Avustralyalı yazar ve avukat Kerry Isabelle Greenwood; 1928 yılının tarihi atmosferinde geçen, o zamana göre özgür ruhlu, hayatını canının istediği gibi yaşayan, zeki ve becerikli, çapkın ve bir o kadar da güzel, dedektif Miss Phryne Fisher karakterini yarattı.
Kerry Greenwood bir röportajında “James Bond gibi bir karakter yaratmak istedim. Daha iyi giyinen, aşkı tadında bırakan ve daha az ekipman takviyesi alan bir kadın kahraman olsun istedim. Frannie sıradan bir ölümlü değil! Frannie’yi seviyorum,” diyor.
Bu arada yazar, karakterine Frannie diye hitap ediyor çünkü onu çocuğu gibi görüyor.
Dizinin yönetmeni Tony Tilse ve senaristi John Banas dizinin yapımı esnasında, Kerry Greenwood’un yanlarında olmasını istemişler. Yazarın, senaryoyu okumasından tutun da karakterleri canlandıran aktörlerin seçimine, mekan ve kostümlerin hazırlanmasına kadar her aşamada emeği var. Greenwood, 1928 yılının tarihi ve toplumsal olaylarını, moda ve sanatını, ev dekorasyonunu, ulaşım araçlarını en ince ayrıntısına kadar araştırıp yazmış. Bunların tümünün diziye mükemmel bir şekilde yansıtılmasını sağlamış.
Babadook filmi ve Game of Thrones dizisindeki muhteşem performansından hatırladığımız Essie Davis bu sefer, Miss Fisher’s Murder Mysteries dizisinin başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor.
Dedektif Miss Phryne Fisher, kırklı yaşlarının başında, güzel, zeki ve becerikli, çapkın ve hayatını istediği gibi yaşayan özgür ruhlu bir kadındır. Zamanının elit kesimine mensup, oldukça varlıklı bir ailenin kızıdır. Çocukluğunun geçtiği, Avustralya’nın Melbourne şehrine yıllar sonra geri döner. Ayağının tozuyla daha şehre adım atar atmaz, kendini bir cinayet davasının ortasında bulur ve özel dedektif olarak hemen işe koyulur.
Phryne’nin, Melbourne’a dönmesinin asıl amacı, kız kardeşinin katili Murdoch Foyle ile yüzleşmektir. Ancak Foyle hapistedir ve iyi halden serbest bırakılmak üzeredir.
Poirot’nun Başmüffetiş Japp’i, Holmes’ün Müfettiş Lestrade’i varsa; Miss Fisher’ın da Müfettiş Jack Robinson’ı var. Bu kadarla kalmıyor tabii… Altın kaplama tabancası, jartiyerinde sakladığı bıçağı; sağ kolu Doth, uşağı Mr. Butler, sokak haberlerinden sorumlu Bert ve Ces. Anlayacağınız Miss Fisher’ın elinden ne uçan ne de kaçan kurtuluyor. Sahi, uçak kullandığını söylemiş miydim?
Avustralya yapımı olan ve üç sezon çekilen dizi, ABC tarafından ilk olarak 24 Şubat 2012 tarihinde yayınlanmış ve 100’den fazla ülkede gösterilmiş.
Miss Fisher’ın geçmişindeki sır perdesi, dizinin ortalarına doğru kendini ağır ağır hissettiriyor. Birinci Dünya Savaşı’nda hemşirelik yapmasının dışında; savaş sonrası hangi ülkelerde yaşadı, nerelerde çalıştı, çok iyi derecede konuştuğu Fransızcayı, Çinceyi ve Rusçayı nasıl öğrendi? İyi bir nişancı, uçak kullanabiliyor dövüş sanatlarına hâkim ve sanattan çok iyi anlıyor. İnsan merak ediyor tabii bunları nasıl başardığı bölümlere serpiştirerek anlatılmaz mıydı diye.
Sherlock Holmes ve Hercule Poirot hayranlarının ipuçlarını takip ederek, katili şıp diye bulabilecekleri; sıcak, eğlenceli, dönemin ruhunu yansıtan, tarihi bir dedektif dizisi. En önemlisi, 1928 yılına gitmeye hazır mısınız? O halde keyifli seyirler diliyorum.