Suat Duman’ın yeraltı suç edebiyatı ya da kara polisiye türleri altında anılabilecek romanı Rakun, yazarın Cinayet Mevsimi, Müruruzaman Cinayetleri ve Dünyanın Leşleri’nden sonraki dördüncü romanı olarak Nisan 2018’de raflarda yerini almıştı.
Bendeniz de kitabı, okuduktan hemen sonra attığım Tweet ile şöyle tasvir etmiştim:
“Zaman zaman Kill Bill kıvamında absürt, zaman zaman hayatın içinden çarpıcı kareleri ile gerçekçi, insanı istemsiz güldüren tasviri bol, sarkastik, keyif veren, sürükleyici bir macera…”
Sarf ettiğim bu cümlenin hakkını sonuna kadar veren bu kitabın polisiye okurlarını ışık hızında gelişen olaylar zinciri ile memnun edeceğine inancım tam.
Henüz okumayanlar için gelelim Rakun’un konusuna!
Sıradan bir taksi şoförü olan Can Rakun’un, eline tutuşturulan bir Picasso rulosuyla başlayan sürükleyici macerasında başına gelen bin bir belaya tanıklık ediyoruz. Üstelik tüm bunlar Beyoğlu’nun tekinsiz sokaklarında geçen koşturmacalı ve son derece eğlenceli bir avantür olarak aktarılıyor. Muamma dolu işlerin içinde yeraltı dünyasının cinayet, fuhuş ve hırsızlık dahil birçok elementi baş gösteriyor.
Aslında hikaye bir mahalle şarküterisi sahibesi ile bir grup gencin takışması ile başlıyor. Birbiri ile alakası olmadığı düşünülen şarküteri, civarda çalan müzisyenler, mafya, hırsız, yabancı uyruklu kadınlar ve kahramanımız Can’ın çarpışan hikayelerinin ekseninde örülen olaylar, bir binadan düşen “dünyanın en güzel kadını” Katya’yı Can’ın şans eseri kurtarması, ona aşık olması gibi dönüm noktaları ile iç içe geçiyor.
Bol ve renkli karakterleri, tarihsel (sıradan) olmayan karmaşık zaman dizini neticesinde birbiri ile sonradan ama oldukça başarılı ve tatmin edici şekilde bağlanan olay düğümleri, alışılmışın oldukça dışında gelişen “sürreal” finali ile Rakun, övgüyü hak ediyor.
Kitap, izlerken yer yer kahkahalar atacağınız bol aksiyonlu bir film hissiyatı da veriyor. Bu nedenle sinemaya uyarlanmasının oldukça yerinde bir karar olabileceğini not düşmek isterim.
Geçtiğimiz Kasım ayında Kara Hafta etkinliğinde Rakun’u “koşturmacalı bir Beyoğlu labirenti,” tasviri ile imzalayan yazar Suat Duman’ı tanımayanlar için kısaca takdim edelim:
1977, Kars doğumlu yazar, ayrıca yayıncılık ve avukatlık yapmaktadır. Uzun yıllar Ankara’da yaşamıştır. İlk romanı Cinayet Mevsimi o yılların izlerini taşır. Avukat Mehmet Cemil karakterinin maceralarına Müruruzaman Cinayetleri romanı ile devam etmiştir. Üçüncü romanı Dünyanın Leşleri 2015’te, son romanı Rakun 2018’de yayınlanmıştır. İstanbul’da yaşamakta ve yazmaktadır.