Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

YeniSayı Çıktı

Polisiye Dergi Dedektif'in yeni sayısını şimdi ücretsiz okuyabilirsin!

TAMU SAHAF İLE KİTAP VE POLİSİYE ÜZERİNE BİR SOHBET

Diğer Yazılar

Ramazan Atlen
Ramazan Atlen
1984 yılında Uşak’ta doğdu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Doktorluğun yanı sıra İngilizceden polisiye roman çevirileri yapıyor. Türkiye’nin Polisiye Dergisi Dedektif Dergi’nin 2021 yılında düzenlediği 2. Zehirli Kalem Öykü Yarışması’nda birincilik ödülü aldı. Öykü, deneme ve incelemeleri Dedektif Dergi’de ve çeşitli öykü seçkilerinde yayınlanmaya devam ediyor. Evli ve iki çocuk babasıdır.
TAMU SAHAF İLE KİTAP VE POLİSİYE ÜZERİNE BİR SOHBET 1

Bu sayımızda İzmir Konak’taki Nebioğlu Pasajı’nda hizmet veren Tamu Sahaf’ın sahibi Ahmet B. Tamu ile sahaflık, kitapseverlik ve polisiye edebiyat üzerine bir söyleşi yaptık. Kendilerine bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyoruz.

Bize kendinizden bahseder misiniz? Ne kadar zamandır sahaflık yapıyorsunuz? Sahaflık hikâyeniz nasıl başladı?

İzmir doğumlu bir kitapseverim. Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Genelde kitapla ilgili işlerde çalıştım. En son bir yayınevinde editörlük yaparken sahaflığa geçiş yaptım. Kendi dükkânımda iki yıldır sahaflık yaptığım söylenebilir. Öncesinde de bir sahaf müdavimiydim. Özel sektörde çalışan ücretlerinin azalması ve çalışma sürelerinin uzaması ile kendi işimi kurma kararı vermiştim. Daha sonra sahaflık yapmanın iyi bir fikir olabileceğini düşündüm. Bu konuda tanıdığım sahaflar da bana her zaman yüreklendirici tavırlarıyla yardımcı oldular. Kemeraltı’ndaki dükkânı tuttuktan sonra gerisi geldi. Sahaf ve ikinci el kitapçı arasında detaylarda epey fark vardır, ben sahaf ismine layık olmaya çalışıyorum.

Kitabevinizde kaç kitap var? Bunları ne kadar zamanda, nasıl topladınız?

Şu an için on bine yakın var. Bir kısmını evimden getirdim, bir kısmını da yavaş yavaş iki yılda topladım. Şahısların artık evde tutmak istemedikleri ya da geri dönüşümden kurtarılan kitaplar oluyor, bitpazarından ve diğer sahaflardan toplamak da mümkün. Ben de öyle yaptım.

Günümüzde sahaflara yönelik ilgi nasıl? Son yıllarda kitapların internet üzerinden satışı giderek yaygınlık kazanıyor. Bu durumdan etkileniyor musunuz? Dijitalleşmenin artmasıyla birlikte kitapçıdan ya da sahaftan kitap alma alışkanlığı ya da geleneksel kitapçılık bitecek mi sizce?

Günümüzde sahaflara yönelik ilgi fena değil bence. Sahafları tanıyanlarla sevenlerin sayısı aşağı yukarı aynı oranda artıyor. Okurun sahaf kavramını bilmesi ve kitapların dünyasına sahaf ortamında girmesi için sahaflardan haberdar olması gerek. Duyan geliyor, beğenirse vakit bulursa tekrar geliyor.

İnternet satışının bizi bilakis olumlu etkilediği kanaatindeyim. İnternetten görüp gelen de çok oluyor.

Geleneksel kitapçılık kendini dönüştürebiliyor bence. Sahaflık geleneği hem sahafiye malzeme satarak ve sahaf ahlakını gözeterek yaşıyor, hem de internet satışı gibi öğelerle dönüşerek varlık sahasını genişletiyor. Dönüşemeyen biter, yalnızca dönüşenler devam edebilir. Ben kitapçılık bitecekse bunun sebebinin dijitalleşme olacağına katılmıyorum. Kitap almak bir sahip olma meselesidir, kitabı sahibi olarak edinmek istemeye dayanır. İnsanlarda bu his oldukça sosyal medya ya da dijitalleşme kitabı bitirmek şöyle dursun artmasına bile yarar.

TAMU SAHAF İLE KİTAP VE POLİSİYE ÜZERİNE BİR SOHBET 2

Kitabevinizde gerçekleştirdiğiniz etkinlikler var mı? Varsa bahseder misiniz?

Eskiden mezat yapıyorduk. Yer darlığı sebebiyle mezatlarımızı yakınlarda birkaç kafede yapıyoruz. Birkaç kez dükkânımızda yüksek lisans sınıfları için dersler yapıldı. Katılanlar ve bizim için güzel bir deneyimdi. Bazen müzisyen arkadaşlar geliyor, çalıp söylüyoruz. Bazen de yazarla okur dükkânda denk gelince küçük imza güncükleri gerçekleşiyor. Dükkânda reels çekilmesi de çok hoşuma gidiyor.

Müşteri profiliniz nasıl? Daha çok hangi türde kitaplar satılıyor?

Çok çeşitli bir profil var. Osmanlıca kitaplar çok çabuk satılıyor. Tutunamayanlar gibi kitaplar geldiği gibi birkaç günde uğurlanıyor. En çok roman satıyor olabiliriz. Güzel ve ilgi çekici kapaklar, kitap alma dürtüsünü kitabın içeriğinden daha fazla harekete geçiriyor sanırım.

Son yıllarda yerli polisiye kitaplarda nicelik bakımından bir artış söz konusu. Okurlarda polisiyeye yönelik bir ilgi gözlemliyor musunuz? Polisiye kitap satışlarınız ne durumda? Okurlar daha çok hangi polisiye yazarlarına ilgi duyuyor? Hangi tür polisiye kitaplar daha çok talep görüyor?

Nicelikteki artış niteliğe de bir yerde katkıda bulunacaktır. Benim gördüğüm kadarıyla polisiye okuru, aradığı kitabı muhakkak bulma ve alma eğiliminde. Hızlıca okuyor ve yenisine geçiyor. Tür sadakati yüksek bir okur polisiyeseverler. Tabii polisiye de edebiyattır düşüncesinin 2000’lerden sonra daha çok yerleşmesi sevindirici. Polisiye için dükkânda ayrı bir bölüm var. Küçük bir bölüm olarak düzenledik, büyür diye umduk ama gelen kitaplar satılıp gittiğinden alan yetiyor şimdilik. Okurlar popüler polisiye yazarlarına daha ilgili. Ahmet Ümit, her daim soruluyor mesela. Özel olarak son zamanlarda Algan Sezgintüredi, Harun Çimen gibi yazarlar da soruluyor.

Bu arada, polisiye ayrı bir tür olarak ele alınsa da polisiyeyi bir teknik olarak kullanan ama türün içinde sayılmayan birçok metin de var ve çok okunuyor. Mesela Orhan Pamuk bir polisiye yazarıdır denemez, ama teknik olarak kullanmaya bayılır. Umberto Eco da bunun harika örneklerinden. Tür içi kabul edilmeyen birçok metin de polisiye unsurlar barındırması nedeni ile okunurluğunu artırabiliyor.

En Son Yazılar