz de tam anlamıyla hazır değiliz. İlk yayınlarımızda mutlak hatalar yine oldu. Bunun en aza indirgenmesi için de kendimizi, gelişime yönelttik.
Sonuç: Kırmızı Battaniye isimli öykü kitabımızdaki yazar dostlarım ve sizlerin de ilgisi ile işin başına geçmek üzere kollarımızı sıvadık.
Yayın standartlarınız ve amacınız nedir?
Kendimize şimdilik edebiyatın üç alanını belirledik. İçinde olduğumuz, yazmaktan ve okumaktan keyif aldığımız POLİSİYE ile birlikte GERİLİM ve BİLİMKURGU türlerinde eserler yayınlamaya karar verdik. Amacımız edebiyata ve bahsettiğim türlere gönül vermiş, emek sarf etmiş ve bunun için mücadelesine şahit olduğumuz yazarları, okurları ile buluşturmak. Bu sebeple ilk yayın programımızda bir roman dışında üç kolektif eser hazırladık. İlk günümüzde toplam yetmiş yazarımız oldu. Bizim bu eylemdeki tek gayemiz, yazmaya gönüllü ancak hikâyesine son noktayı koyduktan sonra gerçek hikâyesine bir türlü başlayamayan yazarlarımıza ilk adımında destek olmaktı. Bunu başardığımızı görmek bizim için büyük mutluluk.
Paradigma polisiyeyi tanıtır mısınız? (Ekip, yönetim, çalışma yeri, vb.)
Büyük bir ekipten bahsedemeyeceğim size. Şuan aktif olarak Paradigma Polisiye’de rol alan aslında sadece iki kişiyiz. Fahri Bey ile ben. Tabi desteğini aldığımız bir grafikerimiz, özellikle Fahri Bey’in akademik çevresi ile akıl danıştığımız birçok editörümüz var. Çalışma yerimiz ise Çanakkale’nin nezih mekânlarından biri Yalıhan’daki küçük ofisimiz.
Yayıncılıkta ve dağıtımda ne gibi sorunlarınız var? Fuarlara katılacak mısınız?
Aslında şahsım adına bir yayınevi kurmaktaki asıl amacım, işin başında olmaktı. Ancak bu amacı zihnimde canlandırırken, bazı gerçeklerle henüz tanışmadığımı, dosyalarımızı teknik açıdan hazırladıktan sonra görebildim. Her sektörde olduğu bürokratik çıkmazlar burada da var. Matbaası, bakanlığı, sözleşmesi, bandrolü… Tüm parçaları hazırlayıp, uygun yerlere yerleştirdiğimizde; yani kitaplarımız bize ulaştığında da bitmiyormuş sıkıntılar. Kitaplarımızın tanıtım bültenleri bizlerin hazırladığından farklı şekilde internet satış sitelerine girildi mesela.Kitaplarımızı ulaştırdığımız adresler kitap satışına bir süre başlamadılar. Büyük, kurumsal kitap mağazaları telefon ve mail aracılığında kitap temininde bulundular ancak biz, hepimizin bildiği sebeplerden ötürü bu mağazaları dağıtım firmalarımıza yönlendirmek mecburiyetinde kaldık. Bu çıkmazı çözmek için henüz elimizde sihirli bir değnek yok.
Hangi kitapları yayınladınız ilk olarak?
İlk yayın programımızda benim (Yunus Emre EROĞLU) üçüncü romanım olan Aklın Senfonisi ile birlikte Kırmızı Battaniye isimli derleme öykü kitabını ve Gencoy SÜMER derlemesi ile hazırlanan Dedektif Dergi.Com Birinci Yıl Öykü Seçkisi ile Yerli Bilimkurgu Yükseliyor ekibinin hazırladığı ve 47 yazarlık Yerli Bilimkurgu Yükseliyor Öykü Seçkisi 2018’i okur ile buluşturduk.
Sırada hangi kitaplar var?
Yayıncılık hayatımızın ilk ürünleri için kolektif çalışmaları tercih ettik. Üç farklı öykü kitabı sunduk okurun takdirine. Birçok yazarın bize ilettiği roman dosyaları titizlikle okunuyor. Uygun görülen (bu tabiri kullanmak istemiyorum ama) çalışmaların düzenlemeleri yapılıyor. Şu ana kadar üç yazarımıza roman dosyalarının ilk düzenlemeleri yapılarak gönderildi. Sözleşme imzalanana kadar da bu isimleri paylaşamamak sanırım etik olarak doğru olur. İkinci programımızda bir de gelenekselleşmesini istediğimiz bir polisiye öykü derlemesi de yayınlamak istiyoruz.
Bir de polisiye öykü yarışmanız var. Bu konuda da biraz bilgi verir misiniz?
Evet, polisiyemize karınca kararınca bir katkımız olsun istedik ve bir öykü yarışması açtık. Özellikle genç yazarlarımızın öykülerini bekliyoruz. Kazanan eserleri, hazırlayacağımız bir öykü kitabında yayınlayacağız. Yazarlarımız Ekim ayı sonuna kadar öykülerini [email protected] adresine gönderebilirler.