Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

KUPON

Diğer Yazılar

90’ların ortasında yaşadığım öğrenci evine, neden bilmiyorum, düzenli olarak Milliyet Gazetesi geliyordu. Evde tuvalet kâğıdı bile arada sırada oluyordu ama kapıcı her sabah Milliyet bırakıyordu, biz de parasını bir şekilde bakkala veriyorduk.

Spor haberleri filan okuduğumuzdan –internet de olmadığından– üç kişilik ev ahalisi buna iki yıl kadar hiç itiraz etmedi. Evde Hasan Cemal’in kolları bağlı fotoğrafı, Mehmet Yılmaz’ın bilmiş edası, Atilla Gökçe, Deniz Gökçe filan derken bayağı bayağı gazete okunuyordu.

Sonra bir gün Arcopal ya da başka bir züccaciye ürünü için kupon biriktirmeye karar verdik. Aramızdan biri, “Oğlum hazır alıyoruz, neden biriktirmeyelim ki?” dedi. Haklıydı.

Evde bulaşığı iki hafta yıkamayanlar, her sabah disiplinle, tam makas çizgisine denk getirip, kupon kesiyorduk. Kütüphanedeki bir kitabın arasında da biriktiriyorduk. Ta ki bir gün aldığımız gazetenin sayfasını açtığımızda kuponun kesik olduğunu görene kadar.

Kesen üçümüzden biriydi. Bakkal olamazdı, geri getireceğimizi bilirdi, o kadar parasızdık ki çamura yatmaya yer arıyorduk.

Kapıcı olamazdı, çünkü kuponun günah olduğunu söyleyen ileri derecede dindar bir abimizdi.

Üçümüzden biri ya ailesine ya manitasına göndermek ya da hangi çıkarına alet edecekse onun için kuponu kesmişti.

İsimleri gerçek isim olarak kullanmıyorum; ben Ali olayım ve arkadaşlarım da Ahmet ve Mehmet olsun.

Ben olabilirdim, çünkü annemler bu kuponları biriktiriyordu ve belki de annem bir kuponunun eksik olduğunu söylemişti. Harçlığımı arttırması için babama karşı bir takım görüntüsü vermemiz gerekiyordu.

Ahmet nişanlıydı. O da nişanlısı istediği için kesmiş olabilirdi. Yeni evlerine bu Arcopal takım çok yakışırdı.

Mehmet ise aşırı cimri ve bencildi. Yemek takımını kendisi için istemiş olabilirdi. Yepisyeni takımı bu öğrenci evinde heder etmek yerine mezuniyet sonrası kuracağı eve mi saklamıştı acaba?

Kupon işi böyle bir rezillikti işte. Dostu düşman eder, bir yemek takımına bir fritöze adama tam tersi görüşte gazete aldırırdı.

O günler iyi ki bitti. Basın dünyası çok yol kat etti.

Kuponu kim mi kesti?

Aradan neredeyse yirmi beş yıl geçti. Hâlâ sık sık bir araya geliyoruz üç arkadaş. Rakıya, maça gidiyoruz. Kopmadık yani. Ama aramızda o tek kupon ve alınamayan Arcopal’in şüphesi hep yaşadı. Biliyorum, son nefesimize değin de yaşayacak.

Benmişim bu arada.

Anama göndermişim o kuponu. O da benimle bir olup babama yaptığı baskıyla aylık harçlığıma %50’den fazla zam yaptırmıştı. Hâlâ o Arcopallerde yemek yiyoruz annemlere gidince.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

En Son Yazılar