Meşhur, münzevi ve müteveffa Amerikalı yazar J.D. Salinger’ın (1919-2010) ilk, tek ve en bilinen romanı The Catcher in the Rhye ülkemizde, yanlış hatırlamıyorsam 1990...
Ben bu mahalleyi adım adım bilirim. Çocukluğum burada geçti, gençliğim de. Gerçi o zamanlar buralar sakindi, daha yeşil ve daha temizdi. Havası ciğere çekilir,...
LAWRENCE BLOCK- UMDUĞUNU DEĞİL BULDUĞUNU YİYEN HIRSIZ
Dedektif Dergi olarak geçtiğimiz sayılarda farklı kitap kulüplerine konuk olmuş, toplantı notlarımızı sizlerle paylaşmıştık. Okuma kulübümüzde yaptığımız toplantıları...
Sıradan bir mahallede öylesine bir gündü. Güneş, Boğazkesen sokağının dar kaldırımlarına sessizce doğdu. Tarihi çeşmeden başlayıp levhası iyice tozlanmış taksi durağına kadar kıvrılarak uzanan...
90'ların ortasında yaşadığım öğrenci evine, neden bilmiyorum, düzenli olarak Milliyet Gazetesi geliyordu. Evde tuvalet kâğıdı bile arada sırada oluyordu ama kapıcı her sabah Milliyet...
Yazan: Shizuko Natsuki
Çeviren: Emel Aslan
Shizuko Natsuki 1938'de Tokyo'da dünyaya geldi. Keio Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı okudu. Japonya'nın çok satan ve üreten yazarlarından biridir. Seksenden fazla...
Devran, dergi binasından çıkarken, aklını kurcalamaya başlayan bir detay yüzünden huzursuzdu. Zihnine yerleşen şüpheyi yok saymak istiyordu. Ne var ki o şüphe, zehirli bir...
Yüzüne baktım. Kar yağmış saçlarına, incecik, şeffaf tenine, içinde ışıklar yanan ela gözlerine, inci gibi dişlerine… Hâlâ ilk günkü gibi güzelsin. Seni ilk gördüğüm...
‘Günaydın sevgilim, ne güzel bir gün değil mi?
Kahvaltıdan önce biraz daha sevişelim mi?’
Yanı başımda, komodindeki telefonda çalan alarmı susturdum. Her sabah Şebnem...
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
“Bilmiyorum, dedim ya Devran Bey! Neden inanmak istemiyorsunuz? Rica ederim, bırakın şu saçma ithamlarınızı! Anlayın artık şunu, Gencoy’u kaçıran kişi ben değilim.”
“Sizin itirazlarınızı...
Emekli olduktan iki yıl sonra tekrar buraya gelmek ilk olarak kötü kahvenin ağzımda bıraktığı berbat tadı hatırlamama neden oldu. “Demek ki en çok bu...
Ölmek için güzel bir gün
Word sayfasına yazdığı kelimelere beğeniyle baktı Fırat. Bu fazla bildik cümle şu anki ruh halini tam olarak anlatan yegâne sözdü. Şimdi...
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
“Demek sen Gencoycuğumun kardeşisin? Ne ketum adamdır şu Gencoy. Bunca senedir tanışırız, bir kardeşi olduğundan hiç bahsetmedi. Görüyor musun Ali Rıza Bey? Gencoy’un...
Gece uyurken koridordan gelen bir tıkırtıya açtım gözlerimi. Kedim Toffy odanın açık kapısından koridora dikkatli bir şekilde bakıyordu. Tek bir noktaya odaklanmış, hiç hareket...
Çeviren:
Gencoy Sümer
1932 baharı herkes için kötü bir zamandı. Fabrikalar kapanıyor, insanlar işsiz kalıyordu. Kasabada morali bozuk olmayan kimse yoktu. Bu da yetmezmiş gibi başkanlık...
“Vakti gelince bir gün,” dedi çakır gözlerini uzaklara dikerek. “Bir gün mutlaka bu dağların ardında neler vardır, hangi sular çağlar, hangi dereler akar, ninemin...
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmura rağmen hızını kesmeden koşmaya devam etti. Kahrolasıca şehirde, şu yok olasıca caddeden, bir tane bile taksi geçmez miydi? O lanet...
İlk deneyimim olan kayıp kızı bulma işimden sonra özel dedektifliği yürütebileceğime karar vermiştim. Birikimlerimin de suyunu çekmesiyle, emekliliğimin bir işe yaraması gerektiğini düşünmüştüm. Polis...
Bir yandan cep telefonuyla konuşuyor, diğer yandan teknede her şeyin mükemmel olmasına çalışıyordu. Servis elemanını yanına çağırdı. “Bu masa örtülerinin değiştirilmesini istiyorum. Daha önce...
Seansın başında cep telefonu çalan kadın istifini bozmadan bacak bacak üstüne atıp yanında tuttuğu Hermes marka çantasından Iphone 14’ünü çıkardı.
“Kusura bakma, kapatmayı unutmuşum fakat...
Yıllardır bu şehrin bir parçasıyım. Beni görenler “Hala ilk günkü gibi güzel,” dese de mutlaka başka bir sıfatla tanımlamaya devam ediyorlar beni.
Bakımsız, atıl, gizemli,...
Normal şartlar altında insanlar öldükten sonra geri gelmez. Eğer geliyorlarsa bunun sadece iki açıklaması vardır: Ya zaten ölmemişlerdir ya da… Diğer seçenek biraz ürkütücü,...
Bir varmış, bir yokmuş…
Yemyeşil ulu ağaçların görkemli kollarıyla gökyüzüne uzandığı, gür şelalelerin olanca gücüyle çağıldadığı, tüm canlıların huzur ve güven içinde ömür sürdüğü uçsuz...
“Lütfen patron, bunu istemeyin benden.”
“Hadi ama Leyla, sen tuttuğunu koparan bir gazetecisin. Bu iş senin için çocuk oyuncağı.”
“İşimi ne kadar çok sevdiğimi ve bu...
Gecenin son, sabahın ilk dakikalarıydı. Yaz etkisi kendini göstermeye başlamıştı. Hayatın ışıltısı güneşin doğuşuyla artarken müşterilerini bekleyen otellerin hummalı çalışmaları son sürat devam etmekteydi,...
“Bir ayda bu altıncı cinayet Başkomiserim. Bir adım bile ilerleyemeden yeni bir kurbanla karşılaşıyoruz. Nasıl çıkacağız bu işin içinden?" dedim, Olay Yeri İnceleme ekibinin...
Karanlık, rutubet kokan bir mahzende, soğuk ve ıslak taş zeminde yatıyordu. Rahminden sızan kan bacaklarının arasında küçük bir göl oluşturmuştu. Kıpkırmızı göle, demir parmaklıklı...
Bir Sherlock Holmes Hikâyesi
Her zamanki sabahlarımızdan biriydi. Sherlock Holmes’la birlikte karşılıklı oturmuş kahvaltımızı yapıyorduk. Daha doğrusu ben Bayan Hudson’un pişirdiği domuz pastırmalı yumurtamı bitirmeye çalışırken,...
Beykoz’un güneyinde çevre yolundan İstanbul’a otuz altı kilometre mesafedeki kırsal bir bölgede, dedesinden kalma malikânesinde yaşayan Zernişan, komşularıyla görüşmeyen, onlarla en küçük bir iletişimde...
Villa, Emirgan’da boğazı gören yüksek bir tepede inşa edilmişti. Oldukça ihtişamlı, üç katlı, dış cephesinin bir kısmı gri taşlardan oluşmuş beyaz renkli bir yapıydı....
“Allah cezanı versin senin Enver! Neredeydin bu saate kadar? Sabah olmak üzere be, sabah...”
“Nerede olacağım Müncibe? Cinayet Büro ekibiyle iş üzerindeydik tabii ki.”
“Hay ben...
Sabah kahvaltımın başına yeni oturmuştum. Sahanda sucuklu yumurta, çilek reçeli, kaşar peyniri, dilimlenmiş domates, yeşil sivri biber, salatalık, yeşil ve siyah zeytinden oluşan kahvaltımın...
UĞURSUZ
Hangisinin bahçesinin nerede başladığı ve nerede bittiği belirsiz, tek sıra gibi duran uzunca bir duvarın ardına gizlenmiş taş evlerin henüz seslerine kavuşmadığı bir vakitte...
ŞEVKİ PAŞA KONAĞI
Gecenin sert ayazı insanın yüzünü zımparalıyordu. Soğuyan konağın pencereleri yatmadan önce kapatılmıştı. Perdelerin de örtülmesiyle içeri giren ay ışığı kesilmiş, odanın içi...
İNTİHAR CİNAYETLERİ- 2
Psikiyatrist Fevzi Ertekin’in adresini bulmak sandığımız kadar zor olmamıştı. Kendisi bizim tarafımızdan sadece seri katil Orhan Tunçeli’nin doktoru olarak bilinse de aslında...
KOKOLOJİ
Ekim ayında İzmir’de hava kapalıydı, gökyüzü gri bulutlarla kaplıydı. Bornova’da kapıları açan kafe elemanları müşterilerini ağırlamak için hazırlıklarını yapılıyorlardı. Başta ilaç firmaları olmak üzere...
Güneş karşı tepenin ardında kaybolmak üzereydi. Yaz sıcağı, yerini serinliğe bırakıyordu. Alper ve Handan, yoğun geçen bir günün ardından kendilerini yaşlı bir meşenin gölgesine,...
İNTİHAR CİNAYETLERİ- 1
Sabahın köründe, felâket habercisi gibi çalan telefonun sesiyle yatağımdan fırlayalı, neredeyse iki saat olmuştu ve ben hâlâ cinayet mahalline ulaşamamıştım. Başkomiser Bahadır'dan...
1.
Percule Hoirot, o sabah gelen mektuplara bakıyordu. Zarflardan birini eline alınca durakladı. Yüzünde önce bir şaşkınlık ifadesi belirdi, sonra kaşlarını çatarak, “Çok ilginç doğrusu,”...