Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

Yeni Sayı Çıktı!

En son hikaye, röportaj ve yazıları şimdi tıklayıp ücretsiz okuyabilirsiniz!

MUAMMA- BİRKAÇ CİNAYET, BİRAZ MERAK, BİR MÜYESSER

Diğer Yazılar

Gamze Yayık
Gamze Yayık
Gamze Yayık. 1972 yılında doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle Türkiye’nin farklı şehir ve okullarında süren eğitimi, Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden 1994 yılında mezuniyetiyle son buldu. İşsiz bir mühendis olarak başladığı yetişkinliğini Ying Yang mahlasıyla DivxPlanet sitesinde polisiye dizi ve filmlere gönüllü altyazı çevirmenliği, altyazı editörlüğü yaparak geçirdi. En büyük tutkusu olan kitaplardan ve okuyup öğrenmekten asla vazgeçmedi. İzmir’de yaşıyor. Halen Handan Gökçek’in “Yaratıcı Yazarlık” Atölyesi’nde polisiye okuma tutkusunu yazma uğraşına çevirmeye çabalayan bir öğrenci.
MUAMMA- BİRKAÇ CİNAYET, BİRAZ MERAK, BİR MÜYESSER 1

Bir karakter, beş yazar, beş farklı ses…

Bir okur olarak romandan ziyade öyküye her daim ilgi duymuşumdur. Ortak öykü kitapları, birden fazla yazarın kısa öykülerini bir araya getiren kitaplar olarak edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip. Farklı yazarların eserlerini tanıtan, belli bir tema ve/veya tür etrafında zengin bir anlatı dünyası oluşturan, çeşitli bakış açılarını bir araya getirerek edebiyatı daha kapsayıcı hale getiren ortak öykü kitapları, edebi çeşitliliği ve yaratıcılığı da teşvik etmektedir. Tam da bu nedenlerle benim gibi vakti kısıtlı okurlar için bu kitaplar büyük nimettir.

Kitap projesinin bahsi ilk olarak kıymetli yazar dostum Faden Müge Mersin’le kahve eşlikli bir sohbette geçmişti. Onun heyecan ve isteği nedeniyle sık sık gidişattan haberdar olmak istedim. Titiz ve meşakkatli bir hazırlık ve yazma sürecinin ardından ilk kitabı rafta görmek beni de yazarları kadar mutlu etti doğrusu.

Peki, kim bu yazarlar, Müyesser nasıl doğdu?

Aylin Aker Uçar, Melis Tığrak, Berke Atabey, Müge Yücelsin ve Faden Müge Mersin, Ferhat Uludere hocalarının yönlendiriciliğinde çalışmaya başladığında öncelikle karar verdikleri konu öykülerin türüydü: suç, polisiye. Ancak ardından gelen sorunun cevabını bulmaları çok daha güç olacaktı: Bu öykü kitabında farklı ne yapılabilir?

Geçmişe dönüp bakınca en erken örnekleri arasında “Binbir Gece Masalları” sayılan ortak öykü derlemeleri, gelişimine yüzyıllar boyunca devam etmiştir. On dokuzuncu yüzyılda matbaanın yaygınlaşması ve dergi kültürünün gelişmesiyle birlikte, farklı yazarların eserlerini bir araya getiren antolojiler popülerlik kazanmıştır. Yirminci yüzyıl, edebiyat dergilerinin ve yayınevlerinin büyümesiyle birlikte ortak öykü kitaplarının altın çağı olarak değerlendirilebilir. Özellikle iki dünya savaşı arasındaki dönemde, savaş öyküleri ve modernist temalar üzerine kurulu ortak antolojilerin öne çıktığı gözlemlenmektedir. Ek olarak bilimkurgu, fantastik ve korku türleri bu yüzyılda ortak öykü kitaplarının en çok tercih edilen konulardan olmuştur. Günümüzde de ortak öykü kitapları, hem basılı hem de dijital formatlarda geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmektedir. Yayıncılar genellikle, belirli temalar (örneğin, çevre, kadın hakları, toplumsal sorunlar) veya türler (örneğin, genç yetişkin edebiyatı, polisiye) etrafında yazarları bir araya getirmektedir. Burada hemen Dedektif Dergi yazarlarının öykü seçkilerini anımsatmak isterim.

Muamma’ya dönersek; bu derlemeler edebiyat tarihinde bu kadar uzak geçmişe uzanıp zengin bir kaynağa sahip olunca herhangi bir yeni ortak öykü kitabı çalışması için farklılık düşünmek kolay olmayacaktı. Yine de yazarlarımız sonunda bir ayırt edici fikre ulaşabildiler: Farklı yazarların kendi kalemiyle, sesiyle aynı karakteri dillendirmesi.

Yazarların tek bir karakteri kullanarak kendi tarzlarıyla öykülerini yazmaya karar vermelerinden sonraki aşama bu karakterin belirlenmesiydi. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği, çocuğu derken bir Moda hanımefendisi olan Müyesser’de karar kılındı. Ancak yaşının verdiği bazı kısıtlayıcı özelliklerini bertaraf etmek ve olaylara esneklik getirmek amacıyla yanına genç bir soluk eklemek zorunluydu: yeğeni Ferhat. Ana karakterler belirlendikten sonra, kabaca zaman olarak günümüz ve mekân için de Moda – İstanbul seçildi. Artık sınırlar çizilmiş, temel karakter özellikleri belirlenmişti. Kollar sıvandı, kalemler keskinleştirildi, ilk taslaklar yazıldıkça Müyesser maceralara atılmaya başladı. Meraklı bir karaktere sahip Müyesser, çevresinde duyduğu ya da tanık olduğu cinayetlerin peşine düşer ve okuyucuları kendisiyle birlikte bu maceraların gizemli dehlizlerine davet ediyor.

Yazarların İstanbul, Berlin ve İzmir’de yaşıyor olmaları fiziksel toplantılar yapılmasını engellese de pandeminin bize hediyesi çevrimiçi toplantılar kalemlerin bir araya gelmesini kolaylaştırdı. Ferhat Uludere yönlendiriciliğinde gerçekleşen birden fazla oturum sonunda öyküler olgunlaştı ve Melis Tığrak editörlüğünden geçtikten sonra yayımlanmaya hazır hale getirildi.

Aylin Aker Uçar ve Melis Tığrak’a ait ilk iki Müyesser macerası Yol Ayrımı ve “O Gece”nin içinde yer aldığı Muamma-Birkaç Cinayet, Biraz Merak, Bir Müyesser, Kasım 2024’te Edisyon Kitap etiketiyle okuruyla buluştu. Ekip kitap kapağında Müyesser Hanım’ın yüzünü saklayarak okurun hayal gücüne güvenmiş, titiz bir çalışma ortaya koymuş. Melis Tığrak’ın “O Gece” öyküsünü dikkatli okurlarımız Dedektif Derginin 49. sayısından anımsayacaklardır.

Kahramanı kadın olan maceralara biraz daha toleranslı yaklaştığımı kabul ederek Müyesser karakterini de sevdiğimi söyleyebilirim. Saygın, güngörmüş bir İstanbul hanımefendisi, üstelik akıllı ve çok meraklı. Ferhat’ın da hakkını yiyemem, dört dörtlük bir yeğen, ideal bir yardımcı karakter. İkilinin diğer üç macerasını okumak için sabırsızım. Umalım böylesine farklı bir fikirle doğup büyüyen proje kitap hatta dizi serisi haline gelir. Okuru ve basımı bol olsun.

En Son Yazılar