Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

YEMEK HIRSIZI / KOMİSER MONTALBANO SERİSİ 3

Diğer Yazılar

Selin Bak
Selin Bak
1981 Trabzon doğumlu. Çocukluğu Trabzon’da geçti. Hemşire olarak meslek hayatına ilk olarak Samsun’da başladı. Hâlâ Trabzon’da hemşirelik yapmaya devam ediyor. Yılın yarısını Trabzon’da yarısını İstanbul’da geçirir. Sıkı bir polisiye okuru ve izleyicisidir. En sevdiği yazarların Türk yazarlar olduğunu gururla söyler. Polisiye sevgisi onu yazmaya da yönlendirdi. Halen Dedektif Dergi ve 221B Dergi’de polisiye kitap incelemeleri yazıyor. Yakında başka sürprizlerle de gelecek olan Selin’in en büyük hayali TÜYAP’da kendi kitabını imzalamak. Kim bilir?

İtalya’nın en ünlü çağdaş yazarlarından Andrea Camilleri, ilk eserini tamamladığında, tamı tamına başvurduğu on dört yayın evinden red cevabı almış. Yani pes etmek yok arkadaşlar, Camilleri bile red yemiş. Mutlaka okunması gereken elli polisiye yazarından biri olan yazar, kahramanına ‘Komiser Salvo Montalbano’ ismini ise İspanyol yazar Vazquez Montalban’a olan hayranlığından seçmiş. İlk Montalbano kitabı ‘Suyun Şekli’ ni 1994 yılında yazmış.

Camilleri karakterleri, mekanları, olayları, figürleri, kurgusu ve suçları ile küçük bir Sicilya kasabası (Vigata) yaratmış. Hatta 2003 yılında yarattığı bu hayali kasabayı modellendirdiği memleketi ‘Porto Empedocle’, resmi adını ‘Porto Empedocle Vigata’ olarak değiştirmiş. Her ne kadar kitaplarında yozlaşmayı, mafyayı ya da politik çürümüşlüğü yazsa da eklediği mizahla beni her daim güldürmüştür.  

Kahramanı Montalbano, yaşamayı seven ve hayatın tadını çıkaran, huysuz, şefkatli ve cana yakın bir adam. İyi yemekler yemeyi, kaliteli şaraplar içmeyi ve uzak mesafe ilişkilerini sever. ‘Yedin bu haltı, çek şimdi cezanı! Bana ne senin bunu niye yaptığından!’ deyip asla suçun işlenme nedenini sorgulamaz. Tek derdi suçu aydınlatmak, suçluları yakalamaktır. Camilleri’nin kitaplarında sadece kahramanı değil yarattığı en küçük karakter bile gerçekten kişilik bulur. Sağ kolu Fazio, yardımcısı Mimi, Galluzzo, aşk-nefret ilişkisi beslediği Dr. Marco Pasquano, sapık olmaya bir adım yakınlıktaki adli tıp uzmanı Jacomuzzi ve sakarlıkla salaklık arasında gezinen memuru Catarella’yla hayali Vigata karakolunda suçla mücadele eder. Uzatmalı sevgilisi Livia ve Livia’dan daha fazla rol çalan İsveçli kız arkadaşı İngrid, komiserin hayatında yer kaplayan önemli isimlerdir. Camilleri’nin kitaplarında sayfalar akıp gider. Yaptığı en uyanıkça şey, aksiyonun ortasında komik bir sahne girmesidir. Bir süre neler olup bittiğini unutup kendinizi gülümserken bulursunuz.

Mylos Kitap Komiser Montalbano serisinin ilk kitabı Suyun Şekli’ni Şubat 2021’de yayımladı. Suyun Şekli’nde ünlü bir mühendis ‘Ağıl’ adı verilen, hayat kadınları ya da eşcinsellerle beraber olmak isteyen tiplerin gittiği bir harabede, kendi arabasında ölü bulunuyor. Görünüş itibariyle amacına da ulaşmış. Yargıcın kararı doğal ölüm oluyor, dosyayı kapatmak istiyor. Ancak Müfettiş Salvo Montalbano, sokak bilgesi olduğu kadar da dürüst, aptallara ve kötü adamlara karşı acımasız olduğu kadar kurbanlara da bir o kadar şefkatli olduğundan, Vigata’ nın polis şefi, yargıcı ve piskoposu tarafından da baskı görmesine rağmen davayı kapatmak istemiyor. Çünkü bu nüfuzlu adamın bu pespaye yerde bulunmasına bir anlam veremiyor. Siyasetin, mafyanın hatta işin içine Vatikan’ın bile girdiği şahane bir tanışma kitabı.

İkinci kitap Ağustos 2021’de gelen Terrakotta Köpek’te ise, elli yıl önce ölmüş ve hâlâ kucaklaşmış şekilde duran iki genç aşığın cesedi, cesetlerin yanında gerçek boyutlu topraktan yapılmış bir köpek tarafından izlenir şekilde, dağlık bir alandaki gizli bir mağarada bulunuyor. Montalbano’nun bu eski suçu çözme tutkusu, kişisel tehlikeye aldırış etmeden, onu adanın geçmişinde ve II. Dünya Savaşı’ nın dehşetinin ortasında kalmış bir ailenin karanlık kalbine doğru yolculuğa çıkarıyor. Elbette yine mafya, yozlaşan kurumlar, yasa dışı ticareti es geçmiyor yazar. Olaylar, zamanlar ve mekanlar arasında harika bir maceraydı Terrakotta Köpek.

YEMEK HIRSIZI / KOMİSER MONTALBANO SERİSİ 3 1

2022’ye geldiğimizde Mylos bize yeni yıl hediyesi vererek Ocak ayında yayımladı Yemek Hırsızı’nı. Suç, entrika, güneş, deniz ürünlerinden yapılan yemekler, makarna ve karışık bir aşk hayatının baş döndürücü bir kombinasyonu.

Bu kitapta Vigata sularında bir balıkçı teknesi saldırıya uğruyor. Saldırıyı yapanlar Tunuslular. Enteresan bir şekilde teknede ölen tek kişi de Tunuslu. Montalbano olayı yardımcısı Mimi’ ye paslıyor. Aynı gün bir apartmanın asansöründe kendini emekliye ayırmış bir tüccar bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunuyor. Kurbanın eşiyle görüşen Montalbano adamın bir sevgilisi olduğunu öğreniyor. Bilin bakalım kadın nereli? Bingo! Tunuslu. Bu kadının yaşadığı yeri bulup gittiklerinde kadının ve beş yaşındaki oğlunun da kayıp olduğunu öğreniyorlar. Şehirde bu sıralarda ufak tefek yiyecek hırsızlıkları da yaşanmaya başlıyor. Elbette bu hırsızlıkları yapan, kitabın da adını aldığı Tunuslu kadının oğlundan başkası değil. Montalbano çocuğu bulduğunda bu çocuğun olayların düğümünü çözecek fitili ateşleyeceğini şaşkınlıkla okuyoruz. Bulunan bu çocuğa, Montalbano’ yu ziyarete gelen uzatmalı sevgilisi Livia kol kanat geriyor. Soruşturma ilerledikçe kayıp kadının bir sevgilisi daha olduğu ortaya çıkıyor. Bundan sonrası tam bir soruşturma hikâyesi işte. Yasa dışı göçmenler, suç örgütleri, gizli servisler ve hepsinin peşinde hırslı, asabi, muzip ve çalışkan Montalbano.

Yemek Hırsızı muhtemelen basit bir nedenden dolayı en sevdiğim Camilleri romanıdır. ÇünküSalvo’ nun babalıkla imtihanını görürüz bu kitapta. Samimi bir şekilde yakalanan acı tatlı bir epifani. Büyük ölçüde diyalog yoluyla anlatılan hikâye hızlı tempolu; ortam canlı bir şekilde tasvir edilmiş ve sonra bol da yemek var! Andrea Camilleri, insanlara dokunan hikâyeleri nasıl anlatacağını biliyor. Dedektif Montalbano’ yu çok sevdiğimi söylemeliyim. O basit bir adam. Alaycı, komik ve biraz da kaba. Mükemmel bir polis değil. Yiyor, içiyor, seviyor, sevişiyor ve hayattan zevk alıyor. Ve teknoloji söz konusu olduğunda biraz “aptal”. O, konuşmadan önce düşünen, başka kitaplarda gördüğümüz mükemmel, melankolik bir dedektif değil. Hayır, hayır, hayır… Yalan söylüyor, başkalarıyla dalga geçiyor, amacına ulaşmak için elinden gelen tüm imkanları kullanıyor. Tek sorun, yemeği o kadar iyi tarif ediyor ki, okurken kendinizi sürekli aç hissediyorsunuz.

Ve sigara… Ben çok fazla sigara içtim kitabı okurken. Montalbano’ nun ne zaman elinde bir tane varsa, benim de bir tane vardı. (Sigara sağlığa zararlıdır)

Muhteşem mekanları, muazzam kurguları, lezzetli yemekleri ve her biri birbirinden ilginç karakterleriyle Montalbano sizi Vigata’ da bekliyor. İyi bir şarap da götürürseniz eminim çok sevinecektir. Dördüncü kitabını heyecan ve merakla bekliyorum.

En Son Yazılar