TİNDARİ GEZİSİ
ANDREA CAMILLERI
MYLOS KİTAP
ÇEVİRMEN: SEMİH TOPÇU
239 SAYFA
Ahh Montalbano… Nasıl bu kadar yiyip, içip de kilo almıyor, hayret! İlgi çekici dürüst, terbiyeli, sadık bir kahraman. İşleri kendine özgü bir şekilde yaptığından üstleri onu başıboş bir mermi gibi görüyor. Beşinci kitapta da durum değişmiyor. Yine bildiğini okuyor; leziz yemekler yiyor, Livia’nın evlilik taleplerini ustaca savuşturuyor.
Nenè Sanfilippo oturduğu apartmanın kapısında alnından vurulmuş halde bulunur. Kurbanın evindeki eşyalar, otoparktaki iki arabası, cesedinin cebinden çıkan paralar ve çek biraz kafa karıştırır. Çünkü işsizdir ve emekli maaşı alan bir annesi vardır.Görünüşe göre gelirinin üzerinde bir hayat yaşamaktadır. Amirleri davayı Montalbano’ya vermek istemez. Ama komiserlerden biri Beyrut ziyareti sonrasında dizanteri olmuş, diğeribir soygun sırasında vurulduğu için New York’ta hastanededir. Elde var Montalbano. Hayır, elbette Montalbano’nun bu aksiliklerle alakası yok. Olay yeri incelemeleri tamamlanır ve Montalbano araştırmalarına devam etmek için emniyete döner.
Tindari Gezisi benim en sevdiğim Montalbano macerası oldu. Çünkü Montalbano bu kitapta aslında ne kadar sadık ne kadar duygusal bir adam olduğunu gösterdi. Tindari Gezisi, hem polisiye hayranlarının hem de genel olarak gizem okuyucularının ilgisini çekecek bir kurgu.
Emniyette Davide Griffo adındaki biri Montalbano ile görüşmek ister. Tabii bunun için önce Catarella ile cebelleşmek zorunda kalacaktır. Adam kayıp anne babasına iki gündür ulaşamadığını ve evlerinin kapısını kırdırmak için izin istediğini söyler. Montalbano cinayet davasıyla uğraştığından kayıp anne baba dosyasını Gallo’ya kitlemek ister. Ta ki kayıp yaşlı çiftin öldürülen gençle aynı apartmanda oturduğunu öğrenene kadar. Apartmana giden Montalbano komşularla görüşüp tanık arar. Griffo’ların komşusu (yaşlı, çapkın bir kadın) Griffo’ların çok mesafeli olduğunu, kimseyle muhatap olmadıklarını ve Sanphillipo’nun da her gece kadınlarla gürültülü şekilde seks yaptığını söyler. Aksini iddia etse bile bu sesleri dinlemekten oldukça keyif aldığı açık. Montalbano Catarella’yı Nenè Sanfilippo’nun dairesindeki bilgisayar ve CD’leri incelemesi için görevlendirir.
Günün akşamında Salvo, Griffo’ları gören bir tanık bulmak için televizyonda yaptırdığı haberi izlerken kapı çalınır. Yardımcısı Mimi bir kadına âşık olduğunu ve tayin isteyeceğini söyler. İşte burada Montalbano’nun aslında ne kadar duygusal biri olduğunu görürüz. İkisi viski içerek sarhoş olur ve Salvo ertesi sabah şiddetli bir baş ağrısıyla uyanır. Fazio arar, Caterella’nın kayıp olduğunu söyler. Görünüşe göre Catarella bütün gece çalışmış ve müthiş şeyler bulmuştur. Nenè Sanfilippo ve evli bir kadın arasında yazılmış müstehcen mektuplar ve bir roman… Montalbano delillerin incelemesi görevini tayin istedi diye sinir olduğu Mimi’ye verir. Mektuplar o kadar ayrıntılıdır ki Mimi mektupları okuduğunda kadının kim olduğunu anlar ama emin olmadan Montalbano’yla paylaşmaz. Çiftin kayboluşuyla ilgili birkaç tanığın ortaya çıkmasının ardından Griffo’ların en son Tindari’ye giden bir otobüs turunda görüldüğünü öğrenirler. Montalbano soruşturma sırasında reddedemeyeceği bir telefon alır. İki büyük suç ailesinden birinin reisi olan Don Balduccio Sinagra, Montalbano’dan ziyaretine gelmesini ister.
Yolcular ve otobüs şoförüyle görüşülür. Griffoları pek hatırlamazlar ama bir çift, ev eşyaları satmak için otobüse binen Bayan Beatrice Dileo’dan bahseder. Salvo ve Beatrice restoranda buluşurlar. Çünkü Montalbano aç ve yemek yemeli. Kadın sattığı eşyaları otobüsün arka koltuğuna koyduğunu, otobüsün sadece yarısı dolu olmasına rağmen, Griffoların en arka beşli koltukta oturup düzenli olarak arka pencereden dışarı baktıklarını söyler. Mimi, restorana gelince Montalbano’nun kafasında ampuller yanar. Kadından etkilendiği ortada olan Mimi’yi Beatrice’le baş başa bırakır. Hadi hayırlısı…
Montalbano, Fazio’nun uyarılarına rağmen mafya babasını ziyarete gider. Don Balduccio Sinagra suça bulaşan torununun öldürülme tehlikesi olduğunu söyler ve yakalanmasını ister. Böylece hapishanede güvende olacaktır. Bu görüşmeden bir anlam çıkaramadım ilkin ama mafya adamlarının şifreli konuştuğunu, bir şey söylerken başka bir şeyi kastettiğini ve Montalbano’nun bu ipucunu anlayacak kadar zeki olduğunu öğrendim. Fazio, Don Sinagra tarafından özel olarak Montalbano’ya tanıtılan ve takip edilmeyi bekleyen mafya rahibi Crucilla’yı gözetim altına alır. Fazio onu takip edecek ve Crucilla’ya kimsenin haberi olmadan takip edildiğini bildirecektir. Fazio’yu bu sayede Japichinu’ya götürecektir. Montalbano’dan hoşlanmayan amiri, mafya babalarıyla iş birliği içinde görülmesinden memnun olmadığını belirtmek için onu ofise çağırır. Ancak Montalbano, Sinagra’nın muhbir olmak istediğini söyler ve işi kendi lehine çevirir. Bu arada kötü haber gelir; yaşlı çift el ele tutuşmuş şekilde ölü bulunur. Görünüşe göre infaz edilmişlerdir. Montalbano kendini çok suçlu hisseder. Olayı en başta ciddiye almadığı için mahcuptur. Mafya rahibi Crucilla’yı takip eden Fazio, Montalbano’ya rahibin onları ertesi sabah Japichinu’ya götüreceğini söyler. Nenè Sanfilippo’nun dairesine giden Montalbano, Nenè’nin kızlarla birlikte olduğu videoları bulur ve Mimi’den tüm videoları izlemesini ister. Elbette Mimi eli boş dönmez. Mektupları okurken tahmin ettiği kadını teyit etmiştir.
Ertesi sabah, bir ekip Japichinu’yu almak için rahiple birlikte kulübeye gider, ancak onu ölü bulurlar. Montalbano, Sinagra’nın onu bir piyon gibi kullanmak istediğini anlar, ancak bu rolü oynamayı reddeder. Bu sebeple Japichinu’yu ölü bulduğunu söylemez. Bu arada otobüs şoförünün tur esnasında çektiği fotoğraflar Montalbano’ya ulaşır. Sonunda yaşlı çiftle Nenè Sanfilippo’nun birlikte hareket ettikleri ortaya çıkar. Çünkü Nenè Sanfilippo tur otobüsünü Tindari’ye kadar takip etmiştir. Yaşlı çiftin banka hesaplarında emekli maaşlarıyla biriktiremeyecekleri kadar fazla para vardır. Mimi görüntülerdeki kadının kim olduğunu söylediğinde artık ipin ucunu yakalayıp bu insanları birbirlerine bağlayan olayları çözen Montalbano ve yardımcılarının yapması gereken şey doğru zamanda doğru yemleri atıp balığın oltaya gelmesini beklemek olacaktır.
Tindari Gezisi gizemli, mantıklı ve ustaca çözümlerle baştan çıkaran ve iyi planlanmış bir kitap. Yazarın her kitabında karakterler daha gerçekçi hale geliyor. Komiser Montalbano serisinin önceki kitaplarından çok daha karanlık bulduğum bu kitapta dedektif, bazı alışılmadık sınavlardan geçiyor ve onu oldukçasarsacak gerçek bir kötülükle karşı karşıya kalıyor. Siyaset, bürokrasi, mafya, çeteler, sırlar, ustaca yapılmış sinsi planlar… Ama bunların yanında mis gibi parmesan kokulu makarnalar, lezzetli şaraplar, tazecik balıklar, deniz kokusu ve elbette aşk… Muhteşem bir Tindari Gezisi, muhteşem bir soruşturma garantisi.